Uzun yaşamanın yolu az yemekten geçiyor

Evet, yanlış duymadınız, ne kadar az ne kadar öz ne kadar doğal o kadar uzun yaşam süresi. Yıllardan beri hep duymuşuzdur ‘can boğazdan gelir’ diye… Şimdi bu sözü kimler söylemiş diye baktığımızda ikinci dünya savaşı sonrasındaki jenerasyonun olduğunu görebiliriz.

Yani kıtlığın olduğu yiyeceklerin çok zor bulunduğu dönemlerde insanlar ‘ne kadar çok yersek vücut o kadar kuvvetli olur ilerde yiyecek bulamayabiliriz o nedenle bulmuşken yemek gerekir’ diye düşünürdü.

KALORİ KISITLAMASI
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya “Kalori Kısıtlamasına” dayanan diyetlerin sadece obeziteyi engellemekle kalmayıp aynı zamanda yaşam kalitesini artırdığı ve ömrü uzattığını biliyoruz. Bunu nasıl yaptığı konusunda hala araştırmalar devam etse de en kabul edilen görüşlerden biri de “kalori kısıtlamasının” oksidatif stresi azalttığı yönünde.

Kaya, “Kalori Kısıtlaması hücrenin enerji sinyal sisteminde değişikliğe yol açıyor. Vücut büyüme ve üremeden ziyade DNA onarımına ve vücudun korunmasına hücrenin iyileşmesine daha fazla kaynak ayırabiliyor” dedi.

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya, “Beslenme yetersizliği yapmayacak orta dereceli kalori kısıtlamasının gerek yaşam süresini uzatma gerek yaşlanmaya bağlı ortaya çıkan hastalık risklerini azalttığı artık dünyaca kabul görüyor.” şeklinde konuştu.

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya, “Beslenme yetersizliği yapmayacak orta dereceli kalori kısıtlamasının gerek yaşam süresini uzatma gerek yaşlanmaya bağlı ortaya çıkan hastalık risklerini azalttığı artık dünyaca kabul görüyor.” şeklinde konuştu.

DOYMA SİNYALİ VAR
“Ne kadar hızlı yenirse doyma sinyali beyne gidemeyeceği için kişi o kadar çok yiyor bir noktada farkında olmadan tıka basa yiyor. Sonrasında hazım problemleri ve fazla miktarda gıda alma nedeni ile suçluluk duygusu ile mücadele etmek zorunda kalıyor.”

İç Hastalıkları Uzmanı Kaya, “Su aynı zamanda midenizde hacim kaplayacağı için doyma sinyalinin ortaya çıkmasını kolaylaştırır.” diye konuştu.

“Yemek yerken birlikte yediğiniz arkadaşınızın da çok önemli olduğunu söylesem ne düşünürsünüz?” diyen Dr. Ayça Kaya şunları dile getiriyor: “Evet yanlış duymadınız. Birlikte yediğiniz kişi de çok önemli. Ne kadar iştahlı, yemeyi çok seven ve hızlı yiyen biri ile yemek yerseniz sizin de iştahınız o kadar çoğalır siz de o kadar çok yersiniz.” şeklinde konuştu.

Kaya, “O nedenle yemeğe başlamadan önce yavaş yemek konusunda niyet edin. Ağzınıza aldığınız bir lokmayı en az 10 kez çiğnemeye çalışın bunu 20 kez yapabilirseniz daha ala. Yemek sırasında çatalınızı kaşığınızı elinizden bırakın. Çatal kaşığın elinizde olması hiç durmadan arka arkaya lokmaları ağzınıza atmanıza neden olur. Yemek sırasında yudum yudum su içmek yeme hızınızı yavaşlatır.”

“Siz siz olun bir davette en iştahsız ve en az yiyen kişinin yanına oturun. Yemeğe iştahsız arkadaşlarınızla çıkmayı tercih edin. Çok iştahlı ve sizi yemek konusunda çok yüreklendiren arkadaşlarınızla birlikte çok sık yemeğe gitmemenizi ve davetlerde o arkadaşlarınızdan mümkün olduğunca uzak durmanızı tavsiye ederim.” şeklinde konuştu.

NE YEMELİYİZ?
Amerika'da binlerce kişi üzerinde yapılan ve 25 yıla yayılan yeni bir araştırmada çok düşük karbonhidratlı diyetlerin yaşam süresini 4 yıl kadar kısaltabileceği gösterildi.

Atkins, Montiac gibi kilo verdiren yüksek yağ ve protein, düşük karbonhidrat içeren diyetlerin kilo vermeye ve bazı hastalık risklerini azaltabileceği öne sürülüyordu.

Yine bu araştırmada hayvansal protein ve yağlara dayanan düşük karbonhidratlı beslenme ile bitkisel protein ve yağlara dayalı düşük karbonhidratlı beslenme de kıyaslandı.

Hayvansal protein değeri yüksek beslenmek ( kırmızı et, peynir, kümes hayvanları) bitkisel protein değeri yüksek yiyeceklere göre (baklagiller, yağlı tohumlar, fındık, fıstık…) ölüm riskini artırıyor.

Sonuç olarak diyebiliriz ki, hızlı kilo vermek için her ne kadar düşük karbonhidratlı ve yüksek proteinli diyetler daha çok tercih edilse de bu beslenme ve yaşam biçimi insan yaşam süresini kısaltıyor o nedenle kesinlikle özendirilmemeli ve tavsiye edilmemelidir. (Güneş Gazetesi)