Türk Telekom Stadı dün akşam Süper Lig'in zirvesindeki iki takıma yakışır bir mücadeleye sahne oldu. Aslında her Galatasaray-Beşiktaş derbisi, Fenerbahçe derbilerinden daha tempolu, coşkulu, futbol odaklı oynanıyor. Bu da o maçlardan biriydi.
Peki, haftalardır kazanmasına rağmen futboluyla tat vermeyen Galatasaray, nasıl oldu da, ligin en coşkulu, uyumlu futbolunu oynayan takımı Beşiktaş'ı çaresiz bıraktı. Açıkçası bu noktada tecrübe farkı konuştu...
Belli ki Fatih Hoca, bu maça çok daha özel çalışmıştı:
1- Kadroda, Kerem Aktürkoğlu, Halil Dervişoğlu, Oğulcan gibi genç isimleri değil, Onyekuru, Babel, Falcao gibi final özellikli maçlarda sorumluluk alacak, tecrübelerini sahaya yansıtacak isimleri sahaya sürdü. Onyekuru'nun süratiyle yaratacağı tehlike nedeniyle Beşiktaş sağ beki önceki maçlardaki gibi etkili çıkamadı. Forvet Falcao olunca da stoperler çakılı oynamak zorunda kaldı.
2- Beşiktaş'ın kanat oyuncularının etkinliğini çok iyi bildiği için sağ ve sol beke iki hızlı ismi Saracchi ve Yedlin'i koydu. Rosier-Ghezzal ikilisi o kulvarda Sarachi'nin hızı, Babel'in fizik ve isteği karşısında etkisiz kaldı.
3- Beşiktaş'ın göbeğindeki Atiba-De Souza'nın karşısında ise Taylan Antalyalı ve Gedson ikilisi vardı. Taylan ve Gedson, sezonun en iyi futbolunu oynadı. Topun Beşiktaşlılara geçtiği anda her ikisi de oradaydı, pres, isabetli pas, top dağıtımı konusunda harika işler yaptılar. Atiba ve De Souza'yı adeta nötralize ettiler... İlk golde Gedson'un ayak dışıyla yaptığı asist şapka çıkartılacak cinstendi.
4- Fatih Hoca kadro kadar taktiksel olarak da Beşiktaş'ın oyununu kilitlemeyi başardı. Beklendiği gibi Sergen Hoca takımını maçın başlama düdüğüyle birlikte öne çıkardı, Galatasaray'a sahasında baskı kurmaya çalıştı. Fatih Hoca bu taktiği aynı yöntemle boşa çıkardı. Yukarıda saydığımız futbolcuların ekstra performansına baskıyı paslarla aşan, top rakibe geçince de 2-3 kişi ile pres yapan bir futbol anlayışı eklenmişti. Beşiktaş ilk yarı 2 şut çekti, 1'i kaleyi buldu, 70. dakikada ceza sahasına isabetli orta yapamamıştı.
Maçtan önce "motivasyonu güçlü olan" kazanır demiştik... Galatasaray dün ekstra bir motivasyonla sahadaydı. Hem futbolu hem kadro tercihlerini hem de coşkuyu görünce eminim tüm Galatasaraylılar kaybedilen puanlara yanıyor, "Ah be evimizde Sivas ya da Rize'yi yenseydik" diyordur. Sonuçta Sarı-Kırmızılılar sezonu muhteşem bir derbi zaferiyle bitiriyor... Şampiyonluk mu? O halen mucize bekliyor.