Olgun. Skordan bağımsız Hollanda ve Norveç maçlarındaki millilerimizin tavrını en iyi anlatan kelimenin bu olduğu, izleyen herkesin zihninde hemen belirivermiştir. Telaş yapmadan, ne zaman nasıl hareket edeceğini bilerek, kendine güveni abartmadan, planına sadık, birbirini uyararak, hata yapmaktan korkmadan, hata yaptıklarında arkadaşına elini uzatarak oynadılar.
Verimli. Ne demişti Hollandalı futbolcu Klassen 5 kere geldiler 4 gol attılar. Dün de ilk yarı üç kere gittik, iki gol attık. Saha içindeki oyunumuzun karşılığı olarak tabelada yazan rakamları anlatan en doğru kelime de bu: verimli. Tarihimizde altın jenerasyonumuz olmuştu. Zaferler de kazandılar. Ancak yakın tarihimizde bu kadar olgun bir takımı ilk kez izliyoruz.
Sürekli tekrarlıyorum, bunun birinci sebebi Avrupa'da oynayan oyuncularımızın sayısı ve katkısı. Avrupa'da yetişmişi veya Türkiye'den Avrupa'ya gitmişi, ayırt etmeksizin Türkiye'de oynayanlarla uyumsuzluk göstermeden, çok klas oynuyorlar. Oyuna seviye veriyorlar.
Ancak bu, asla şu demek değil, hocanın katkısı yok. Aksine bu uyumu ve saha içindeki rahatlığı sağlayan, baş aktör Şenol Güneş. Teknik direktör katkısını Ozan Tufan'a bakarak daha iyi anlayabiliriz. Ozan Tufan, bu sezon Fenerbahçe'de katkı verdi; ancak hiçbir maçta bu özgüvende, eğlenerek, kendini değerli hissederek oynamadı. Ceza sahasına girişleri ve şutu etkiliyken onun bu özelliğini öne çıkaracak bir anlayış geliştirilmedi hocası tarafından. Şenol Güneş her oyuncusundan ne alınacaksa maksimumunu alıyor.
2002 Dünya Kupası'nda ülkemizi dünya üçüncüsü yapan Şenol Güneş, her demecinde 2022 Dünya Kupası'na katılmanın öneminden bahsediyor. İki maç gösterdi ki, hoca orada olmayı çok istiyor. Çok iyi hazırlanmış ve çok formda. Her detayı düşünmüş. Kusursuza yakın yönetiyor.
Oyuncuları her hareketiyle ona saygı duyduğunu gösteriyor. Dünya kupası elemelerinin ilk iki maçında, rahat maç izlemenin ne demek olduğunu bize yaşatan Şenol Güneş ve onun takımı önünde ben de saygıyla eğiliyorum. Devam çocuklar