HER GÜN LİMON SUYU İÇERSEK...
Sağlıklı bir sindirim sistemi, sağlıklı bir vücudun temel taşıdır. Her sabah içeceiğiniz ılık limonlu su bağırsak sağlığını düzenler ve kolonları temizler. Uyandığınızda aç karna içilen limon suyu bir gün öncekinden çok daha zinde olmanıza yardımcı olacaktır.
Bir narenciye meyvesi olarak, limonlar, katarakt ve maküler dejenerasyona karşı koruyucu bir etki oluşturmak için birlikte çalışan C vitamini ve antioksidanlarla doludur. Bol bol için çocuklar! Havucun güzel bir alternatifi olabilir bizler için...
Limon suyunu düzenli olarak içtikçe yüzünüzdeki lekelerden kurtulacaksınız aynı zamanda var olan kırışıklıklarınız da azalacak. Güçlü bir antioksidan kaynağı olan limon suyu, sağlıklı bir cildin vazgeçilmezi.
Karaciğerinizi mutlu tutmak, genel sağlığınız için yapabileceğiniz en önemli şeylerden biridir ve limon suyu içmeniz karaciğerinizin üst seviyesinde çalışmasına yardımcı olabilir. Enzim fonksiyonunu artırarak toksinleri temizlemenin yanı sıra, limonlarda bulunan sitrik asit de zararlı bakterileri yok etmeye yardımcı olur.
Her gün limon suyu içenler, daha az soğuk algınlığına yakalanıyorlar ve hasta olsalar bile hastalığın etkisi çok daha kısa sürüyor. Bu, esas olarak viral enfeksiyonlar ve bağışıklık sistemi zayıflıklarına karşı tartışmasız savunucu olan C vitamini sayesinde gerçekleşiyor. Limon da C vitamini yönünden son derece güçlü bir gıda. Yani soğuklar başlamadan biz suyumuzu içmeye başlayalım.
Diyet ve yaşam tarzınızda sağlıklı, sürdürülebilir değişiklikler yaparak kilo vermek istiyorsanız, limon suyu mükemmel bir eştir. Metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı olan limonlar, açlık kusurlarını azaltma etkisine sahip pektin lifi de içerir. pH dengisini korur Vücudumuzun pH dengesini korur. Limon suyunun vücudu alkalize eden bir özelliği vardır.
Birçoğumuz enerjimizi güçlendirmek için güne kahveyle başlarız. İçtiğimiz kahve bizi 11'e kadar enerjik tutar ve sonrasında çöküş yaşarız. Ancak sabah kahvenize ekleyeceğiniz birkaç damla limon suyu bu etkiyi değiştirecek ve enerjiniz hiç geri gitmeyecek. Gün boyu uyanık ve sağlıklı hissedeceğinize emin olabilirsiniz.
SODA BİLMEDİĞİMİZ BİR PROBLEME NEDEN OLUYOR
Yemek sonrası mideyi rahatlatmak için genelde baş vurduğumuz yöntemlerden biri de soda içmek. Ancak soda bilmediğimiz bir sağlık problemine sebep oluyor.
Sodayı mineralli sudan ayıran şeyler; içerdiği şeker veya glukoz şurubu ve farklı katkı maddeleridir.
İçeriğindeki glukoz şekerden katbekat daha zararlıdır. Vücuda giren glukozu karaciğer tanımadığı için parçalayamaz. Bunun sonucunda karaciğerde otomatikmen yağ olarak depolanır.
Bu glukozun yarattığı olumsuz etki sadece soda ile sınırlı değil, gazlı ve glukoz içeren tüm içecekler için geçerlidir. Kilo alımını da tetikleyen glikoz obeziteye sebep olur. Sodada şekerden dolayı oluşan fosfor böbrek taşına sebebiyet verebilir.
Aynı zamanda bazı markalarda yer alan diğer mineraller de buna sebep olabilir. Şekerin osmotik etkisinden dolayı da böbrekler daha sık çalışır ve diğer işlemler az da olsa aksar. Bu sebeplerden dolayı az da olsa böbrek taşına etkisi vardır.
Bu sebeplerden dolayı uzmanlar soda yerine mineralli su içilmesini tavsiye ediyor. Bu bahsettiğimiz etkilerin hepsi meyveli sodalar için de geçerlidir.Sebebi ise yüksek oranda glukoz içermeleridir.
Bir deneyde hazımsızlık veya kabızlık sorunu olan kişiler iki gruba ayrılarak 15 gün boyunca normal su ya da maden suyu içmeleri istenmiş. Maden suyu içenlerde her iki sorunda iyileşme belirtileri görülürken normal su içenlerde herhangi bir gelişme olmamış.
Fazla maden suyu içtiğinizde şişkinlik hissedebilirsiniz. Fakat Japon araştırmacılar bu yan etkinin avantaja dönüştürülebileceği kanısında. Gece boyu aç bırakılan bir grup kadından sabah normal su ya da maden suyu içmeleri istenmiş.
250 ml alan bir büyük bardak suyun 900 ml gaz ürettiği görülmüş. Bu kadınlar yemek yememiş olmalarına rağmen midelerinin dolu olduğu hissine kapılmış. Ayrıca bu gaz rahatsız edici de değil. Yani midede doluluk hissi yarattığı için aşırı yemeyi önlemede çözüm olarak kullanılabilir.
Maden suyunun kusma, ishal, aşırı alkol gibi durumlarda vücudun susuz kalmasını önlemede kullanılabileceğine inananlar da var. Fakat bu içeceklerde, su kaybını giderme maksadıyla özel hazırlanmış emülsiyonlardaki tuz ve şeker oranı söz konusu olmadığı için aynı etkiyi göstermesi zordur.
YOĞURDUN SUYU DÜZENLİ TÜKETİLİRSE...
Yoğurt suyunu çöpe döküyorsanız, çok büyük hata yapıyorsunuz. Antikanserojen olan bu mucize suyun faydalarını öğrenince, içmeyi tercih edeceksiniz.
Yoğurdun içerisinde bulunan bakteriler antikanserojendir. Kanserli hücrelerin oluşumuna engel olan bu suyu şifa niyetine içmelisiniz.
İçerdiği yüksek miktardaki kalsiyum ve potasyum, kemik ve diş sağlığına katkıda bulunur. Gelişme çağındaki çocuklara ve 40 yaşını geçenlerin bu suyu içmeleri tavsiye edilir. Vücuttaki zararlı toksinlerin atılmasına yardımcı olur.
Kabızlık sorununa çözümdür. Sindirim sistemini düzenler. Böbrek taşı düşürme konusunda iyi bir yardımcıdır.
Troid bezlerinde oluşan problemlerin tedavicisidir. Vücuda zindelik ve enerji verir.
Spor sonrası ortaya çıkan kas yorgunluğunu giderir. Yoğurt suyu, çocukluk çağındaki kemik gelişimini destekler ve boy uzamasına yardımcı olur.
Yoğurt suyu, eklem burkulmalarında, kırık ve çıkıklarda kişilerin çok daha hızlı bir şekilde kendilerini toparlamalarına olanak verir.
KABAK ÇEKİRDEĞİ KISIRLIĞA NEDEN OLUYOR
Bu zamana kadar belkide kabak çekirdeğinin hep faydalarından bahsedildi ama ne yazık ki insan sağlığı için birçok yan etkisi de bulunuyor.
Bu konuda uyarıda bulunan uzmanlar, allerjik reaksiyona sebep olabileceğini söylüyolar.
Eğer karpuz ya da salatalığa karşı bir alerji durumunuz var ise kabak çekirdeğinden de uzak durmalısınız.
Tuz ve sodyum oranı oldukça yüksektir.
Bu yüzden uzmanlar, tüketirken aşırıya kaçmamak gerektiğini belirtiyor.
En büyük zararlarının arasında kısırlık bulunuyor.
İlerleyen zamanlarda kısırlık gibi kronik hastalıklara yakalanmak istemiyorsanız tüketmekten kaçının.
Çok fazla tüketildiği zaman ishale de neden olabiliyor.
Bol miktarda tuz içerdiği için aşırı tüketimi ciltte sivilce sorunları yaratabilir.
Cilt sağlığınızı düşünüyorsanız fazla tüketmemenizde fayda var.
Kabak çekirdeğinin ilaçlarla alınması ile ilgili net bir bilgi olmasa da genellikle tavsiye edilmiyor.Herhangi bir yan etki oluşturabileceği için ilaçlar ile birlikte kabak çekirdeği tüketmemeniz daha iyi olacaktır.
Kabak çekirdeğinin en büyük zararlarından birisi de çok tüketim ile birlikte kısırlığa neden olması. Zaman içinde kısırlık vb. ciddi kronik hastalıklardan muzdarip olmak istemiyorsanız kabak çekirdeğinden uzak durmanız etkili olabilir.
Kabak çekirdeği kalori yönünden zengin bir besin türü olduğu için çok fazla tüketilmesi halinde ishale yol açabiliyor.
Sindirim sisteminde sorunlar yaşamak istemiyorsanız fazla kabak çekirdeği tüketiminden uzak durmalısınız.
Kabak çekirdeği aşırı ve bilinçsiz tüketildiği zaman kişilerde kilo sorununa neden olabiliyor.
HER SABAH POĞAÇA YİYENLER DİKKAT
Özellikle şeker oranı yüksek poğaça, börek, çikolata ve gazlı içecekler insülin direncini artırıyor ve sivilce oluşumuna sebep oluyor.
Herkes pürüzsüz bir cilde sahip olmak ister. Sabah uyandığınızda yüzünüzde çıkan bir sivilce tüm gün canınızı sıkabilir. Birçok faktör sivilce oluşumunu etkileyebilir. Sivilce özellikle ergenlik çağındaki gençlerin korkulu rüyası…
Sivilce tedavisinde öncelikle hastaya sabırlı olması gerektiği ve tedavinin düzenli olarak kullanılmasının öneminden bahsedilmelidir. Sivilceyle oynamak, sıkmaya çalışmak en önemli yanlışlardan biridir. Bu şekilde hem yeni sivilce oluşumu artabilir hem de yeni sivilceler oluşabilir.
Evde kullanılan sirke, maden suyu ve limon gibi ürünler bilinçsiz bir şekilde kullanıldığında yanık, iz ve leke yapabilir. Tedavi sivilcenin şiddetine göre yapılmalıdır. Herkesin mutlaka, cilt tipine uygun yıkama jeli, nemlendirici ve güneş kremi kullanma alışkanlığı olmalıdır. Cilt çok yağlı diye sık sık cilt yıkamak doğru değildir. Hafif şiddetli sivilcede, topikal dediğimiz sürme ilaçlar kullanılır. Orta ve ağır şiddetli sivilcede ise sistemik antibiyotikler ve akne tedavisinde kullanılan bazı haplar faydalı olabilir. Çok fazla sayıda siyah nokta varsa mekanik temizlik doktor tarafından yapılmalıdır.
Özellikle kadınların bel bölgesindeki yağlanma, geçmeyen sivilce, çene bölgesinde kıllanma artışı ve erkek tipi saç dökülmesi varsa yumurtalıklardaki kistin habercisi olabilir Hamilelik döneminde bazı kişilerde sivilce oluşumu artabilmektedir. Özellikle şeker oranı yüksek poğaça, börek, çikolata ve gazlı içecekler insülin direncini artırarak sivilce oluşumunu arttırabilir.