Yazarlar

Emin Pazarcı

Emin Pazarcı

İstanbul, Ankara, Yıldırım, Özhaseki

Şaibeler ortaya dökülmüş, demokrasimiz ve seçim sistemi darbe almış, kimin umurunda! Sloganlar havada uçuşuyor: 

“İstanbul kazandı.” 

Dikkat edin, seçim sonuçlarından, rakamlardan bahsedilmiyor. Henüz kesin olmasa da İmamoğlu’nun seçimi aldığı vurgulanmıyor. Yeni bir algı oluşturulmaya çalışılarak “İstanbul kazandı” deniliyor. 

Bence tam tersi! Eğer sonuçlar bu şekilde tescil edilirse, İstanbul kaybetti. Terazinin bir kefesine Binali Yıldırım’ı, diğer kefesine de Ekrem İmamoğlu’nu koyun. İsterseniz bir de siz bakın: Acaba kayıp mı var, kazanç mı? 

Ayrıca, zaten seçimin yenilenme ihtimali söz konusu. Son kararı YSK verecek. Belki İstanbullu yeniden sandık başına giderken “İstanbul kiminle kazanır, kiminle kaybeder?” sorusunun cevabı kafasında daha da netleşmiş olacak!

***

Aynı durum Ankara için de geçerli… 

Erdoğan, bence Ankara’ya çok büyük bir jest yaptı. Başkent’e ne kadar çok önem verdiğini gösterdi. Seçmene Mehmet Özhaseki gibi “Belediyeciliğin ordinaryüs profesörü” denilebilecek bir isim sundu. Arkasına da Kayseri, Doğu-Güneydoğu ve Ankara’da herkesin bizzat şahit olduğu başarı hikâyesini koydu. 

O da Binali Yıldırım gibi verilen görevi kabul etti. Bir yandan MHP ile ittifak çalışmalarını yürütürken, diğer taraftan alana indi, Ankara’yı sokak sokak gezdi… 

Ben de Ankara’dayım, yaptığı çalışmalara bizzat şahit oldum. 96 yerli ve ulusal kanalda canlı yayına çıktı. Hiçbir zaman üslubunu bozmadı. En ufak bir falso yapmadı. 1.500’ün üzerinde irili ufaklı program gerçekleştirdi. Hiç birinde halka tepeden bakan tavırlar sergilemedi. Son derece mütevazı bir kişilik olarak öne çıktı. 

“Proje” derseniz, Ankara için geliştirdiği projeler koca bir kitaba zor sığdı! 

“Belediyecilik” derseniz, zaten O’nun işiydi. Kayseri’de ve hendek kalkışmasından sonra Güneydoğu’da yaptıklarıyla kendisini ispatlamıştı! 

İlaveten, Cumhur İttifakı’ndaki ortağı MHP ile de son derece uyumlu bir seçim kampanyasının altına imzasını attı. 

Ama olmadı işte. Birincisi, Ak Parti, adayı ve önemli bir değer olan Mehmet Özhaseki’yi yeteri kadar iyi sunamadı. İkincisi de yerel ve genel bazı engeller sonuç almasını önledi. 

Sonuçta, Ankara ve Ankaralı kazanmadı, bence kaybetti. Özhaseki zaten milletvekili ve görevine döndü. Belki başka yerlerde ve alanlarda hizmete devam edecek. Ancak, Ankara’nın kaybettiği zaman içinde daha net olarak görülecek. 

Şimdiden başladı zaten sıkıntılar!

***

Peki, 31 Mart’da bir genel seçim yapılsaydı ne olacaktı? Genel Seçimde yurt dışında da oy kullanılacaktı. Rakamlar ortada: 24 Haziran’da Cumhur İttifakı ortakları olan Ak Parti ve MHP yurt dışından 897 bin oy aldı. CHP, HDP ve İyi Parti’ye de 686 bin oy geldi. Bu oylar da seçmen sayısına göre iller arasında dağıtıldı. İstanbul’da Cumhur İttifakı’nın payına yaklaşık 152 bin, Millet İttifakı’na da 117 bin oy düştü. Arada 35 bin fark var. Bu fark, Binali Yıldırım’a tartışmasız bir seçim galibiyeti getirecekti. Son tartışmalar da yaşanmayacaktı. 

Diğer bazı illerde de bugünkünden farklı sonuçlar ortaya çıkacaktı. Bilinsin istedim.   

Emin Pazarcı Diğer Yazıları