Yazarlar

Emin Pazarcı

Emin Pazarcı

Milletlerarası soytarılar

Emin Pazarcı tüm yazıları

Kan ağlıyor Gazze, masumların tepesine bomba yağıyor. Ağır saldırı altında Mescid-i Aksa; Müslümanlar ibadet yerlerinde saldırıya uğruyor.

Pentagon Sözcüsü John Kirby ise rahatsız olduğunu belirten bir açıklama yapıyor. Ama O'nu rahatsız eden mazlumların karşılaştığı muamele değil. Kirby, zalimler için endişe duyuyor. Gazze'den İsrail'e atılan etkisiz roketler için "kabul edilemez" ifadesini kullanıyor.

Mescid-i Aksa'da ibadet ederken saldırıya uğrayan insanların karşı karşıya kaldığı muamele kabul edilebilir. Gazze'ye yönelik hava saldırılarında 9'u çocuk 24 masum sivilin hayatını kaybetmesi önemsiz. Ama bu iğrenç saldırılara gösterilen roketli tepki kabul edilebilir cinsten değil.

Bu nasıl bir bakış açısı? Bu ne türden bir adalet?

Tıpkı Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un dizelerinde "Cani geziyor dipdiri... Can vermede masum. Suç başkasın da niçin başkası mahkûm" dediği türden insanlık dışı bir yaklaşım!

Çünkü...

ABD yönetimi de bu suça ortak. O da aynı yolcusu. Destekleyici bir konumda, hatta "azmettirici" olduğu bile söylenebilir.

Nerede o koca koca binaları işgal eden milletlerarası kuruluşlar? Mesela Birleşmiş Milletler ne yapar? Kınamak, hiçbir işe yaramayan birtakım kararlar almak değil ki mesele. Öyle ya da böyle zulmü durdurmak, zalimi hareket edemez hale getirmek. Ama nerede, yok ki öyle bir gücü. Tıpkı diğer uluslararası kuruluşlar gibi. Hepsi şatafatlı görüntüler içindeki etkisiz elemanlar. O makamların fuzuli işgalcileri olarak da görülebilirler.

Dikkat edin...

Bu kuruluşlar çözmüyorlar ortaya çıkan sorunları. Genellikle etkili liderler devreye giriyor. Onlar birtakım adımlar atıyor ve sonuç alınıyor. Bu kuruluşlara kalsa dünyada kan gövdeyi götürecek. Adil bir dünya istiyorsak, hepsinin silkelenip atılması, yerlerine yenilerinin oluşturulması lazım...

Maalesef durum hiç de iç açıcı değil.

İşte her şey ayan beyan ortada: Yıllardır bir yalan denizi içinde yüzdürdüler dünyayı. İllüzyonlar ve gözbağcılıkla idare ettiler durumu.

Herkese insanlık dersi vermeye çalıştı insanlıktan nasibini alamayanlar.

"Hak, hukuk, adalet" ticareti yaptı kan emen emperyalistler.

"Soykırımdan" bahsetti seri katiller.

Din adına ordular oluşturan ve düzenledikleri Haçlı Seferleri ile dünyayı kana bulayanlar, bize radikalizm dersi vermeye kalktılar.

Nalıncı keseri misali hep kendilerine yonttular...

Geldiğimiz nokta ortada işte: Onların oluşturdukları ve "altta kalanın canı çıksın" sözcükleri ile özetleyebileceğimiz bir dünya düzeni içinde çırpınıyoruz şimdi!

Soytarı bugün şov yapanların çoğu, hem de profesyonel soytarı.

Ziya Paşa'nın dediği gibi, âleme nizam veriyorlar, ama bin türlü eksik, gedik ve rezillik bulunuyor hanelerinde.

Fakat, karşımızdaki sıkıntı onlar değil. Asıl çözülmesi gereken problem başka yerde. Sıkıntı bizde, kendi içimizde!

Bu soytarıların peşine takılıp gittik biz de yıllar boyunca. Oyunlarının bir parçası olduk. Güçlendirdik, kan verdik, can verdik. Halen de içimizde bu soytarılarla birlikte yol yürüyüp onların bayraklarını sallayanlar yok mu?

Emin Pazarcı Diğer Yazıları