Türk savunma sanayisi Cumhuriyet'in 100. yılında ülkenin en önemli teknoloji geliştirme projelerinden milli muharip uçak KAAN'ı ilk uçuşuna hazırlıyor.
TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil, yaptığı açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti için nice 100 yıllar diledi.
Orta Doğu'da ve ülkenin içinde bulunduğu bölgede yaşananların Türkiye'nin savunma sanayisinde güçlü olması gerektiğini ortaya koyduğunu vurgulayan Kotil, TUSAŞ olarak özellikle 1 Mayıs öncesinde ve Cumhuriyet'in 100. yılı dolayısıyla özel bir gayret içinde olduklarını söyledi.
Jet eğitim uçağı HÜRJET'in ilk uçuşunu yapması, sonrasında 32. başarılı uçuşunu gerçekleştirmesinin Cumhuriyet için önemli bir katkı sunduğuna işaret eden Kotil, "Bu jet uçağı, jet motorları olan bir uçak ve süpersonik olarak yakında uçacak. İkinci yanma odasını da çalıştırdı." dedi.
Yıl içinde 6 tonluk GÖKBEY helikopterinden sonra 11 tonluk ATAK-2 helikopterini havaya kaldırmayı başardıklarını anımsatan Kotil, "ATAK-2 uçmaya devam ediyor. Amerikalılar'ın Apache'si, Ruslar'ın Mi-28'i, bizim de ATAK-2'miz var. İsmi konulmadı. Sayın Cumhurbaşkanımız teslimata yakın isimleri koyuyor. İnşallah bunu da koyar. GÖKBEY'imizi teslim etmek üzereyiz jandarmaya. Bu arada ilave siparişler almamız söz konusu." diye konuştu.
KAAN dayanıklılık sınavını geçti
En önemli gündemlerinin KAAN projesi olduğuna dile getiren Kotil, "KAAN inşallah bu yıl sonunda uçacak. Onun için çok özel bir gayret içindeyiz. Bu sabah şirkete gelince KAAN'ı ziyaret ettim, onu ziyaret etmek bir alışkanlık oldu. İyi gidiyor, yıl sonu sözümüzü inşallah Allah tutmamızı nasip eder. Statik testlerden, mukavemet testlerinden geçti. İçindeki ekstra ekipmanlar yerleştiriliyor. İniş takımları takılacak. Daha önce vardı ama bu kez uçacak iniş takımları takılacak. Bütün gayretimiz KAAN'ı 100. yılımızda gökyüzünde görmek için." ifadelerini kullandı.
KAAN'ın 5. nesil bir savaş uçağı olduğuna dikkati çeken Kotil, uçakla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kocaman bir uçak. HÜRJET'i cebine iki kere sokup çıkarıyor. İki tane de F-16'yı yanında taşır, o kadar büyük bir uçak. Şu anda Amerikalılar, Çinliler, Ruslar'ın elinde olan uçağın muadili. Avrupalılar'da yok bu uçaktan. Japonya, Güney Kore uçak yaptı ama bu klasta değil. Bunu göz önüne alırsak bu stratejik bir aset. İlk uçuşla uçurabildiğimizi göstereceğiz. Yani o kadar dev yapıyı havada tutabiliyorsak, stabil olarak kontrol edebiliyorsak arkası gelir. Bu yılki en önemli hediyemiz KAAN olacak, bahtı açık olsun inşallah."
"Kesin başarılı olması gerekiyor"
Temel Kotil, savunmadaki stratejik aset nitelemesinin "yerine başka bir şeyin geçemeyeceği" anlamı taşıdığını vurgulayarak, bu nitelikte KAAN gibi bir ürünün yerli ve milli olmasının zorunluluk olduğunu söyledi.
KAAN'ın motorunun, fırlatma koltuğunun henüz yerli olmadığını ifade eden Kotil, ancak bunların da 2028'de Hava Kuvvetlerine 20 uçak teslim ederken Türk ürününe dönüşeceğini belirtti.
Amerikalılar Türkiye'ye F35 satmadılar"
Dost ülkelerin ve Türkiye'nin ana filosunun ya Rus yapımı SU-35 ya da ABD yapımı F-16'lardan oluştuğuna dikkati çeken Kotil, şöyle konuştu:
"Avrupa ülkelerinin ana filosunun da Eurofighter, Rafale ya da F-16'dan oluşuyor. Batı ülkelerinin F-35'e ulaşımları söz konusu. Çevremizdeki birçok ülke F-35 filosu oluşturuyor. F-35; SU-35, F-16, Eurofighter ve Rafale'in üstünde bir uçak.
KAAN'ın gelmesi dost ülkeleri ve Türkiye'yi F-35 ayarında bir uçağa sahip kılıyor. Amerikalılar Türkiye'ye F35 satmadılar. Diğer dost ülkelere ne kadar satarlar emin değilim. Hiçbir dost ülkeye (Müslüman ya da Türk cumhuriyeti) satmadılar. Dolayısıyla KAAN şu anda bizim ve dost ülkelerimizin uçak olarak en önemli aseti gözüküyor. Bu açıdan kesin bitirilmesi, başarılı olması gerekiyor. 1500 çalışanımız var orada. Fiziksel altyapıları, laboratuvarları, imalat yerlerini pratik olarak bitirdik. Nice 100 yıllara. İnşallah bundan 100 yıl sonra yapacağımız uçaklar KAAN'ın türevleri olacak. KAAN, bu coğrafyanın bu klasta yaptığı ilk uçak."
"Contayı vermediler"
Proje kapsamında TUSAŞ'ın yanında alt sistem tedarikçilerinin yapması gerekenler bulunduğuna işaret eden Kotil, "Bir Türk firması Volo kanopiyi yaptı. Fırlatma tesislerinden, kuş çarpa testlerinden geçti. Bu bir devrim aslında. Uçağı kaplayan bir saydam nihayet denilebilir ama ben biliyorum ki 2016'da HÜRKUŞ'un kanopisinin contasını İsviçre bize vermedi." dedi.
İniş takımının pratik olarak yapıldığını, ancak uçacak iniş takımının yeniden üretilip test edilmesi gerektiğini anlatan Kotil, güç dağıtım sisteminin de İzmir'deki bir firma tarafından yapıldığını söyledi.
"Her gördüğümüzü, 'uçmayacaksa senin yüzünden uçmayacak' diye baskı altına alıyoruz." diye espri yapan Kotil, tüm firmalara ve TUSAŞ'taki ekiplere "her şeyi bırakın bunu yapın" dediklerini, kısa zamanda çok iş yaptıklarını, yapmak zorunda olduklarını vurguladı.
Bakan Mehmet Şimşek'le 6. nesil uçak diyalogu
Temel Kotil, kendilerinden 6. nesil savaş uçağı beklendiğini belirterek, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile aralarında geçen diyalogu şu şekilde anlattı:
"Bakanımız küçük bir video attı, Amerika'nın 6. nesli. 'Sayın Bakanım 5'i bitirelim 6'da gelir' dedim. Bunlar kademe aslında. KAAN bitince ülke 6. nesil isteyecek. Daha sonrası var. 6. nesil biraz daha güçlü bir uçak. Etrafında da insansız uçaklar var demek oluyor. Sayın Bakanıma dediğim gibi önce bunu bitirelim, sonra gerisini bitiririz. Önemli olan KAAN değil aslında, bunu yapabilme yeteneği. İlk taksi yaptığımızda bir Yunan televizyonunda şöyle bir yorum vardı: Türkler belki bunu bitiremeyebilir ama bunu yapacak altyapıya sahip oldular. Aslında önemli olan burada 6800 pırıl pırıl mühendisimiz, bir o kadar teknisyenimiz ve bunlara hizmet eden çaycımız dahil 15 bin kişimiz. Gerisi nasıl olsa olur."
"Türkiye en büyük güçlerden biri olmalı"
Türkiye'nin üzerinde bulunduğu toprakların çok önemli olduğuna işaret eden Kotil, Cumhuriyet'in 100. yılı mesajında şunları kaydetti:
"Burada durmak da çok zor, sıkıntılı oluyor. Tek yapacak şeyimiz var, 7/24 üretmek. Ne üretiyorsak... Gıdasından, KAAN'ına kadar yapmamız gerekiyor. Bu topraklar bizim uyuyacağımız topraklar değil. Bütün milletin 7/24 çalışması gerekiyor. 100 yıl bunu gösterdi. Özellikle son 10-20 yıl biraz daha tempolu geçti. Bu tempo katlanarak gider. Önümüzdeki yıllar geri bıraktığımız yıllardan daha esnek, yan gelip yatacağımız yıllar olmaz. Ama nasıl olsa yoğun çalışmaya alıştık, arttıralım. Özellikle son Orta Doğu'daki olay bize şunu gösterdi ki Türkiye, dünyadaki en büyük güçlerden bir tanesi olmak zorunda, başkası yok."