Yazarlar

Emin Pazarcı

Emin Pazarcı

Cenaze levazımatçılığı

Emin Pazarcı tüm yazıları

İyiydik, gayet güzel gidiyorduk; bir hayli yol da almıştık. Sonra ne olduysa oldu; gevşedik, rahatladık, yine başa döndük. Yayılımda patlamalar başladı.

Lafı evirip çevirmenin anlamı yok. Sıkıntı büyük. Hepimizin çevresindeki çember her geçen gün daha da daralıyor.

Hastaneler yine eski düzene dönüyor. Doluluk oranları artıyor. Sağlık personeli büyük baskı altında.

Tedbir almamız lazım…

Ama bakıyorum, özellikle sosyal medyada ciddi bir kirlilik var. Bazıları, virüsle mücadeleye adeta savaş açmış durumda. Milleti intihara teşvik eden paylaşımlar yapıyorlar. Cenaze levazımatçılarıyla ortaklığa girişmiş gibiler…

Kimi, “Virüsle mücadele ekonomiyi baltalıyor” değerlendirmesi yapıyor. Kimisi “virüsün koca bir yalan olduğundan” bahsediyor. Kimi de topluma alınan tedbirlerin hiçbir işe yaramayacağı yönünde karamsarlık pompalıyor.

İçine düştüğümüz rehavet ve panik körüklenmeye çalışılıyor.

Oysa, sorunun çözümü belli: Altı üstü bir maske. Herkes bu kurala uyabilseydi, bilinçli bir şekilde kullanılabilseydi, bugün bunları konuşmuyor olacaktık.

Ama ısrarlı bir direnç ve inat var!

***

Ekonomiyi de olumsuz etkiliyor içinde bulunduğumuz durum, sosyal hayatı da…

Tedbirlere uymadıkça sıkıntı büyüyor. Sıkıntı büyüdükçe de hareket kabiliyetimiz azalıyor. Üstelik virüsle mücadeleye ciddi paralar harcıyoruz. Test, ilaç ve tedaviye büyük kaynaklar ayırmak zorunda kalıyoruz.

Toplumsal sorumsuzluğun sonucu bütün bunlar!

Üstelik, o sorumsuzlar pervasızca ortalıkta dolaşıp, kafaları bulandırmaya devam ediyorlar. En azından pek çok insanımızın virüs kapmasına, hastanelerde ıstırap çekmesine yol açıyorlar.

Tabii bu işin sonunda ölüm de var!

Tablo ortada:

Ölüm sayıları artıyor. Ağır hastalarımız çoğalıyor. Zatürre oranları yükseliyor. Hastanelerimizdeki yoğunluk ve sıkıntılar büyüyor.

Sorumsuzluğu teşvik edip bu tabloyu daha da ağırlaştırmaya kimsenin hakkı yok!

***

Ciddi ve müzmin bir hastalığımız var bizim…

Başkalarını suçlamayı çok seviyoruz, ama kendi üzerimize düşeni bir türlü yerine getirmiyoruz. Bu arada koca koca laflar edip sağa sola akıl vermekten de alabildiğine hoşlanıyoruz.

Üstüne üstlük, yaşanan onca sıkıntıya rağmen, halen “virüsün koca bir yalan” olduğunu bile söyleyebiliyoruz.

İşte her akşam giderek ağırlaşan tablo bunların sonucu!

Oysa yapılması gerekenler son derece basit ve belli. Önce kendimizi koruyacağız. Bunu yaparken de zaten başkalarını, toplumu korumuş olacağız.

Virüslü mücadelenin formülü son derece basit. Maskemizi takacağız. Yoğunluk oluşturmayacağız. Yoğunluğun yüksek olduğu yerlerde de bulunmayacağız.

Hepsi bu…

Bu kadar basit!

***

Kim ne derse desin… Kim aksini iddia ederse etsin…

Bu iş ciddi. Ferdi olarak herkes için aynı sonucu vermese de çok ciddi. Eş, dost, akraba ve konu komşunun hayatı söz konusu. Ayrıca sıkıntının uzaması, sosyal hayatla birlikte ekonomiyi de olumsuz etkiliyor.

Tekrarlıyorum…

Altı üstü bir maske. Basit ve ucuz bir aparat. Takmak o kadar mı zor? İnsan hayatını ve toplumu ilgilendiren bir konuda böyle direnç ve böylesine bir inat olabilir mi?   

Emin Pazarcı Diğer Yazıları