FOTO GALERİ

Ebû Eyyûb el-Ensârî (Eyüp Sultan) kimdir?

Eyüp Sultan Hazretleri’nin vefatının 1448. sene-i devriyesi… Hicret sırasında Hz. Peygamber’i (sas) Medine’de evine misafir eden ve 80 yaşında at sırtında İstanbul’u feth’e gelen sahabe Ebû Eyyûb el-Ensârî (ra).

  • 1
  • 19
Eyüp Sultan Hazretleri, Peygamberimizi (s.a.v) uzun süre evinde misafir eden, imanı ile kaç yaşında olursa olsun örnek teşkil etmiş kutlu sahabe efendimiz. Onu sene-i devriyesinde hayır ve dua ile yad ediyoruz.
  • 2
  • 19
Peki Resullullah mihmandarı olan o yüce şahsiyet nasıl bir karaktere sahip idi? İstanbul fethinden sonra kabri nasıl ve nerde bulundu?
  • 3
  • 19
EYÜP SULTAN HAZRETLERİ KİMDİR?

Hicret sırasında Hz. Peygamber’i (sas) Medine’de evine misafir eden ve 80 yaşında at sırtında İstanbul’u feth’e gelen sahabe Ebû Eyyûb el-Ensârî (ra).
  • 4
  • 19
Peygamberler Sultânı’nı hâne-i saâdetlerinde yedi ay müddetle ağırlama bahtiyarlığına nâil olan Ebû Eyyûb el-Ensârî -radıyallâhu anh-, başlangıçta Allâh Rasûlü’nün, evinin üst katında kalması için ne kadar ısrar ettiyse de -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz: “-Yâ Ebâ Eyyûb! Evin alt katında bulunmamız, bizim için daha münâsip ve elverişlidir.” buyurarak alt katta oturdular.
  • 5
  • 19
Aziz misâfirleri Allâh Rasûlü’ne eşsiz bir hürmet ve muhabbetle hizmet eden Ebû Eyyûb -radıyallâhu anh- ve âilesi, yattıkları yerin Peygamber Efendimiz’in hizâsına gelmesinden bile teeddüb ettikleri için, duvar kenarlarına sığınarak uyuyorlardı.
  • 6
  • 19
Birgün testileri kırıldı ve içindeki bütün su, zemîne döküldü. Suyun mübârek misâfirlerinin üzerine damlayıp da O’nu rahatsız etmesinden endişelenen Ebû Eyyûb Hazretleri, hemen tek örtüleri olan kadife yorganı aldı ve telâş içinde yerleri kuruladı. Sabah olunca da Varlık Nûru -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e üst kata çıkmaları husûsunda ısrarla ricâda bulundu. Rasûlullâh Efendimiz:
  • 7
  • 19
“-Alt kat daha elverişlidir!” buyurdu ise de Ebû Eyyûb -radıyallâhu anh-:
  • 8
  • 19
“-Siz alt katta bulundukça biz üst kata çıkamayız!” dedi. Bunun üzerine, yerlerini değiştirdiler.,Ebû Eyyûb el-Ensârî ve âilesi, Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’i misâfir ettikleri günlerde yemek pişirir ve kendisine ikrâm ederlerdi. Yemeğin kalan kısmı geri geldiğinde, Âlemlerin Efendisi’nin parmaklarıyla dokunduğu yerleri araştırır, bununla teberrük ederlerdi. Bir keresinde soğanlı veya sarımsaklı bir yemek göndermişler, fakat Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- yememişti. Ebû Eyyûb -radıyallâhu anh-, yemekte Efendimiz’in parmak izlerini göremeyince, endişe ile yanına giderek:

“-Yâ Rasûlallâh! O yemek haram mıdır?” diye sordu.
  • 9
  • 19
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“-Değildir! Fakat, kokusundan hoşlanmadım. Çünkü ben meleklerle konuşuyorum.” buyurdu.
  • 10
  • 19
Bunun üzerine Ebû Eyyûb -radıyallâhu anh-:

“-Sizin hoşlanmadığınız şeyden ben de hoşlanmam!” dedi.
  • 11
  • 19
Ancak Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“-Siz onu yiyiniz!” buyurdu.
  • 12
  • 19
Bundan sonra Fahr-i Kâinât -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e bir daha o sebzeden yemek yapmadılar.
  • 13
  • 19
Bu hâl, Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in, insanları ve melekleri hiçbir şekilde rahatsız etmeme husûsundaki incelik, nezâket ve hassâsiyetini ne güzel ifâde etmektedir.
  • 14
  • 19
Ebû Eyyûb el-Ensârî Hazretleri’nin Allâh Rasûlü’ne olan hürmet ve ihtimâmı, Peygamber Efendimiz’in misâfirlik döneminden sonra da devâm etmiştir.
  • 15
  • 19
Nitekim sırf Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in:

“İstanbul elbette fetholunacaktır; onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden asker ne güzel askerdir!” (Ahmed, IV, 335; Hâkim, IV, 468/8300) müjdesine nâil olabilmek için seksen küsur yaşında iken iki sefer İstanbul kuşatmasına katılmış ve sonradan gerçekleşecek fethin ilk neferlerinden olarak rûhunu bu yolda teslîm etmiştir.
  • 16
  • 19
Vefât etmeden az evvel, kendinden sonra fethe gelecek İslâm askerlerine mübârek cesedleri ile dahî bir hedef gösterebilmek için etrâfındakilere: “–Cesedimi, ayağınızın bastığı son noktaya gömün!” buyurmuştur. (ö. 49/669)
  • 17
  • 19
  • 18
  • 19
  • 19
  • 19