Yazarlar

Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Aşağıdaki yazıyı bir okuyun bakalım

Ahmet Kekeç tüm yazıları

Bir taraftan “Perinçekçi mi oldun?” diye saldırıyorlar, diğer taraftan “yediğiniz hurmalar” diye itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.

İkincisini söyleyenler, daha ziyade FETÖ’cüler...

Ama “CHP”li ve “Atatürkçü” pozları kesiyorlar.

Birileri bulmuş bir yerlerden “hoca efendi” lafzını, “Bak 2014 yılında neler yazmışsın” diye kafa ütülüyor...

Evet, ruhsat icabı söylüyorduk böyle şeyler.

Erdoğan’ın hatırı vardı.

FETÖ “darbeci” yüzünü gösterinceye kadar böyle şeyler söylemeye devam ettik.

Madem arşiv karıştırmaya bu kadar meraklısın, neden 2013’e ve yakın tarihlere bakmıyorsun?

2013’de intişar etmiş “aşağıdaki” yazıyı okuyun bakalım, yazarı ceffelkalem “hoca efendi” diyecek biri miymiş?

Hatırlayalım...

IŞİD terör örgütü (şimdiki ismiyle DEAŞ, Musul Başkonsolosluğumuzu basıp (başkonsolos dahil) birçok vatandaşımızı rehin almıştı.

Bir süre sonra, MİT’in operasyonuyla özgürlüklerine kavuştular. (Bu arada, başkonsolos Öztürk Yılmaz da özgürlüğüne kavuşturuldu.)

Bu, nerden bakarsanız bakın, müthiş bir “başarı öyküsü”dür...

Bu öykünün başkahramanlarından biri de, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’dır.

Burada bir parantez açmak istiyorum:

Dün izlediğim bir “paralel örgüt” kanalında, konuşmacılar, rehine olayını küçültmek için bin dereden su getirdiler...

Biri şöyle bir şey bile dedi: “IŞİD’e terör örgütü bile diyemediler...”

Diyemediler mi gerçekten?

Kendilerinin hoşlanacağı ifadeyle söyleyelim: “Dönemin Başbakanı” Recep Tayyip Erdoğan demedi mi? “IŞİD Terör örgütü” lafzını yüzlerce, binlerce kez kullanmadı mı?

Dönemin Cumhurbaşkanı kullanmadı mı?

Dönemin Dışişleri Bakanı kullanmadı mı?

Dönemin (yine kendilerinin hoşlanacağı ifadeyle söyleyelim) “havuz medyası” kullanmadı mı?

İnsan açar bir bakar...

Bilmiyorsa, google’a sorar...

Madem biz “IŞİD terör örgütü” diyemiyoruz...

Peki, siz niçin “İsrail terör devleti” diyemiyorsunuz?

Niçin Gazze’deki vahşeti “açıktan” kınayamıyorsunuz?

Niçin İsrail’in terör uygulamaları için “beddua seansları” düzenleyemiyorsunuz?

MİT Müsteşarına yönelik saldırıların iç ayağını oluşturan bir FETÖ gazetesinin genel yayın yönetmeni, rehine olayıyla ilgili olarak sosyal medya üzerinden şu değerlendirmeyi yapıyordu: “Anadolu’da hikmetli bir söz: Allah bir aciz kulunu sevindirmeyi murat ederse önce eşeğini kaybettirir sonra buldururmuş. Bu hükümet milleti haybeden sevindirmek isterse, önce vatandaşlarını teröriste rehin bırakır, sonra şu ya da bu şekilde kurtarır...”

Buradaki “eşek” benzetmesiyle kimleri yaralamaya çalıştığını hadi es geçelim. (IŞİD terör örgütünün rehin tuttuğu 49 vatandaşımız “eşek” oluyor bu durumda. Aferin size.)

Şunu soralım:

Ülkenizle alıp veremediğiniz nedir?

Ülkenizin “seçilmiş” yöneticileriyle alıp veremediğiniz nedir?

Ülkenizin “milli kurumlarıyla” alıp veremediğiniz nedir?

Nedir düşmanlığınızın nedeni?

Ahmet Kekeç Diğer Yazıları