PORTEKİZ’İN köklü ekibi Benfica’ya karşı yeni hocası ve genç Eljif’iyle ilk yarı boyunca istenilen futbolu oynadı Sarı-Lacivertliler... En belirgin görüntü takımın kendine olan güveni, oyun disiplini ve defansif anlamdaki iyi performanstı.
F.Bahçe, topu kazandığında rakip alanda çoğalarak, gol arayan bir futbol anlayışı sergiledi.
Orta alanda Mehmet Topal ve Eljif’in zaman zaman kaybettiği toplarda Skrtel ve Roman’a çok iş düştü.
Bu iki futbolcu aynı zamanda ilk yarıda rakip forvetlere istedikleri rahatlığı tanımadı.
Zaten rakibin de son vuruş yapacak hali yoktu desek yanlış söylemeyiz.
İlk yarının son dakikalarında Ferreyra bir fırsat yakaladı.
Çok kötü bir vuruşla topu Volkan’ın kucağına bıraktı.
Ayrıca Belarus’lu hakemin maçı sanki Türkiye’de oynanıyormuş gibi yönetmesi de beni mutlu etti.
Daha 2. dakikada Isla’nın yaptığı müdahale bence penaltıydı.
O pozisyonda düdüğünü çalsaydı, erken yenilebilecek bir golle her şey farklı olabilirdi.
İkinci devrenin başlamasıyla birlikte ise en büyük sorun ortaya çıktı:
Fizik kondisyon! F.Bahçe’nin ilk düşüş yaşayan bölgesi orta sahaydı.
Sonra diğer mevkiler onları izledi.
Bu sıkıntı sonrasında Benfica istediği gibi gelmeye başladı.
Bu akınlardan birinde de Volkan tutabileceği bir topta hata yaptı.
Geçtiğimiz sezon Aykut Kocaman yönetiminde hücumu fazla düşünmeyen takım, ilk yarı ileride alan kapatma anlamında kusursuza yakın bir performans sergiledi.
Ama dakikalar ilerledikçe daha önce böyle efor sarf etmeye alışık olmayan futbolcular tekledi.
Savunmaya yardım etmediği için eleştirilen Valbuena, dün defansif yönünü de ön plana çıkarmaya çalışınca tamamen ortadan kayboldu.
Çünkü onun da arkadaşları gibi böyle bir kondisyon gücü yoktu.
Fransız futbolcunun bu anlayışla kendisine ilk 11’de yer bulması pek de mümkün gözükmüyor.
Sonuç olarak maç 1-0 kaybedildi.
Peki tur kaybedildi mi? Hayır.
İstanbul’daki mücadele her türlü sonuca açık. Ancak Benfica burada 1 gol atarsa tur iyice zora girer.
Fenerbahçe’nin mutlak suretle gücünü dengeli kullanması gerekiyor.