Avuç içine sığan büyüklüğü ve yaklaşık 300 gram olan ağırlığıyla cepte taşınabilir nitelikteki cihaz, titreşim ölçümü yaparak enkaz altında kimse kalıp kalmadığını belirlemeyi amaçlıyor.
Cihaz, titreşimleri algılayan sensör ile titreşimleri yükselten bir elektronik devreden oluşuyor. Cihaza takılan kulaklıkla titreşim dinlenebiliyor.
Arama kurtarma uzmanı olmayanların da kullanabilmesi için basit şekilde tasarlanan cihazın üzerinde 7 maddelik kullanım talimatı da bulunuyor.
Projelerine "Yaşama Ses Ver" adını veren öğrenciler, cihazın çok sayıda üretilmesini ve özellikle afet sonrası ilk 72 saatte daha çok sayıda tarama yapılmasının önünü açmak istiyor.
Yurt odasında yaptı
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Elektrik-Elektronik Mühendisliği 4. sınıf öğrencisi Atakan Aydın, AA muhabirine, 6 Şubat 2023'deki depremleri Malatya'da yaşadığını, ablasının evinin ağır hasar aldığını, evlerine yakın bir binanın yıkılması nedeniyle de çok sayıda kişinin hayatını kaybettiğini anlattı.
Deprem sonrası sahada çok fazla arama kurtarma ekibi olduğunu ve var güçleriyle çalıştıklarını anlatan Aydın, "Ama 'asrın felaketi' dememizin sebebi binlerce bina yıkılması. Ve her bir binaya yetecek kadar ekipman bulunamıyor bu kadar büyük bir yıkıntı içerisinde." dedi.
Aydın, İzmir'e dönüşünde okul arkadaşı Gülce Aksu ile düşük maliyetli ve kolay taşınabilir enkaz dinleme cihazı yapmak için harekete geçtiklerini belirterek, deprem sonrası yollar kapansa bile kolay taşınabilmesi sayesinde her enkaza ulaşabilecek, düşük maliyeti nedeniyle de çok sayıda üretilebilecek bir cihaz geliştirmeyi hedeflediklerini dile getirdi.
"Amacımız büyük bir afette daha çok insana daha hızlı bir şekilde ulaşıp onların bir şekilde kurtarabilmesini sağlamak" diyen Aydın, cihazın çalışmalarını kaldığı yurt odasında yaptığını, cihazın kutusunu da kendisine ait 3 boyutlu yazıcıdan elde ettiğini dile getirdi.
Aydın, enkaz dinlemede titreşim belirlemenin istendiğini aktararak, şöyle konuştu:
"İçinde bir disk var. Biz bu diskle titreşimleri topluyor, elektronik bir devre vasıtasıyla titreşimi yükseltiyoruz. Ve kulakla dinleyebiliyoruz. İki ince pille çalıştığı için sürdürülebilirlik maliyeti yok. Enkaz dinleme cihazları ithal olarak alındığından binlerce dolarlarken bizim bu cihazımızın maliyeti 20 doları geçmiyor. Maliyeti düşük tutarak binlerce arama kurtarma yetkilisine ulaştırılacak bir cihaz düşündük. Maraş depremlerinde gördüğümüz gibi binlerce bina yıkıldığında siz her bir binaya yetecek sayıda ve yetiştirebilecek kolaylıkta cihaza ihtiyaç duyuyorsunuz. Yani bu cihazı gömleğinizin cebine, pantolonun cebine, çantaya bile atsanız oraya ulaştırabiliyorsunuz."
Aydın, prototipinde yapılan testlerle cihazın 3-4 kat aşağısına kadar titreşimleri algılayabildiğini, istenirse bu mesafenin artırılabileceğini anlattı.
Daha fazla can kurtarılması için patent almadı
Aydın, cihazın çok sayıda üretilmesini amaçladıklarını vurgulayarak, "Yeterli bir finans kaynağı olursa bundan binlerce adet üretime başlayabiliriz ancak patentini almak istemedik. Bunun patentini almak demek aslında insanların bunu daha çok sayıda üretip daha rahat bir şekilde ulaşımını engellemek demek. Depremi yaşamış biri olarak da bu tarz cihazların yüksek adette ve kolay erişilebilir olmasının ne kadar önemli olduğunu biliyorum." dedi.
Proje ortağı İYTE Şehir ve Bölge Planlama Bölümü 3. sınıf öğrencisi Gülce Aksu da deprem sonrasında ilk 72 saatin enkazdan canlı kurtarma açısından önemini vurgulayarak, bu süre içinde ne kadar çok enkazdan dinleme yapılırsa can kurtarma olasılığının o kadar artacağını söyledi.