İskender´in alamadığı Termessos ziyaretçilerini büyülüyor
Güçlü savunmasıyla Büyük İskender'in fethedemediği şehir olarak tarihe adını yazdıran Termessos Antik Kenti, "kartal yuvası"nı andıran konumuyla dev sütunları, lahitleri ve tiyatrosuyla ziyaretçilere bambaşka bir dünyanın kapılarını açıyor.
Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çevik: "Kent, gizemli büyüleyiciliğini yitirmeden, belki de arkeologlara ters gelecek kalıntı romantizmini de koruyarak Antalya’nın en özel değerlerinden biri olarak varlığını sürdürmelidir. Kent, doğa ve tarihin muhteşem birlikteliğinden kaynaklanan bu özel durumuna uygun farklı bir tanıtım paketiyle ayrıcalıklı bir turizm destinasyonu olarak da değerlendirilmeli" dedi.
Büyük İskender'in doğu seferinde surlarını aşamadığı tek şehir olarak bilinen Termessos Antik Kenti, dev sütunları, lahitleri ve tiyatrosu, "kartal yuvası"nı andıran konumu, doğayla iç içe oluşu dolayısıyla ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Binlerce yıllık tarihi ve doğal güzellikleri ile her yıl milyonlarca turisti misafir eden Antalya'da ziyaretçilerin en fazla ilgisini çeken antik kentlerin başında Güllük Dağı Zirvesi'ndeki Termessos Antik Kenti yer alıyor.
Endemik bitkileri ile botanik bir güzellik sunan, soyu tükenmekte olan pek çok hayvanı barındırma özelliği ile de açık bir hayvanat bahçesi görünümü veren Güllük Dağı'nın zirvesinde yer alan kent, "kartal yuvası"nı andıran konumuyla günümüzde, hem tarih, hem doğa hem de fotoğraf meraklılarının vazgeçilmez duraklarından biri haline geldi.
Antik kent, ziyaretçilerine tarihin izlerini aktarırken, bir yandan da eşsiz manzarasıyla keyif veriyor. Güllük Dağı Milli Parkı içerisinde yer alan Termessos, sarp kayalıklar üzerine konumlanan tiyatrosu, 2 bin 300 yıllık surları, dev sütunları, lahitleri ve tiyatrosuyla ziyaretçilerine bambaşka bir dünyanın kapılarını açıyor.
"Arkeolojik kazı çalışmalarına olanak vermiyor"
Her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği antik kentle ilgili bilgi veren Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Çevik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Termessos'un Helenistik ve Roma dönemlerinde altın çağını yaşadığını ifade etti.
Çevik, kentin Güllük Dağı'nın zirvesinde bir heykel gibi durduğunu ve bu özelliğiyle eşsiz bir güzelliğe sahip olduğunu belirtti.
Kent içerisindeki tiyatro, odeon, stoa, tapınaklar, nekropoller ve daha pek çok nitelikli kalıntının büyük ve önemli bir metropol izlenimi verdiğini vurgulayan Çevik, şöyle konuştu:
"Bu statüsü ve sarp dağların tepesindeki konumu nedeniyle çok iyi korunmuştur. Arkeolojik kazı çalışmalarına olanak vermeyen sarp dağlara kurulu kent bu haliyle çok özeldir. Bugüne gelen binlerce yılın durumu, bir tablo konusu olmaya değecek güzellikle, görünümüyle büyüleyicidir.
Termessos için tek duamız onun diğer tüm metropollerden öte doğayla sarmallanmış derin tarihsel kültürel resmiyle varlığını sürdürmesidir. Bugün Antalya Müzesi’nin temizlik çalışmalarından öteye geçilmemiş olması sevindiricidir."
"Termessos benzersizdir"
Termessos'un benzersiz olduğunu ve bu haliyle korunması gerektiğini dile getiren Çevik, "Kent, gizemli büyüleyiciliğini yitirmeden, belki de arkeologlara ters gelecek kalıntı romantizmini de koruyarak Antalya’nın en özel değerlerinden biri olarak varlığını sürdürmelidir.
Kent, doğa ve tarihin muhteşem birlikteliğinden kaynaklanan bu özel durumuna uygun farklı bir tanıtım paketiyle ayrıcalıklı bir turizm destinasyonu olarak da değerlendirilmeli. Bu amaçla en gizemli Termessos hikayelerini öyküleştirerek, romanlaştırarak hatta filmleştirerek dünyaya sunulmalı." diye konuştu.