Osmanlı´nın derbi klasiği: Lahanacılar ve Bamyacılar
Günümüzdeki derbi karşılaşmalarının tarihi arkaplanı Osmanlı zamanında kurulan Lahanacılar ile Bamyacılar'a dayandığını biliyor muydunuz?
MEHMET ŞİMŞEK / aksam.com.tr
OSMANLI'NIN CİRİT AŞKI
Osmanlı İmparatoluğu'nun müsabaka şeklinde oynanan en yaygın spor dalı ciritti...
HABERİN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
CİRİT LİGİ'NİN İKİ EFSANESİ
Cirit oyunu takımlar halinde oynanırken müsabaka yapan takımlara özel isimler verirdi. Bu takımların en ünlüleri ise daha sonra kayıtlara geçen "Lahanacılar" ile "Bamyacılar"dı.
OSMANLININ DERBİSİ
Lahanacı Bamyacı günümüzün Fenerbahçe-Galatasaray-Beşiktaş rekabetine eşdeğer bir heyecan taşıyordu.
SEMBOLLERİ VE RENKLERİ BİLE VARDI
Bu iki takımın formaları ve renkleri de vardı. Lahanacılar yeşil, Bamyacılar mâvi kadifeden elbise giyerlerdi. Bu anlamıyla Bizans’ta nasıl Yeşiller ve Maviler varsa Osmanlı'nın da Lahanacılar ve Bamyacıları vardı.
KAZANANA MÜKAFAAT VERİLİYORDU
Her iki takımın yaptığı karşılaşmalar zamanla kıran kırana rekabeti ortaya çıkardı. Öyle ki, karşılaşmalarda padişah ve saraylılar hazır bulunur, herkes bir takım tutardı. Ayrıca kazanan takıma da hatırı sayılır bir mükafaat verilirdi.
ONLARIN ADINA BESTELER YAPILDI, ŞİİRLER YAZILDI VE ANITLAR DİKİLDİ
Beyaz tenli genç Enderun ağalarıyla genç Harem ağalarının oluşturduğu Lahanacılar-Bamyacılar rekabeti besteler yapıldı, şiirler yazıldı, onları sembolize eden anıtlar dikildi
PEKİ BU GELENEK NEREDEN GELDİ?
Osmanlı İmparatorluğu'nun fetret döneminden sonra yeniden ayağa kaldıran Çelebi Mehmet'in Amasya'da valilik yaptığı 1413-1421 yılları arasında Suluova'da düzenlediği cündiler (biniciler) cirit müsabakası aynı zamanda yıllar sürecek bir rekabetin tohumlarını atacaktı. Çelebi Mehmet çekişme heyecanlı ve zevkli olsun diye dörtyüz atlıyı lahanasıyla ünlü Merzifonlularla, bamyasıyla ünlü Amasyalılardan seçmişti.
HA GAYRET LAHANACILAR-VURUN BAMYACILAR!
Lahanacılar ile bamyacıların mücadelesini izleyenler yarışın kızıştığı anda oyuncuları cesaretlendirmek için "Ha gayret Lahanacılar!", "Vurun Bamyacılar!" diye tezahürat yapması bu takımların isim oldu.
FATİH'LE REKABET KURUMSALLAŞTI
Fatih Sultan Mehmet, Çelebi Mehmet'in açtığı yoldan gidip İstanbul Topkapı Sarayı'ndaki gençlerin sportif yarışlarını takım müsabakası olarak sürdürünce rekabet kemikleşti.
PADİŞAH VE ŞEHZADELER FANATİK TARAFTAR OLDU
Zaman içinde padişah ve şehzadeler de bir takımın taraftarı; hatta mensubu haline geldi.
"LAHANAYA KUVVET, BAMYAYA LEZZET"
Saray bahçelerinde yapılan karşılaşmaları izleyenler "Lahana kuvvet, bamya lezzet" diyerek o günün diliyle "teşyi" (cesaretlenlendirmek) ediyorlardı. Bu aynı zamanda tezahürat yapmak anlamına geliyordu.
LAHANACILAR YEŞİL, BAMYACILAR KIRMIZI
Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u aldıktan ve Topkapı Sarayı inşa edildikten sonra İstanbul' a taşınan rekabette , takımların kendilerine ait renkleri ve bu renklerde üniformalar da bulunurdu. Lahanacılar yeşil pantolon, yeşil gömlek, yeşil bayrak; Bamyacılar ise; kırmızı pantolon, kırmızı gömlek, kırmızı bayrakla yarışırlardı.
"HAYDİ BRE ASLANLARIM!
Asırlar öncesinin müsabakalarından kalma “Haydi bre!”, “Afferin arslanıma!” yahut “Tüüüh! Yazıklar olsun!” şeklinde tezahüratlar yapıldığını tahmin etmek hiç de zor değil...
3.SELİM LAHANACIYDI
Kıran kırana geçen müsabakalarda, 3. Selim Lahanacıları tutardı...
BAMYACI TARAFTARI 2.MAHMUT
2. Mahmut ise Bamyacılar taraftarıydı.
LAHANA VE BAMYA OCAĞI BİLE KURULDU
Osmanlı devlet erkânı Lahana ve Bamyacılara o kadar ilgi gösterdi ki, Topkapı Sarayı Otluk Kapısı girişinde Bostancı Ocağı'na bağlı bir Bamyacılar Ocağı'nın yanısıra Cebehane Meydanı'nda eski iki kuleden birinin Bamya, diğerinin lahana ocağını temsil etti.
İKİ NİŞAN TAŞINDAN BİRİ LAHANA DİĞERİ BAMYA
3.SELİM'İN LAHANA ŞİİRİ BİLE VAR
Padişahlar içinde Sultan 3. Selim’in Lahanacı takımına taraftarlığının ‘fanatiklik’ düzeyinde olduğu da bilinir. Türk sanat musikisinde besteleri hala ‘klasik’ repertuarın seçkin örnekleri arasında anılan Selim Han’ın ‘İlhami’ mahlasıyla takımı için yazdığı bir şiir de var:
Kış mevsiminde çıkar ortaya lahana
Gerçi biçimce Keykavus’un topuzuna benzer
Can verir insana, çünkü taze gül yaprağıdır lahana
Dizilmez yüz bin, bir ipliğe bamya gibi,
Arslandır o, arabayla gezer sanki lahana
Hiçbir zevk ve mutluluk olmazmış onsuz
Olur mu, helva söyleşileri, olmazsa eğer lahana,
Lâyıktır ona, İlhâmî ne türlü övgüler yazsa
Lahanacım, Lahanacım, Lahanacım, Lahana.
SARAYIN BAHÇESİNDE İKİ ANIT
Osmanlı İmparatorluğu'nu uzun yıllar idare edildiği Topkapı Sarayı'nın Bâb-ı Hümayun (ilk kapı)'dan birinci bahçeye geçildiğinde, sağdan deniz yönüne doğru eski Gülhane Hastahanesi'ne inen yolun solunda, Cephane Meydanı denilen yerde iki sütun dikkati çeker. Bu sütunlardan soldaki Lahana sağdaki ise Bamya anıtıdır.
LAHANA VE BAMYA ANITLARI GÜNÜMÜZE KADAR ULAŞTI
İstanbul'da bu iki takımın galibiyetleri adına dikilmiş hatıra taşlarında, su terazilerinde, çeşmelerde lahana ve bamya sembollerini bugün bile görmek mümkün...
ÇENGELKÖY'DE SADE BİR ÇEŞME
Bugün Üsküdar'dan Beykoz yönüne sahil tarafından giderken tarihi semt Çengelköy'deki karakolun hemen önünde bulunan Serkavas Ahmet Ağa Çeşmesi’nin tepesindeki figür Lahanacılar'ın anısını yaşatıyor.
BAMYACILAR'IN ZİRVE KEYFİ
Üsküdar'daki tarihi Karacaahmet Mezarlığı'nın köşesinde yer alan su terazisinin tepesindeki bamya figürü ise yapılan müsabakada muhtemelen Lahanacılar'ı mağlup eden Bamyacılar'ın zirve keyfini sembolize ediyor.
PAŞABAHÇE PARKI'NDAKİ LAHANACILAR ANITI
Beykoz'un Paşabahçe semtinde bulunan tarihi Mustafa Paşa Çeşmesi Lahanacılar'ın bir galibiyetini ölümsüzleştirmiş sanki...
454 METREDEN YUMURTAYI VURUNCA
1811 yılında Bamyacı Ocağı'ndan olan Osmanlı Sultanı 2. Mahmut (1808-1839) tarafından yerli bir tüfekle 454 adımdan yapılan nişan alarak yumurtayı vurmasının anısına dikilen anıt...
VALİDE SULTAN'IN KASR-I DİLKUŞASI
Yıldız Teknik Üniversitesi, Rektörlük binasının, ahşap olan ana giriş merdiveninin iki tarafında da yine lahana şeklinde trabzan başlıkları dikkat çekiyor. Sultan 2. Abdülhamid döneminde tâmirât ve tâdilât yapılarak kullanılan bu binâ, Sultan Abdülmecid’in 1842 de annesi Bezmiâlem Vâlide Sultan için yaptırdığı Kasr-ı Dilküşâ olduğu tahmin ediliyor.
EVLİYA ÇELEBİ'NİN DİŞİ KIRILMIŞ
Dönemin nefes kesen mücadelesinin cazibesine kapılan Evliya Çelebi, zayıf, narin ve çocuk yapılı bir bedene sahip olmasına rağmen, oldukça atik ve çevikmiş. İyi ata biner, iyi cirit atarmış. Meşhur Seyahatnamesi'nden okuduğumuza göre 1647 senesinde Seyit Ahmet Paşa ile oynadığı bir cirit esnâsında dört dişi kırılmıştır. Bu kırılan dişlerini Viyana’da yaptırdığını yazar.
FOTOĞRAFLARDA YAŞAYAN ANIT
Yıldırım Beyazıt'ın inşa ettirdiği Anadoluhisarı'nın önünde bulunan anıt (küçük ok işaretiyle) fotoğraflarda yaşıyor...
İŞTE LAHANACILAR-BAMYACILAR ANISINA DİKİLMİŞ ANITLARDAN BAZILARINDAN ÖRNEKLER: