Elektrikli ve otonom araçların damga vurduğu fuarda, dünyanın değişik ülkelerinden otobüs üreticileri elektrikli araçlarını sergileme fırsatı buldu.
Fuarda, akıllı hareketlilik vizyonu kapsamında gelecek dönemde karşımıza çıkacak başta elektrik ve hidrojen olmak üzere alternatif yakıtlı araçlar ile yüksek teknolojili şarj sistemleri de tanıtıldı.
Türkiye'nin elektrikli otobüs üreticileri başarılarıyla dikkati çekmeye devam etti. Avrupa otobüs pazarı için yılın en önemli etkinlikleri arasında gösterilen BUS2BUS Fuarı'na Türkiye'den Karsan, TEMSA, Otokar ve Anadolu Isuzu katıldı.
Elektrikli araçlarda kilogram başına ihracat değeri 30 doların üzerinde
TEMSA Üst Yöneticisi (CEO) Tolga Kaan Doğancıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin ticari araç açısından Avrupa'nın en büyük üreticisi olduğunu belirterek, TEMSA'nın özellikle otobüs ve toplu taşıma alanında önde gelen şirketlerden olduğunu söyledi.
Fuara kardeş SKODA şirketiyle katıldıklarını kaydeden Doğancıoğlu, 9 ve 12 metrelik elektrikli araçlarını fuarda öncelikle Alman pazarından yetkililere tanıttıklarını ifade etti ve "Küresel ısınmanın tetiklediği sürdürebilirlik ekonomisi içinde biz de elektrikli araçlarımızla şehir içinde öncü olmaya gayret ediyoruz." dedi.
Kovid-19 sonrası uluslararası şirketlerin coğrafi olarak yakın yerlere üretimi kaydırmasında Türkiye için bazı fırsatlar olduğunu anlatan Doğancıoğlu, Türkiye'nin ticari araç üretiminde güçlü olduğunu ve çevre dostu otobüslerin üretimi için avantajlar bulunduğunu aktardı.
Doğancıoğlu, İskoçya'nın Glasgow kentindeki İklim Zirvesi'nde Türkiye'nin de aralarında bulunduğu ülkelerin 2030'e kadar yollardaki ticari araçların 3'te 1'inin ve 2040 yılından itibaren tüm ticari araçların "çevre dostu" olması konusunda anlaştığını hatırlatarak, "Biz de TEMSA olarak bütün planlarımızı 2025 yılında üretimimizi yarısı sıfır emisyonlu araçlardan, elektrikli veya çevreci yakıtla giden araçlardan olacak şekilde geliştiriyoruz." dedi.
TEMSA'nın net ihracatçı bir şirket olduğunu vurgulayan Doğancıoğlu, şirketin ürünlerinin yüzde 70'ini 66 ülkeye ihracat ederek Türkiye'ye katma değer kazandırdıklarını ifade etti.
Doğancıoğlu, "Türkiye'nin toplam ihracatının kilogram değeri 1,5-2 dolar civarında. Otomotiv ihracatı 10-20 dolar arasında iken bizim elektrikli araçlarda bu 30 doların üzerinde. Dolayısıyla çok daha katma değerli ürünleri ülkemize fırsat, değer olarak getirmeye uğraşıyoruz hedefimiz bu yönde bunu büyütmek." diye konuştu.
"Türkiye Avrupa'nın otobüs üretim üssü"
Karsan İhracat Grup Müdürü Çağdaş Adıyeke de salgının başlangıcından bu yana ilk kez Avrupa'da bir fuara katıldıklarını belirtti.
Karsan'ı teknolojik olarak 55 yıllık tecrübesi olan bir startup şirketi olarak tanımladıklarını belirten Adıyeke, "Bu bağlamda fuara tamamen elektrikli araçlarımızı getirdik ve onları Almanya pazarı için sergiliyoruz." dedi.
Adıyeke, söz konusu fuarın özellikle Avrupalı otobüs üreticilerin yeni teknoloji ürünlerini sergiledikleri etkinlik olduğuna işaret ederek, fuarda belediyeler, şirketler ve kurumlarla bilgi alışverişinde bulunduklarını anlattı.
Türkiye'nin Avrupa'nın otobüs "üretim üssü" olduğunu ve Avrupa'da satılan her 2 otobüsten bir tanesinin Türkiye'de üretildiğini vurgulayan Adıyeke, "Bu alanda Türkiye Avrupa pazarını üretim anlamında domine etmiş durumda." diye konuştu.
Karsan dahil Türk otobüs üreticilerinin gelecek teknolojilere yatırım yaptıklarını anlatan Adıyeke, Karsan olarak elektrikli araçlarla ilgili ilk adımlarını tamamladıklarını ve bir sonraki adım olan otonom araçlarla ilgili yatırımlara başladıklarını belirtti.
Adıyeke, seviye 4 otonom araçların 5 ülkeye operasyonlar için teslim ettiklerine dikkati çekerek,"Bu kapsamda Norveç'e ilk otonom araç mayıs ayı başında teslim edilecek. Karsan'ın bugüne kadar 300'den fazla elektrikli otobüs ihracatı gerçekleştirdik. Türkiye'nin ihracat hedefleri bağlamında katma değeri yüksek olan ürünlerimizle iyi bir iş yaptığımızı düşünüyoruz." dedi.
"Otobüs üretimi ve ihracatı Türkiye'de her yıl yükselen trende sahip"
Anadolu Isuzu Uluslararası Satış Müdürü Murat Dedeoğlu da elektrikli, hidrojenli ve otonom araçlara yoğun bir ilgi olduğunu söyledi.
Fuarda tam elektrikli NovoCITI Volt araçlarını tanıttıklarını anlatan Dedeoğlu, bu araçlardan Fransa'da satıldığını ve Almanya'ya da satmayı hedeflediklerini aktardı.
Dedeoğlu, büyük Avrupa şehirlerinin merkezlerine 2025 yılından itibaren sadece elektrikli otobüslerin girilmesine izin verileceğini belirterek, "2030'da bu daha da büyüyecek. Elektrik otobüs dönüşümü kaçınılmaz. Biz de bu dönüşümün bir parçası olmaya çalışıyoruz." yorumunu yaptı.
Otobüs üretim ve ihracatının Türkiye'de her yıl yükselen bir trende sahip olduğunu vurgulayan Dedeoğlu, "Ana pazarımız Fransa olmasına karşın Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde büyümemizi sürdürüyoruz." diye konuştu.
"Türk üreticiler uzun dönemde pazar paylarını artıracak"
Otokar Ticari Araçlar Uluslararası Pazarlama ve Satış Direktörü Hakan Bubik ise Otokar olarak 3 yıl aradan sonra otobüs sektörüyle buluştuklarını belirterek, fuarda çevre dostu "e –Centro ve 12 metrelik kent elektrikli otobüsü tanıttıklarını aktardı.
Almanya'da belediyelere hizmet veren operatörlerle yakın çalıştıklarını anlatan Bubik, Berlin Belediyesi ile yaklaşık 3 yıldır birlikte proje ve çalışmalar yürüttüklerini kaydetti.
Bubik, sektörün gelecek 5 yılda alternatif yakıtla çalışan araçların dizele oranla çok daha fazla satılması yönünde beklentisi olduğuna işaret ederek, Otokar'ın da bu kapsamda toplu taşıma hizmet araçlarını dizel dışında doğalgaz ve elektrikli hale getirdiklerini dile getirdi.
Hakan Bubik, "Herkesin bildiği gibi Türkiye bugün bir otobüs üretim üssü. Avrupa'ya, dünyaya ve hatta Amerika'ya bile bugün Türkiye'de üretilen otobüsler ihraç edilmekte. Dolayısıyla sektörümüz başta biz olmak üzere bütün Türk üreticilerinin uzun dönemde daha yüksek adetlerle pazar paylarını artıracağını düşünüyorum." diye konuştu.