Luyindama ve Falcao’nun sakat, Arda, Babel ve Omar’ın Kovid-19 testlerinin pozitif çıktığı bir dönemde konuk Kayserispor’du. Fatih Hoca, 7 haftada 6 puan toplayan ve ligin ‘en az net gol pozisyonu’ üreten takımıyla karşılaşmanın da etkisiyle yeni bir kadro ve oyun tarzını test etti.
Geçen yıl defansın sigortası olan Donk, Marcao ile göbeğe geçerken, sezonun şu ana kadar ki en iyi ismi Taylan biraz daha öne çıkma fırsatı buldu. Bu da geçtiğimiz 8 haftanın aksine topun çok daha hızlı ileri taşınmasını sağladı.
Belhanda’nın görevini üstlenen Feghouli’nin sorumluluk alan oyununa, Emre Kılınç ve Emre Akbaba’nın futbol zekaları ile Linnes ve Saracchi’nin enerjileri eklenince ortaya sezonun en etkili Galatasaray’ı çıktı. Önde kurulan savunma, blok halinde dar alanda oynanan oyun ve hız Galatasaraylıları heyecanlandıracak cinstendi. Bir ara topla oynama yüzde 78’e yüzde 22’ydi ve isabetli pas oranı da yüzde 89’du.
Tabii bunda Kayserispor’un oyun anlayışının da etkisi büyüktü. Diğer rakiplerin aksine önde baskı yapmak yerine alan savunmasıyla Galatasaray’ı karşılamaya çalışınca sıklet farkı doğrudan sahaya yansıdı. Konuk ekip bu süreçte kaleci Lung’un sıradışı performansıyla oyuna tutundu. 10 kişi kalması, golü yemesi ve sahadaki etkisiz oyununa rağmen futbolun cilvesi denilebilecek bir pozisyonla golü bulan Kayserispor, 28 dakika boyunca eksik bir takım ne yapması gerekirse onu yaptı.
Galatasaray’ın başta övdüğümüz futbolu, beraberlik golünden sonra panik oyununa dönüşünce, ataklar Kayserispor settini aşamadı. Her ne kadar özellikle 60 dakika oynanan futbol tatmin etse de Galatasaray adına kritik ve dramatik bir puan kaybı oldu. Umarım bu kayıp ileride çok aranmaz!
Bu arada, Terim’in test ettiği bu ilk 11’de benim açımdan en dikkat çekici isim Oğulcan Çağlayan’dı. Kadro krizlerinin yaşandığı bir dönemde yeteneği ve gençliğiyle aşı olabilecek bir isim olarak görüyordum ve o gözle izledim. Ama Oğulcan ilk 11’in en etkisiz ismi olarak bu şansı iyi kullanamadı. Buraya not etmek istedim.