Doğu Anadolu Bölgesi'nin haritasını çizmek için Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) ait uçakla bölgede uçuş yapan harita mühendisi yüzbaşı İlhan Durupınar'ın 11 Eylül 1959'da Doğubayazıt ilçesi Telçeker ve Üzengili köyleri arasındaki arazide keşfettiği, 'Nuh'un Gemisi'ne ait olduğu iddia edilen kalıntılar, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
Her geçen yıl artan toprak kayması tehdidinde olan kalıntıda, dev yarıklar oluştu. Toprak kayması nedeniyle yapısında bozulmalar oluşan kalıntıda bilimsel araştırmalar için AİÇÜ ile İTÜ arasında yapılan iş birliğiyle 'Ağrı Dağı ve Nuh'un Gemisi Araştırma Ekibi' kuruldu.
Akademik iş birliği protokolü kapsamında oluşturulan ekip, bölgede ilk çalışmasını yaptı. Aralarında jeofizik, kimya, jeoarkeoloji araştırmalarında uzman akademisyenlerin bulunduğu grup, bölgedeki incelemelerinde toprak ve kaya parçalarından oluşan çok sayıda numune topladı.
Kalıntılardan alınan numuneler incelenmek üzere İTÜ laboratuvarlarına gönderildi.
YOL HARİTASI BELİRLENECEK
AİÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Faruk Kaya, İstanbul Teknik Üniversitesi ile dünya çapında gündem olan Nuh'un Gemisi araştırmalarıyla ilgili çalışma başlattıklarını söyledi.
Yapılan çalışmaları anlatan Prof. Dr. Kaya, "Ağrı Dağı, jeolojik ve jeomorfolojik özellikleri yanında Nuh'un Gemisi'ne de ev sahipliği yaptığı inancı dolayısıyla, dünyada çok ses getiren, bilinen ve tanınan bir dağdır.
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi olarak burayla ilgili 2003 yılından beri çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu yıl daha detaylı çalışmalar yapabilmek için İTÜ ile çalışmak istedik. İTÜ bu konuda en donanımlı üniversitelerden bir tanesi.
İTÜ ile hem Ağrı Dağı'nda uydu görüntüleriyle çalışma yapmak hem de 1959 yılında İlhan Durupınar tarafından keşfedilen Telçeker ve Üzengülü köyleri arasındaki doğal yapıyı da inceleyelim dedik. İki üniversiteden akademisyenlerden çalışma grubunu oluşturduk.
AİÇÜ ve İTÜ rektörlerinin himayelerinde oluşturulan çalışma grubuyla birlikte sahaya gittik. Telçeker ve Üzengili köyleri arasında olan doğal yapı yani Nuh'un Gemisi'nin silüetini andıran formasyon üzerinde incelemelerde bulunduk. Yapının üzerinde geniş bir alanda taş ve toprak örnekleri aldık.
Bunları İTÜ'ye gönderdik. Bunları hocalar laboratuvarlarda inceledikten sonra muhtemel, 1,5- 2 ay sonra sonuçlar çıkar. Bu sonuçlara bağlı olarak yol haritası belirleyeceğiz. Özellikle jeofizik, kimya, arkeoloji araştırmalarında donanımlı, yetkin uzman hocalarımız var.
Bunlarla birlikte bu sahada jeoradar görüntüleme yapmak suretiyle yol haritası belirleyeceğiz. Sonuçlara bağlı olarak ilkbaharla birlikte iki üniversite arasında yapacağımız yeni görüşmelerle Ağrı Dağı, Telçeker ve Üzengili köylerindeki Nuh'un Gemisi kalıntılarıyla ilgili araştırma çalışmalarını devam ettireceğiz" diye konuştu.
İNANÇ TURİZMİ POTANSİYELİ
Nuh'un Gemisi'nin küresel çapta ilgi uyandırdığını ifade eden Prof. Dr. Kaya, şunları söyledi:
"Kutsal kitaplarda Nuh'un Gemisi'ne yer verilmiştir. Kaynakların büyük çoğunluğunda da Ağrı Dağı ve çevresine dikkat çekilmesi çok yoğun bir inanç turizmi potansiyelini bünyesinde barındırmaktadır.
Günümüzde inanç turizmiyle ilgili gelen gruplar bulunmaktadır. Özellikle Avrupa ülkeleri ve Amerika'dan çok ciddi bir ilgi vardır.
Zaten bu alanda ilk çalışmaları Avrupalılar başlatmış, 1829'da Johann Jacob Friedrich Wilhelm Parrot, Nuh'un Gemisi'nin kalıntılarını aramak için Ağrı Dağı'na tırmanmıştır. Biz bu çalışmalara üniversitelerimiz bünyesinde el attık. Bundan sonra da umarız sonuçlarıyla birlikte gerek Ağrı gerekse ülkemiz açısından inanç turizmi potansiyeli bakımından büyük bir potansiyelin açığa çıkmasının anlamına geliyor. Bununla ilgili çok çeşitli çalışmalar var.
Avrupalıların çok yoğun ilgi gösterdiğini biliyoruz. 2008 yılında Hong Kong'dan bir grup araştırmacı Ağrı Dağı'na çıktı. Burada bir mağara bulduklarını, içinde Nuh'un Gemisi'ne ait olduğunu iddia ettikleri tahtaları basınla paylaştılar. Tabi buldukları tahtaların Nuh'un Gemisi'ne ait olup olmadığı tartışmalı bir konu ama sonuç açısından başarılı olduklarını düşünüyoruz.
Geri döndükleri Hong Kong'da Nuh'un Gemisi Müzesi yaptılar ve en son baktığımda 7 milyon üzerinde ziyaretçi almışlardı. Bunu da ekonomik anlamda, inanç turizmini orada devreye koydular. Ülkemizin geri kalmış yörelerinden olan Ağrı'nın ciddi bir potansiyeli var.
Bizim amacımız da üniversite olarak bunu açığa çıkarıp, burayı inanç turizm merkezi haline getirebilirsek, Ağrı'nın ve ülkemizin ekonomisi ciddi anlamda canlanacaktır diye düşünüyoruz."