Yazarlar

Emin Pazarcı

Emin Pazarcı

Çirkin, çok çirkin

Emin Pazarcı tüm yazıları

Çürümüş bir zihniyetle karşı karşıyayız. Kuralsızlık, kuralları olmuş. Devleti de adeta aşiret zannediyorlar.

"TÜİK'i tanımıyoruz" diyorlar.

Yargı kararlarını takmıyorlar. Türk Milleti adına karar veren mahkemelerin işlerine gelen kararlarını alkışlıyor, işlerine gelmeyenlerini "tu-kaka" ilan ediyorlar.

Devletin bakanlıkları ile savaş halindeler.

Hatta görevlerini yapan bürokratları, ileride mahkemeler kurup yargılayacaklarını bile söyleyebiliyorlar. Vesaire, vesaire...

Sonra da adaletten, çağdaşlıktan ve demokrasiden bahsediyorlar. Oysa medeniyet dediğimiz kavram, sadece bir kelimeden ibaret değildir. Medeniyet kurallar bütünüdür. Kurallar ayaklar altına alınarak medeni olunmaz. Hele hele çağdaşlıktan ve demokrasiden hiç bahsedilemez.

***

İstanbul Valiliği'nin bir yazısı ortaya çıktı. Türkiye'deki yabancı misyon şefleri ile ilişkiler hakkında uyarıda bulunuluyor. Randevu taleplerinin "resen kabul edilmemesi" konusunda uyarı yapılıyor. Önce Dışişleri'ne bildirilmesi isteniyor.

Ne demek bu?

Devletin hassasiyetleri ve planları var, onlar sizin amirleriniz değil, isteklerini hemen karşılamayın. Önce Dışişleri Bakanlığı ile temasa geçip, gerekli uyarıları ve bilgileri alın demek!

Vay sen misin bunu diyen?..

Hep birlikte ayağa kalktılar. Önce CHP'nin yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun harekete geçti. Sert tepki göstererek, "Belediye Başkanlarımız Saray'ın memuru ve amiri değil" dedi.

Ne ilgisi var? Belediye başkanları elbette memur değiller. Ancak, bu ülkenin birer ferdiler. Benim ülkemin üzerinde emelleri ve planları bulunan yabancıların değil, bu ülkenin çıkarlarını korumak mecburiyetindeler. Türkiye'nin milli menfaatlerini gözetmek zorundalar.

Ayıca, böyle bir genelgeyi en çok da batılı emperyalistlere karşı kurtuluş mücadelesi veren Atatürk'ün kurduğu parti olan CHP'nin desteklemesi gerekirdi. Ama tam tersi oldu, üzerlerine alındılar, gocundular, çok rahatsız oldular. Garip değil mi?

***

Genelgeden en çok da Avrupalı elçilerle halvet olmayı ve batı basınına demeçler vererek şikâyet edip sızlanmayı alışkanlık haline getiren CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu rahatsız oldu. Aynen şu ifadeyi kullandı:

"Bu hamlelerin, sadece merkezi iradenin toplum nezdindeki çürümüşlüğünü göstermek dışında anlamı yoktur."

İşte asıl çürümüş zihniyet bu!

Mustafa Kemal Atatürk, geçmişte bu çürük zihniyet sahiplerini yerden yere vurup onlar hakkında şunları söylemişti:

"Hangi istiklal vardır ki, ecnebilerin nasihatleri, telkin ve tavsiyeleri ve planlarıyla yükselebilsin. Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir."

***

Şimdi tekrar soruyorum: Ne var bunda? Niçin gocundunuz, niye bağırıyorsunuz?..

Ülkenin, milletin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hak ve menfaatlerinin savunulması niye rahatsız etti sizi?

Binlerce yıllık devlet geleneğinin devamı olan Türkiye Cumhuriyeti'ni aşiret mi sanıyorsunuz? Elbette hakkını hukukunu koruyacak. Elbette buranın yolgeçen hanı olmadığını, herkesin dilediği gibi at koşturamayacağını hatırlatacak.

Yoksa siz aksini mi istiyor ve arzuluyorsunuz?

Emin Pazarcı Diğer Yazıları