Yazarlar

Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Bugüne kadar bildiğiniz her şeyi unutun

Ahmet Kekeç tüm yazıları

Bugüne kadar CHP hakkında bildiğiniz her şeyi unutun... Evet “kurucu” olmanın getirdiği şımarıklığı yaşıyorlar ve “esas oğlan” gibi davranmaya devam ediyorlar ama ne de olsa 97 yıl gibi bir alışkanlığa sahipler.

Yok.

O eski CHP yok...

Mesela özgürlükler (özellikle başörtüsü özgürlüğü konusunda) müthiş bir sabır ve hoşgörü içindeler.

En “aşırısı” şunu söylüyor:

“Biz iktidara gelirsek dindar kesimi zorunlu bir eğitim seferberliğine tabi tutacağız. Eğitilmiş insanlar başörtüsünü zaten bir zorunluluk olarak görmeyecekleri için, bu mesele de kökünden halledilmiş olacak...” (Buradaki “aşırı” Hurşit Güneş oluyor, Allah selamet versin.)

İmam Hatip Okullarındaki “rezervleri” sürüyor.

Belli etmeseler de nefret ediyorlar bu okullardan.

Hem de nasıl bir nefret.

Erol Mütercimler’in sözlerini (İmam Hatip Okullarında sapık yetişiyormuş) bu okullarla ilgili genel kanaatleri olarak kabul edebilirsiniz.

Bu görece antidemokratik tavra rağmen, CHP’nin değişmiş olduğu gerçeğini kabul etmeliyiz.

Bu ne zaman oldu?

Kılıçdaroğlu genel başkanlığa getirildikten birkaç yıl sonra oldu.

Çünkü “solcu” olmayan, Atatürkçülüğü de tartışmalı Kemal Kılıçdaroğlu partiyi değiştirdi.

Kendisi “rasyonel”in neresinde durur bilmiyorum ama bu izlediği politikaya “rasyonalizm” tabir ediyorlar.

Gerektiği kadar eyyam...

Gerektiği kadar rasyonalizm...

Bu ikisini dengede tutarak yürütmeye çalışıyor.

Peki, “başarılı” oluyor mu?

Bence oluyor.

He ne kadar muarızları, “şu kadar seçim kaybetti, bu kadar genel başkanlık kazandı” diye dalga geçse de, Kılıçdaroğlu görünmez bir hedefe doğru başarıyla ilerliyor.

Ben “görünmez hedef” diye abartıyorum.

Her şey görünür ve şallak mallak ortada...

ABD Başkan Adayı Joe Biden bunu faş etmişti.

Hedef Erdoğan’a kazandırmamak...

Son derece net...

Kılıçdaroğlu işi kapmış durumda:

Ya partide durumunun zora girmesi pahasına Biden’la “rasyonel” hareketine devam edecekti ya da partisinin “eyyam” siyaseti içinde kaybolacaktı.

İkincisini yaptı.

AK Parti’nin elinden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kopara kopara aldı.

Şimdi gözünü Başkan Erdoğan’ın makamına dikmiş durumda.

Üstelik, bu seçimde mebzul miktar ortağı ve yandaşı var.

Abdullah Gül var mesela... Gerekli konsensüsü sağlayabilirse, Gül’ü “Çatı Cumhurbaşkanı Adayı” olarak düşünüyor.

Ahmet Davutoğlu var... Bugüne kadar 3-4 defa görüştüler. Sonuncusundan aldığım tadı hiçbirinden alamadım... Hasretle birbirlerine bakıyorlardı...

Hasretle ve sırıtarak...

Çünkü, dünyanın hangi eylem ve boylamında olursa olsun, sırıtma özürlü iki insanın vuslatı bayağı “seyirlik” oluyor.

Ali Babacan var...

HDP var...

Ve aslanlar gibi Meral Akşener var...

İşini bilen ve de Biden terbiyeli Kılıçdaroğlu’nun partideki Kemalizm tartışmasını neden alelacele kapattığını şimdi daha iyi anlıyorsunuz değil mi? 

Ahmet Kekeç Diğer Yazıları