FUTBOLUN ADALETİ BUŞansal Büyüka: Vicdanlı olmak lazım, adaletli olmak lazım, emeğe, futbola ve rakibe saygılı olmak lazım; Karagümrük kazanmasa yazık olurdu… Futbolun adaleti bu… Galatasaray‘ın son dakikalarda gelen penaltısını, tarafsız bir vicdanın kabul etmesi mümkün değil… Koray-Diagne mücadelesinde faülü yapan Diagne… Ama penaltıyı kazanan Galatasaray… Olacak iş değil… Hakemin görmesi lazım, göremedi, VAR denen garabet ne iş yapar da hakemin bu tepeden tırnağa yanlış kararına ortak oldu…Şansal Büyüka: İlk 45 dakika için yazıyorum: Bu kadar kötü, bu kadar isteksiz, bu kadar durgun bir Galatasaray yakın zamanda hiç görmedim… Gerçekten greve çıkmış gibiydiler… Devre arası Fatih Terim fırçası ile sıkı bir Galatasaray‘ın sahada olacağını düşünmüştüm ki, santradan 15 saniye sonra Ndao’nun golü geldi… Galatasaray ancak bu şok golle biraz olsun uyanabildi ama gene uyku mahmuru gibiydi… Doğru, Koray’ın Linnes‘e açık bir faülü vardı, hakem vermedi… Ama Fatih Terim kariyerindeki bir hoca, orta alana yakın yerdeki bir faüle bu kadar kızıp kırmızı kart görür mü ? Penaltı değil, gol değil, bu tepkisiz ölçü niye Hocam… Üstelik çıkarken el- kol hareketleri, herhalde hakemin hatırını sormuyordur, söylemleri, bağırıp - çağırmaları umarım Hoca‘nın muhtemel cezasını katlamaz…TERİM BUNLARI YAPMAMALIAhmet Çakar: Galatasaray, çok kötü oynadı... Attıkları penaltı golü bence penaltı değil. Yakaladıkları pozisyon var mı? Hatırlamıyorum... Baskı var mı? Pek görmedim... Ama sadece sahada çok kötü oynayan ruhsuz bir Galatasaray gördüm. Her mevkisiyle oyunun hiçbir anında ağırlık koyamadılar. Karagümrük eksikti ama eksik oynamadı. İlk yarıya bakıyoruz, al gülüm-ver gülüm... Kaleye tek bir şut atamayan Galatasaray. İkinci yarının başında ise sahanın yıldızı Ndao klasik gollerinden birini attı. Soldan fırladılar, Ndao'nun önüne bıraktılar o da iyi vurdu. Bundan sonra Galatasaray baskı kurar diye düşünüyorduk, kurmuş gibi yaptı ama hiçbir şey yok... Bu arada Terim oyundan atıldı. Niye, neden bilinmiyor. Sanırım hakaret etti. Belki hakaret ettiği pozisyon faul ama bir faul için Terim bunları yapmamalı. Zaten onun ezikliği altında kalan hakem uzatmalarda bir penaltı uydurdu. Bence değil... Ayaklar çarpışıyor, Diagne de abartılı şekilde kendini yere bırakıyor.Ahmet Çakar: Maç 1-1 bitti diyorduk ki Galatasaray sözüm ona 1-1 kötüymüş gibi defans güvenliğini bırakıp bastırmaya başladı. İşte o arada Ndao ki dün gecenin en iyi oyuncusuydu Mevlüt'ün önüne mükemmel bir top attı, o da kendine yakışanı yaptı. Galatasaray maalesef Dimyad'a pirince giderken, evdeki bulgurdan oldu. Hakem Mustafa Öğretmenoğlu'nu oyun genelinde pek beğenmedim. Verdiği penaltı yanlış, aslında faulü yapan Diagne... 8 dakika uzatma verip, 13 dakika oynatması da anlamsız ama dedik ya Serdar Tatlı ne ki hakemleri ne olsun.DERS VERİR GİBİ OYNADILARGürcan Bilgiç: Maçsız geçirdiği haftadan sonra Galatasaray'ın eski ritmini bulmasından Fatih Terim de endişeliydi. Karagümrük ilk 10 dakika haricinde maçta istediğini yapan takım oldu. Ayağa ve yerden paslarla oynadılar, rakibi geriye koşturdular, tempo yapmalarına izin vermediler ve sabırla beklediler. Bu sürpriz değildi Fatih Hoca için. Diagne'yi sol kulvara çekip, Emre Akbaba'yı iki stoperin arasına sokmak istedi. Defans konsantrasyonu ile oynayıp, öndeki oyuncularının tekniklerine güvendi. Karagümrük sers verir gibi oynadı. Şenol Can, her sonuç için bir senaryo oluşturmuştu. Öne geçtikten sonrası için de yaptığı plan işledi.Gürcan Bilgiç: İlk golleri genelde penaltıdan bulan Galatasaray yine aynı süreçte beraberliği buldu. Pozisyon tam tersi olsa idi ortalık yanardı. Bu harekete faul çalmak, müthiş bir maç yöneten hakem Mustafa Öğretmenoğlu'nun tarzına da uymadı aslında. 10 kişi kalan rakibe kaybetmek Galatasaray için yıkıcı bir sonuç. 5 dakikalık uzatmalardan şikayetçi bir Fatih Terim'e 13 dakikalık fark verildi. Maç yapmadığı haftada "kazanan" bir Galatasaray, oynadığında 3 puanı yitirdi. Çok acayip (!) şeyler oluyor.HİPNOTİZE ETMİŞ GİBİLevent Tüzemen: Üzüm üzüme bakarak kararırmış; kupada Darıca önünde oyun olarak vasatı aşamayan rotasyonlu Galatasaray'ın ruhsuz görüntüsü Karagümrük önünde gençlerden oluşan "Rüya takım"a da sirayet etmiş. Karagümrük Galatasaraylı oyuncuları "Hipnotize etmiş" gibi bir anlayışla oynadı. Karagümrük orta alanı kalabalık tutup savunmasına yakın oynadı ve Galatasaray'ın etkili pas yapmasını engelledi. Karagümrük kompakt anlayışla çok doğru pozisyon aldılar ve Galatasaraylı oyuncuların yüzlerini kalelerine döndürmediler. Maç öncesi Terim'in "Oynama alışkanlığını kazandık. Oyun ciddiyetimiz ve oyun disiplinimiz var. Buna da uymalıyız" şeklinde yaptığı vurgunun Galatasaray çok uzağındaydı. Oğulcan, Emre Akbaba, Emre Kılınç ve Feghouli pas yapma konusunda etkili olamayınca Galatasaray gol yollarında organize olamadı.Levent Tüzemen: Karagümrüklü oyuncular en ufak dokunuşlarda kendilerini yer bıraktı. Özellikle İtalya geçmişi olan Biglia faulleri yönetmekte başroldeydi. Hakem Mustafa Öğretmenoğlu bu faulleri çözemedi. Biglia'nin yönettiği faul tuzağına düşen Galatasaraylı oyuncular maalesef öfkelerini dizginleyemedi. İlk dakikadan itibaren Ndao ile sakatlıktan dönen Marcelo Sarrachi'nin baş edemeyeceği çok belliydi. Her fırsatta Sarrachi'yi geçen Ndao attığı golle Karagümrük'ün kazanmasında etkili oldu.Levent Tüzemen: Terim kulübede aşırı sinirliydi ve oyuna el atma konusunda geç kaldı. İkinci yarıya çok kötü oynayan Oğulcan- Emre Akbaba ikilisiyle başlamamalıydı. Çünkü Galatasaray etkisiz oynuyor ve pas trafiği işlemediği için Feghouli de oyunu toparlayamıyordu. Terim'in atılması sonrası Galatasaraylı oyuncuların sinir katsayısı da yükseldi. Digane'nin golü sonrası Galatasaray'ın oyunu tutması ve maçı yenilmeden bitirmesi gerekirdi. Öfke aklın önüne geçince Galatasaray kaybetti. Bence zarar üç puandan daha büyük.. Çünkü Galatasaray'da oyunun şifresi olan Marcao kırmızı gördü. Gergin ortamda sakin kalması gereken Terim'in öfkelenip atılması büyük hataydı.TERİM'E SORULMASI GEREKEN...Kemal Belgin: Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, üst üste kazandığı maçlardaki kadrosuna anlaşılan o ki çok aldanmış. O maçlarda sakat veya cezalı olan, dün sahaya çıkan ilk on birden daha kaliteli, daha tecrübelilerin iyileştiklerinin farkına da varamamış. Tabii Fatih Hoca’ya sorulması gereken o kadar çok soru var ki, bunlardan birkaçını seçip sıralayayım… Bu Ömer Bayram, sana o kadar çok zararı dokunan bir oyuncu muydu Fatih Hoca’m? Herkesin yazdıklarına çizdiklerine inanıp takımda ciddi belli klası olan Belhanda’yı artık sürekli yedek hâline mi soktun? Tabii bu Diagne denen, altıpasın içinden iki bedava gol atıp ve penaltılara sığınan oyuncuyu methedenler acaba dün akşam için neler yazıp söyleyeceklerdir? Emre Akbaba ve bu Diagne G.Saray’ı resmen dokuz kişi oynatmışlardır.Kemal Belgin: Karagümrük’ü ve hocasını cidden kutlamak lazım. Rakibinin bütün zaaflarını iyi incelemiş, organize olup oynamış olması dünkü galibiyetin arkasındaki sırdır. Maçın hakemi, sanırım meslek hayatındaki en rahat maçı yönetmiştir. Ev sahibi Karagümrük hiçbir şekilde maçtaki bu avantajının arkasına sığınmazken G.Saray’da da Fatih Hoca kenardaki aşırı tepkilerinin bedelini kırmızı kartla ödedi.BANA ÇOK TUHAF GELİYOROsman Şenher: Galatasaray’ı son üç haftadır bu kadar dağınık, temposuz ilk defa görüyorum. Düşünebiliyor musunuz, koca bir ilk 45 dakika kaleye atılan tek şut yok. Diagne’yi bir kere dahi topla buluşturamadılar. Oğulcan, Emre Akbaba, Emre Kılınç ve Feghouli çok dağınık ve kötü futbol oynadılar. Benim anlayamadığım Saracchi bir aydır tedavi görüyor, sonra antrenmanlara çıktı ama bu kadar mı dağınık, güçsüz olur? Emre Taşdemir’in virüse yakalanması ve yerini Uruguaylı futbolcuya bırakması Cim Bom’un kötü futbolunda en büyük nedendi. Emre Akbaba bir hafta zirve yapıyor, ikinci hafta sahada yok. Gerçekten bana çok tuhaf geliyor. Tamam taraftar seviyor ama devre arasında yapılacak transferlerden sonra Fatih Terim, Emre’ye forma vermez. Çünkü takıma en ufak bir katkısı yok. Galatasaray bu yarışın içinde olmak istiyorsa son 25 dakika oynadığı baskılı futbolu, 90 dakikaya yaymak mecburiyetinde.DEVAMI GELECEK Mİ?Reha Kapsal: Galatasaray oyuna çok coşkusuz, vurdumduymaz, temposuz başladı ve de ilk 45 dakika bir isabetli şutu ve isabetli ortası yoktu. Fatih hoca, devre arasında Donk, Marcao ve Taylan haricinde herhangi bir oyuncuyu gözünü kapatıp çıkartabilirdi. Ve de bu reaksiyonu vermeliydi. Takımının geriye düşmesini beklemeden, ilk yarıdaki olumsuz tablodan çıkan sinyalleri, yapacağı oyuncu değişiklikleriyle takıma hem enerji verebilir, hem de konsantrasyon seviyesini yukarı çekebilirdi. Bu kadar kötü oyuna rağmen ilk değişikliğini üç oyuncuyla 64. dakikada yaptı Fatih hoca.. Galatasaray özellikle bundan evvel ligde oynadığı son dört maçta, daha oyun ezberi olan bir takımdı. Bu yalnızca bu haftalık mıydı, yoksa bu olumsuz tablonun devamı gelecek mi? Geçmiş haftalardaki olumlu tabloya dönülecek mi? Bunu önümüzdeki oynanacak maçlarda bekleyip görmek lazım!.