Yazarlar

Bedir Acar

Bedir Acar

Veba, kolera, verem, korona

Bedir Acar tüm yazıları

Kamusal hayatı durma noktasına getiren Koronavirüs salgını yüzünden neredeyse ‘ertelenmeyen’ bir etkinlik yok.

Pek çok ülke, başka ülkelere seyahat yasağı getirdi.

Mesela bendeniz 19 Mart’ta Sırbistan’ın başkentinde düzenlenecek ‘Türk Filmleri Haftası’na katılmak üzere yola çıkacaktım. Ancak etkinlik, alınan önlemler üzerine iptal edildi.

Sanatçısından, devlet başkanına, zengininden yoksuluna hiçbir ayrım gözetmeden yayılan virüs yüzünden ‘anti-sosyal’ insanlar haline geleceğiz neredeyse…

Salgınlar sadece bugünün konusu değil. Geçmiş yüzyıllarda da insanlık toplu ölümlere karşı mücadele etti.

Geçmişte vebadan koleraya, veremden çiçek hastalığına kadar farklı türde pek çok salgın hastalık yüzünden yüz binlerce insan hayatını kaybetti.

Tüm bu trajik salgınlar edebiyata, filmlere konu oldu.

Hastalık ve salgın deyince edebiyat dünyasına damga vuran romanlar var.

Kıymetli dostumuz yazar Hüseyin Akın hatırlattı…

Örneğin Kolera deyince hemen akla Kolombiyalı yazar Gabriel Garcia Marquez’in ‘Kolera Günlerinde Aşk’ isimli ünlü romanı geliyor.

Bugünlerde bu türden romanlar okumak, salgın hastalıklarla ilgili filmler izlemek kendimizi kötü hissetmemize neden olabilir.

Ancak çivi çiviyi söker misali, insanlık ailemizin geçmişte ne türden acılarla yüzleştiğini bilmek de önlem alma noktasında farkındalık oluşturabilir.

Bir açıdan da ertelenen, iptal edilen onca sanat olayının boşluğunu edebiyatla kapatma fırsatı bulabiliriz.

Peki salgın hastalıkları konu alan başka hangi kitaplar var?

Geçen yüzyılın en önemli Fransız yazarlarından Albert Camus’nün Veba salgınını anlattığı aynı adlı romanı unutulmazlar arasında…

Akın’ın da hatırlattığı üzere, veba salgını 18 yüzyılda Osmanlı’ya da sirayet etmiş, başta İstanbul ve İzmir olmak üzere pek çok şehri kasıp kavurmuş, İstanbul’da iki ay boyunca her gün yaklaşık 5 bin insanın ölümüne neden olmuştur.

Hem Veba’nın hem de Kolera Günlerinde Aşk romanının filmleri var.

Bizim edebiyatımızda ise kendisine en çok yer bulan hastalıkların başında verem (tüberküloz) geliyor.

Halit Ziya Uşaklıgil’in ‘Kırık Hayatlar’, Mehmet Murat’ın ‘Turfanda mı Turfa mı’, Reşat Nuri Güntekin’in ‘Çalıkuşu’, Nabizade Nazım’ın ‘Karabibik’, Yaşar Kemal’in ‘Höyükteki Nar Ağacı’nda verem konusu yer alır.

Abdülhak Hamid’in “Makber” şiirini veremden yitirdiği karısı Fatma’ya yazdığı biliniyor.

Hüseyin Akın’ın bir hatırlatması daha var: Voltaire, Jean Jacques Rousseau, George Orwell, Moliere, Anton Cehov, Franz Kafka, Maxim Gorky gibi daha pek çok yazar veremden öldü. 

Bedir Acar Diğer Yazıları