Efsaneleriyle ünlü 40 odalı Arılı Mağarası turizme açılmayı bekliyor

Savaş dönemlerinde vatandaşlarım sığınak olarak da kullandığı mağarada bilinen 18 odanın yanında eskilerin anlattıklarına göre gizli odalarla birlikte 40 oda ve salon bulunuyor.

İl Özel İdaresi tarafından mağara yakınlarına kadar yapılan yolla birlikte ulaşım sorunun kısmen aşıldığı mağara, obruğu andıran girişi, giriş kısmındaki doğal ışık ve bitki örtüsünün ardından salon ve odacıklardan oluşan yapısıyla ziyaretçilerini gizemli bir gezintiye çıkarıyor.

Türkiye’de coğrafi büyüklüğüne göre en fazla mağaranın bulunduğu gizemli şehirlerden birisi olan Gümüşhane’nin bilinen yüzlerce, kayıtlı 24 mağarasından birisi olan Arılı Mağarası, rahatlıkla gezilebilen salon ve odacıkların yer aldığı, tavan yüksekliğinin yer yer 10 metreyi bulduğu, beyazdan laciverte kadar çeşitli renk tonlarının hakim olduğu sarkıt ve dikitleri ve halen devam eden damlataşı oluşumuyla ziyaretçilerini bekliyor.

Arılı köyü muhtarı Süleyman Olgun, bilinen boyu 70 metre olan mağarada 18 oda olduğunu, girilmeyen odalarla birlikte bu sayının 40 olduğunun rivayet edildiğini belirterek, “Burasının Cenevizlerin sarayı olduğu ve 500 metre uzakta bulunan Kartalkaya’da ki Ceneviz kalesine bağlantısı olduğu söyleniyor. Bir diğer efsanede de mağaraya bırakılan horozun köyün üzerinde Kemertaş denilen bölgeden çıktığı söylenir. Ayrıca Rum Gosti’nin mağaranın içindeki su akıntısına kül döktüğü ve bu küllü suyun bahçesinden çıktığı da anlatılır. Rus işgali sırasında Sadi Selçuk’a yardım eden meşhur Gosti. Sadi Selçuk Karagöllerde ki askere şifre götürürken Ruslar tarafından yakalandı ve bizim köyde hapis ettiler. Köyümüzde yaşayan Gosti’nin yardımıyla kaçtı ve bu mağarada saklandı. Böylelikle Sadi Selçuk’un hayatını kurtarmış oldu” dedi.

Arılı Mağarasının tescilli olduğunu ve turizme açılması için çok çaba gösterdiğini fakat bir türlü hizmete açamadığından yakınan muhtar Olgun, “Bu yıl sağ olsunlar Özel İdaremiz Valimiz ve Kaymakamımızın destekleriyle yolumuzu getirdi. Şimdi içerisindeki temizlik çalışmalarının başlamasını, yolunun stabilize olmasını istirham ediyorum” diye konuştu.

Mağaraya fırsat buldukça geldiğini kaydeden köy sakinlerinden akademisyen Oğuzhan Olgun da “Burası dört mevsim ayrı güzelliğe sahip bir yer. Şuanda bile rahatlıkla gezilebiliyor. Köyümüze çok yakın mesafede ve Gümüşhane’ye 34 kilometre uzaklıkta. Fotoğraf, doğa sever ve macera sevenleri buraya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Mağarada damlataşı oluşumları, bu tür mağaralarda bulunan değişik şekiller, renkli oluşumlar, kendine özel bitki örtüsü, bir kısım faunası, çeşitli böcek ve kış aylarında yarasaların bulunduğunu ifade eden Olgun, “Giriş bölümünde doğal ışık var. El feneriyle rahatlıkla gezilebiliyor. Sığınak olarak kullanıldığını biz eskiden beri biliyoruz. Değişik hikayeler de anlatılıyor burayla ilgili. Girilmeyen bölümlerinin olduğunu biliyoruz. Köyün etrafındaki mağaralarla bağlantılı olduğu da söyleniyor. Burayla ilgili çok sayıda efsane var. Burayı gelip görenler atmosferinin farklı olduğunu rahatlıkla hissedecekler” şeklinde konuştu.