Belki çok erken bir iddia ama Süper Lig’deki en iyi golcü transferi Gomis. Sadece yeteneğini değil, ruhunu da koyuyor sahaya. Ve takımı için yapabileceğinin maksimumunu her maç veriyor. Marke edilmesi çok zor bir oyuncu. Sürekli deplase oluyor. Buna rağmen Kasımpaşa savunması ona 44 dakika nefes aldırmadı. Yine de o ekmeğini taştan çıkarttı.
Futbol böyle bir oyun. Ne panik derecesine varacak ölçüde kaygılı, ne de sulandırma boyutunda soğukkanlı olacaksın. İşin kıvamını tutturamazsan, dikiş de tutturamazsın. Kasımpaşa’nın dün Gomis’ten yediği gol derslikti. Savunmada çok fazla gereksiz pas yaptılar. Üstelik çevre kontrolünü yapmayı unuttular. Gomis de gelip ayağını soktu ve topu Belhanda’ya kazandırdı. Golü atmadan önce Gomis’in ofsayta düşmemek için ne kadar dikkatli olduğunu, nasıl zeki ve çevik olduğunu görebilirsiniz. Vuruşlardaki ustalığını zaten anlatmaya gerek yok.
Galatasaray bu sezon evindeki üçüncü maçında da aynı görüntüyü verdi. Coşkuyla hücum ederken, geri dönüşleri de iyi yaptılar. Kasımpaşa’nın 18. dakikada bir kontrası var, derslik.
Pozisyon 2’ye 2’yken bir anda 6 Galatasaraylı oyununun savunmaya dönüşünde zerre boş vermişlik yoktu. Buna rağmen Kasımpaşa’nın kontraları çok etkiliydi. Her şeyi doğru düzgün yaptılar ama bitirici noktalarda, beceri sorunları sırıttı.
Galatasaray için dün en önemli zaaf, Tolga Ciğerci kendini ‘Gerçekten golcü’ zannediyor. 2 haftada 4 gol atınca Mario Jardel olduğunu sanıyor olmalı ki Belhanda çok uygun pozisyondayken topu önünü kapatan 2 kişiye rağmen kaleye şutladı.
Antalyaspor maçında eleştirilen Galatasaray dün taraftarının önünde, tazelendi. Ama bir önemli detaya daha dikkatinizi çekmek istiyorum. Evindeki diğer 2 maça göre daha kontrollü oynadılar. Çünkü Kasımpaşa çok organize çıkıyordu ve riskin bedeli ağır olabilirdi. Tabii erken skor bulamamanın da bunda etkisi oldu.