Ulusal odak ve hukuk bağlamında akıllı şehirler
Cüneyd Altıparmak / Türkiye Kent Konseyleri Birliği Hukuk Danışmanı
Hindistan, Singapur, Hong Kong, Hollanda, Güney Kore, İngiltere ve ABD akıllı şehirler konusunda ciddi yatırım yapan ve hedefler koyan ülkeler.
Avrupa liginde, karbon salınımının azaltılması, yaşlıların desteklenmesi, bütçe açığının kapanması gibi konular odak olurken, Amerika liginde, iş olanaklarının arttırılması, artan nüfusla mücadele gibi konular başat rol oynuyor.
Bu da karşımıza “akıllı şehir” olgusunun gelişiminden ziyade odak durumunun ele alınması zorunluluğunu çıkarmaktadır.
Uzunca bir süredir, Belediyeler Birliğinin, Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Orta Doğu ve Batı Asya Bölge Teşkilatının (UCLG-MEWA), Türkiye Kent Konseyleri Birliğinin ve çeşitli büyükşehir belediyelerimizin akıllı şehirler konusundaki çalışmaları önem arz ediyor.
Son dönemlerde dünyada devletlerin yatırım yaptığı, medyanın manşete çektiği bir konu. Bu konu ülkemizde özellikle yerel yönetimlerde sıkça ele alınıp, işlenen ve bu uygulamaya geçilmeye başlanan bir alan.
Akıllı şehirler, bir perspektif üzerinden gelişiyor. Bu perspektifin parametreleri şöyle: “şehrin itibarı”, “şehir güvenliği” , “şehrin ekonomisi”, “şehrin insan hareketliliği”, “şehrin sakinlerine hizmet sunumunun verimliliği” ve tüm bunların “sürdürülebilir olması.”
AKILLI ŞEHİR
Akıllı şehir nedir? şeklindeki sorunun, ittifak edilmiş bir cevabı yok. Ancak saydığımız bu parametrelerden hareketle akıllı şehir denince şunu anlayabiliriz:
Şehrin sakinlerine ve çevre faktörlerine, imar düzenine dair sorunları aşmak için ve ortadan kaldıracak biçimde teknolojik imkanları sürdürülebilir biçimde kullanan şehirler, akıllı şehirlerdir.
Akılı şehir olgusunun bir asgari sınırı olabilir ama üst sınırı bulunmuyor. Bu alan teknolojik gelişmelere paralel olarak gelişiyor ve büyüyor. Hindistan, Singapur, Hong Kong, Hollanda, Güney Kore, İngiltere ve ABD bu konuda ciddi yatırım yapan ve hedefler koyan ülkeler.
Bu ülkelerin ulusal akıllı şehir stratejileri belirlemesi sebebiyle bu ivmeyi yakaladığını söyleyebiliriz. Ancak gelişimleri noktasında odakların farklı olduğunu da eklemeliyiz.
Avrupa liginde, kendi gündemleri olan karbon salınımının azaltılması, genç nüfusun korunması, yaşlıların desteklenmesi, bütçe açığının kapanması gibi konular, odak olurken, Amerika liginde, iş olanaklarının arttırılması, ekonominin canlandırılması, artan nüfusla mücadele konularının başat rol oynadığını görmekteyiz.
Bu da karşımıza, “akıllı şehir” olgusunun, gelişiminden ziyade odak durumunun ele alınması zorunluluğunu çıkarmaktadır.
EYLEM PLANI NELER GETİRİYOR?
Teknolojik gelişmelerin oluşturacağı hukuki sorunlara paralel olarak akıllı şehirlerin de yeni uyuşmazlık türleri ve durumları ortaya çıkaracağı beklenen bir durum olmalıdır.
Bu konunun bir hukuki alt yapısının olması bu noktada önem kazanmaktadır. Buna göre, akıllı şehir olgusunun iki nirengi noktası önem kazanmaktadır:
“Odağı ne olacaktır?” “nasıl hukuki bir çerçeveye oturacaktır”. Bir konunun ulusallaşması demek bu iki parametrenin ulusal bir mesele olarak ele alınmasından geçmektedir.
İşte burada karşımıza “Ulusal Akıllı Şehirler” Genelgesi (UAŞG) çıkmaktadır. Yakın bir tarihte yayımlanan bu genelge ile ilk kez akıllı şehir kavramının ulusal mevzuatımıza girdiğini söyleyebiliriz.
Bu bir dönüm noktasıdır. Daha önce kalkınma planlarında yerini bulan bu kavram, bağımsız bir karakter kazandı. Altı yüz sayfayı aşkın bir planın neler getirdiğini ancak ana hatları ile ele alabiliriz.
Bu bir dönüm noktasıdır. Daha önce kalkınma planlarında yerini bulan bu kavram, bağımsız bir karakter kazandı. Altı yüz sayfayı aşkın bir planın neler getirdiğini ancak ana hatları ile ele alabiliriz.
“Akıllı şehir yönetişimi ve ekosisteminin” oluşması ilk ve önemli durak olarak göze çarpıyor. Motto olarak “hayata değer katan yaşanabilir ve sürdürülebilir şehirler” ifadesi benimsenmiş durumda.
Planda, bilgi güvenliğine yönelik olarak; “…Akıllı Şehir kapsamında gerçekleştirilen faaliyetler ve sahip olunan varlıklara ilişkin kritik altyapıların bilgi güvenliği politikalarının, varlıklarının, kontrollerinin ve yönetişiminin tanımlandığı bir mekanizmaya ve bunu gerçekleştirecek organizasyon yapısının ulusal ve yerel katmanda oluşturulmasına ihtiyaç bulunmaktadır” şeklindeki vurgu çok önemli.
Zira akıllı şehirler bilgi toplama ve kullanımının güvenli olmaması halinde ciddi bir soruna dönüşebilir.
TEMEL HEDEFLER
Eylem planına göre öngörülen temel hedefler şöyle özetlenebilir:
1. Siyasi irade, bürokratik ve teknik idare tarafından yönlendirilip denetlenecek ulusal ve yerel organizasyon yapısı ve yönetişim mekanizması ile beşeri, mali ve fiziki kaynakların Akıllı Şehirler alanında etkin ve verimli bir şekilde kullanımı sağlamak,
2. Akıllı Şehir fonksiyonlarını yerine getirecek ulusal ve yerel katmandaki kurum ve kuruluşlar, bunların ilgili birimleri, rolleri, görev ve yetki alanları, fonksiyonlara ilişkin süreçler ve iş kuralları ile bu kurumlar arasındaki yönetişim ilişkisine dair ilkeleri ve mevzuatı ortaya koymak,
3. Ulusal ve Yerel Akıllı Şehir Organizasyonu ve Yönetişim Mekanizması Akıllı Şehir Ekosistemi paydaşları ile yürütülecek uzun soluklu bir işbirliği ile sürdürülebilir kılmak,
4. Akıllı Şehirlere ilişkin uluslararası, ulusal, bölgesel, yerel, kurumsal ve bileşen düzeylerde paydaşlar arası güveni, şeffaf, katılımcı ve hesap verebilir bir yapıyı tesis edebilecek işbirlikleri tesis edilecek ve sürdürülebilirliği sağlamak,
5. Ulusal ve yerel stratejilerdeki politikalar ve hedefler şehirlerin farklı karakteristiklerini ve ihtiyaçlarını önceleyerek, olgunluk seviyelerinin artırılmasına imkân verecek nitelikte belirlemek,
6. Politika ve stratejiler arası uyumsuzluk giderilebilecek ve mükerrer yatırımları engellemek,
7. Akıllı Şehir alanındaki bilgi güvenliği yönetimi ile ilgili yasal düzenlemelerini gerçekleştirmek,
9. Akıllı Şehir odağında bilgi güvenliği kapasitesi artırılacaktır; insan kaynağı yetiştirilecek ve yerli bilgi güvenliği endüstrisi büyütmek,
10. Kimlik ve kişisel veri güvenliğinin sağlanması için kimlik doğrulama ve süreç adımlarının güvenliği artırılarak ve gerekli kontrol noktaları tanımlanıp uygulanarak kişi ve kurumların Akıllı Şehir uygulama ve hizmetlerini güvenle ve yaygın kullanımı sağlamak.
Akıllı şehirler, şehirlerin teknolojiye uyarlanmış bir duruma gelmesi demek. Artık birçok işin (e-) yani elektronik olduğu bir çağdayız.
Şüphesiz, şehirler de buna angaje olacaktır. Ancak bu olurken iki hususun ortaya konulması şarttır. Bunlardan ilki akıllı şehirlerin “ulusal odaklı” olması diğer ise “hukuki alt yapısının” sağlam olmasıdır. Bu konuda bir yasa ve alt mevzuat çalışmalarının şimdiden hazırlanması gerekir.