Ekmeklerini ´taştan´ çıkarıyorlar
Bitlis'in Ahlat ilçesindeki taş ocaklarında çalışan işçiler, sıcak havada her gün 12 saat balyoz sallayarak ekmeklerini "taştan" çıkarıyor.
Günün ilk ışığıyla ocağa giden işçiler, kazma, kürek, levye, çivi ve balyozla akşama kadar geleneksel yöntemlerle Nemrut Dağı eteğinde taş çıkarıyor.
İlçedeki 8 taş ocağında günlük 150 lira yevmiye ile çalışan yaklaşık 300 işçi, ocaktaki büyük kaya bloklarını geleneksel yöntemlerle parçalıyor.
Alın teri döken taş işçileri, işlerinin ağır olmasına rağmen güneşin altında akşama kadar balyoz sallayarak ailelerinin geçimini sağlıyor.
İşçilerin verdiği büyük emekler sonucu çıkarılan Ahlat taşı, Türkiye'nin her bölgesine pazarlanıyor.
"Türkiye'nin her yerine taş gönderiyoruz"
İşletme sahibi Emre Nacaroğlu, ocakta 24 işçi istihdam ettiğini ve günde 120 metrekare taş kestiklerini belirtti.
Taşın metrekaresini 50 liradan sattıklarını kaydeden Nacaroğlu, "Burada bloklar halinde çıkardığımız taşları kamyonlarla kesim alanına götürüyoruz. Dört aşamadan geçen taşlar makinede işlenerek hazır hale geliyor. Nemrut Dağı eteğinden çıkardığımız taşları Türkiye'nin her yerine gönderiyoruz. Ahlat Taşı, asırlardır bina, çeşme, cami, minare ve kümbet yapımında kullanılıyor. Kışın sıcak, yazın serin tutma özelliği ve dayanıklılığı sayesinde yeni evlerde de kullanılıyor." dedi.
"En zor mesleklerden birini yapıyoruz"
70 yaşındaki Muhyettin Tanış, 30 yıldan bu yana sürekli taş ocaklarında çalışarak çocuklarının rızkını kazandığını söyledi.
Taş ocağında çalışmanın dünyanın en zor işlerinden olduğunu belirten Tanış, "Bu sıcakta sabah erken saatlerden akşama kadar çalışıyoruz. Devletten 500 lira yaşlılık maaşı alıyorum. Çocuklarımın rızkını çıkarmak zorundayım. Ekmeğimizi taştan çıkarıyoruz. Artık zorlanıyorum. Levyelerin ağırlığı 30 ila 50 kilogram arasında değişiyor. 70 yaşındayım ve akşama kadar 5 kilogramlık balyoz kullanıyorum. Kazma, kürek, levye, çivi ve balyoz ile taşları kesiyoruz. Çok yoruluyoruz ancak mecburuz." diye konuştu.
Babası ile ocakta çalışan Sedat Tanış da sürekli beden gücüyle çalıştıkları için çok yorulduklarını, haftada bir gün dinlenebildiklerini ifade etti.