Ligin zirvesinde yer aldığı için (!) koronavirüs salgınından etkilenmediği (!) hükmüyle çıktığı şampiyonluk yarışını kaybeden (!) Trabzonspor, ve ligin en renkli takımlarından A.Alanyaspor… Önceki yıllardakilerin aksine, öncesinde heyecandan çok uzaktı ama her şeye rağmen bir ‘fi nal’ maçıydı ve sahadakiler (!) tamamen oyuna konsantreydiler. Dakikalar ilerledikçe maça heyecan kattılar.
Kariyeri için ‘büyük’ bir hamleye hazırlanan Erol Bulut’un elinde, pandemi sonrası başlayan periyot itibariyle daha formda bir takım vardı. Ancak, moralsiz ve formsuz Trabzonspor karşısında oyunu kendi yarı alanında bekleyip rakibin hata yapmasını beklemek ‘küçük’ bir taktik seçimiydi sanırım.
Siopis’in taban çıkıp sarı kart gördükten sonra ‘lk kez yaptım’ diye hakeme serzenişte bulunması da, Ceyhun başta olmak üzere ısrarlı sert müdahalelerle de, ‘önce durdur’ çabasının açık göstergesiydi ama ilk yarıda hiç işe yaramadı. Üstelik, Trabzonspor orta sahasının yaratıcılıktan çok uzak olduğu bir bölümdü.
Defansı zaman zaman 6 kişiyle kontrole aldı Akdeniz temsilcisi ama A.Ömür destekli Sörloth’un çabasını açıkçası şaşkınlıkla izlediler. Ömür’e attırdığı gol öncesinde Norveçli oyuncunun sola yaptığı koşuyu, top ona atıldığında gördüler ancak ama artık iş işten geçmişti; gol kralı, bu kez attırmaya kafasına koymuştu! Transferi, gelişimi, takımı sahiplenişi ve futboluyla sezona bedeldi.
İkinci yarıda Ekuban’ın da yokluğunda kanat gücü azalan Trabzonspor karşısında skoru eşitlemek için bütün hamlelerini yaptı Alanyaspor, çok çabaladı bu bölümde ama, Bordo-Mavililer’in çok eleştirilen defansı bu kez çok dikkatliydi.
Üretkenlikten tamamen uzaktı ama inanılmaz mücadele etti Trabzon orta sahası. Alanyaspor çözüm için bu kez, bordo-mavililer adına kaderinin çizildiği 28’inci hafta maçında yaptığı gibi, uzaktan gol aradılar ama Bakatetas bu kez hep gözlem altındaydı! O arada yine Sörloth’u unuttular!
Sadece bir kupa değildi, çok daha anlamı vardı: Alanyaspor tarihinde Süper Ligdeki ilk kupasına çok yaklaşmıştı, başaramadılar. Trabzonspor ise psikolojik baskı (!) altındaki trajik bir sezonu geride bırakırken böyle anlamlı bir teselliyi açıkçası çok hak etmişti.