Likya Birliği'nin başkenti olarak bilinen Patara Antik Kenti'nde bulunan telsiz telgraf istasyonunda kazı çalışması başlatıldı.
Kazı Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Havva İşkan Işık tarafından yürütülen çalışmalarda, istasyondaki teknoloji ve görevli personelin yaşam şartlarına ilişkin bilgi veren materyaller bulundu.
Işık, AA muhabirine, Sultan 2. Abdülhamid Han tarafından Osmanlı'nın Kuzey Afrika'daki topraklarıyla irtibat kurmak için 1906'da yaptırılan yapının makine dairesi, lojmanları, depoları ve dört telsiz direğiyle büyük bir külliye niteliği taşıdığını söyledi.
İstasyonla 850 kilometre uzunluğundaki Derne'de kurulan istasyon arasında bugünün cep telefonu gibi direkt bağlantı kurulabildiğine dikkati çeken Işık, istasyonun 2. Abdülhamid Han'ı vizyoner bakış açısının eseri olduğunu dile getirdi.
Yapının Türkiye'nin yakın tarihine iz düştüğünü anlatan Işık, "Burası Osmanlı Devleti'nin ilk telsiz telgraf istasyonu." dedi.
İstasyonu müzeleştirme çalışmalarına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2020 yılını "Patara Yılı" olarak ilan etmesinin ardından başladıklarını anlatan Işık, üç hafta önce istasyonun kalbi olarak gösterilen makine dairesinde kazı çalışmalarına başladıklarını bildirdi.
Buluntular heyecanlandırdı
Işık, kazı çalışmalarındaki buluntuların kendilerini ve bilim dünyasını heyecanlandırdığını belirterek şöyle konuştu:
"İki tür mermi kovanı bulduk. İtalyan firması tarafından İtalyan ordusu için üretilen mermiler. Telsiz telgraf istasyonu 19 Nisan 1912'de İtalyanların taarruzuna uğruyor. İstasyonda o taarruzdan kalma mermileri bulduk. Bir diğer önemli buluntu ise bir paket mührü. Üzerinde Osmanlı Devleti Postası yazıyor. Makine parçalarını bulduk. Üzerinde o dönem istasyonu kuran dünyaca ünlü teknoloji firmasının ismi yazıyor. O dönem istasyonda çalışanlara ait ilaç şişeleri bulduk. Patara o dönem bataklık olduğu için salgın hastalıklardan korunmak için ilaçlar çok önemliydi. Su filtre cihazları gibi çeşitli eşyalar da kısa süren kazı çalışmalarımızda bulduk. Buluntular o dönemdeki çalışanların yaşamlarına yakınlaşmamızı sağladı. Burada kullanılan teknolojiye ilişkin bulgulara rastladık."
Restorasyon çalışmasını bu yıl sonunda bitirmeyi hedeflediklerine değinen Işık, yapının müze anlayışıyla yeniden dizayn edildiğinde Türkiye'nin 2. Abdülhamid Han gibi önemli sultanın adını taşıyan öğretici bir yapıya kavuşacağını ifade etti.
Işık, buluntuların söz konusu müzede sergileneceğini söyledi.