FOTO GALERİ

Dam üstünde saksağan

Saksağanlar şimdiye kadar hep hırsızlıkları ile gündeme geldi? Acaba öyle mi?

  • 1
  • 41
MEHMET ŞİMŞEK / aksam.com.tr

Saksağan'ın ismi şimdiye kadar hep 'hırsızlık' ile gündeme geldi. Bu özelliği ile masal, hikaye, fabl ve operaya bile konu oldu.
Ancak gerçek hiç de bildiğimiz gibi değil...
  • 2
  • 41
DOĞANIN KANATLI DAYILARI

Esas konuya geçmeden önce çok kısa bir perspektif çizmekte fayda var:
Çoğuna göre bu kuşlar doğanın belalısı olarak görüldü. Siyah beyaz gibi görünen ama kanat ve kuyruk üstü parlak, yeşil-mavi, uzun kuyruklu ve dayılanarak yürümeleriyle dikkat çekti.
  • 3
  • 41
HAKLARINI YEDİRMEZLER

Saksağanların hayli cesur , hakkını arayan hatta saldıgan bir tür olduğu söylenir. İnsana saldırmaz ama yavrularını almak için yuvasına girmeye çalışan her türlü canlının gözünü çıkaracak hareketlerle saldırdığı bilinir...
  • 4
  • 41
AMA MEŞHUR DEYİMDE HAKLARI YENİR

Sözlüklerde "Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı" deyimi,"Konuyla uzaktan yakından ilgisi olmayan yersiz, saçma söz" olarak geçer. Oysa gerçek farklıdır. Boğa Dağları'nın güney tarafı ılımandır. Kış şiddetli olmaz. Saksağanlar kış mevsiminde orada barınır. Bazı hastalıklı inekler, zayıf düşmüş dana ve keçiler sürüyle birlikte gidemediklerinden evin önündeki ayak damı denilen yerin üzerinde pineklerler. Orada bulunan sinekler bu hayvanların üstüne yapışır, bir delik açarak yumurtlarlar. İlk yaza doğru bu deliklerden birçok sinek çıkarak uçuşur....
  • 5
  • 41
SEN MİSİN İNEKLERE DADANAN!

Saksağanlar dermansız ve takatsız olan bu hayvancıkların sırtındaki yumurta keselerine dadanırlar. Hayvanların sırtına konarak gagalarıyla yumurtaları delerek bulduklarını yemeye koyulur. Zavallı hayvanlar çabalasalar da saksağanları kovmak için ne manevra yapacak kabiliyeti ne de güçleri vardır. Deride yer yer yaralar açılır. Evdeki kadınlar ellerine geçirdikleri sopa, kazma gibi aletlerle dam başına konmuş saksağanları kovmaya koyulur. Bu söz oradan günümüze gelir.
Bu olayı destekleyen bir diğer atasözü de "Saksağan danayı, babası hayrına bitlemez" şeklindedir.
  • 6
  • 41
MÜCEVHER HIRSIZLARI!

'Hırsız' klişesi üzerlerine yapışmıştır bir kere...
Denilir ki: Tarlada, bahçede, balkonda renkli, parlak bir cisim gördüklerinde çalar götürür bir yere saklarlar. Köylerde kadınlar renkli ipliklerini, boncuklarını ortada bırakmazlar; çünkü saksağanlar alır götürürler. Mücevher ve gümüşleri çaldıkları da vardır.
  • 7
  • 41
UYANIKLARIN GEÇİM KAPISI...

Ağaç çok sağlam yapıldığı için yıkılmayan saksağan yuvalarıyla ilgili olarak bir başka rivayet ise bazı uyanık insanların arada sırada saksağanların yuvalarını yoklayarak yüzük, küpe aradıklarına dairdir...
  • 8
  • 41
YAFES ÇELEBİ'NİN YÜREĞİNİ TİTRETEN YUVA

Yazar İhsan Oktay Anar, çok bilinen romanı "Kitab-ül Hiyel"de bu rivayeti ustaca kurgular:
"Günün birinde, saksağan yuvalarını kolaçan etmek üzere Topkapısı'ndan batıya doğru bir hayli yol almışken gökyüzünde, tıpkı bir leş görmüş akbabalar gibi süzülen sayısız saksağanı farketti. Kuşların bulunduğu yere yöneldiğinde ağır silahlı, tüfenkli, piştovlu birçok muhafızla karşılaştı. Adamlar, gelenleri geri çeviriyor yöreye kimsenin girmesine izin vermiyorlardı. Yafes Çelebi işin aslını köylülerden öğrendi. Bir voyvodanın gönderdiği vergiyi taşıyan yirmi kadar katır, toprağın çökmesi sonucu uçuruma yuvarlanmış, çuvallardaki binlerce altın sağa sola saçılmıştı. Yafes Çelebi'nin yüreği sevinçle titredi."
  • 9
  • 41
SAKSAĞANLA GELEN SERVET

Hikaye şöyle devam eder:
Muhafızlardan hiçbiri, uçurumun dibinde, ölü katırların çevresine konup çimenlerin arasını karıştıran saksağandan şüphelenmiyordu. Yükünü tutan kuş uçup gidiyor, aparttığı nesneyi yuvasına bıraktıktan sonra hemcinslerine de haber verip geri geliyor ve kim bilir hangi içgüdüyle bin yıllardır yaptığı işi sürdürüyordu. Birkaç gün sabırla bekleyen Yafes Çelebi, muhasebeciler tarafından sayıldığında elbette eksik çıkacak olan altınlardan bulabildiklerini toplayan muhafızlar gittiğinde, civardaki saksağan yuvalarına teker teker tırmanmaya başladı. İlk günün hasılatı tam dörtyüzyirmidokuz altındı. İkinci gün daha uzaktaki yuvaları araştırdığında ikiyüzyetmişdört ve üçüncü gün de yüzdoksanyedi altın topladı. Bu garip mesleği bir ay daha icra ederek, hırsız saksağanları tam binyediyüzyetmişbeş çil altından mahrum bıraktı.
  • 10
  • 41
TEMEL VE SAKSAĞAN

Temel kemençeye başlamış. Başlamış ya bildiği türkü de yok. Kendisi yakmış bir türkü:

"Saksağanın kuyruği yere deyeyi yere/Riv riv riv... Riv riv riv..."
Hep bunu çalar söylermiş, duyanlar savuşurlarmış, dinlememek için...
Saksağan'la ilgili bir de çocuk tekerlemesi vardır:

ÇOCUK TEKERLEMESİ BİLE VAR

Saksağan sek sek, kuyruğu tümsek
Kuyruğuna binelim bizim köye gidelim...
  • 11
  • 41
ADINA OPERA BESTELENDİ

İtalyan opera bestecisi Giacchino Rossini'nin Hırsız Saksağan (La Gazza Ladra) Operası Uvertürü meşhurdur.
  • 12
  • 41
MUTLU SONLA BİTER

Hırsız Saksağan, Rossini’nin yirminci operasıdır. İlk kez Milano’da 31 Mayıs 1817’de La Scala’da sahnelenmiştir. Librettosunu Gheradini’nin aynı adlı Fransız sahne oyunundan alarak hazırladığı eserde, hizmetçi bir kız gümüş bir kaşık çalmakla suçlanarak idama mahkûm edilir. Kız idam sehpasına götürülürken halk arasından biri saksağanın gümüş kaşığı yuvasından dışarı fırlattığını görür. Sonunda her şey mutlulukla biter.
  • 13
  • 41
ŞİMDİ BÜTÜN OKUDUKLARINIZI UNUTUN

Yaygın inanışın aksine saksağanların bu nesneleri çalmadığı hatta parlak cisimlerden korktukları belirtiliyor.
  • 14
  • 41
YANINA BİLE YAKLAŞMADILAR

Uzmanlar, bilmedikleri ve tehlikeli olabileceğini düşündükleri için hayvanların bu nesnelerden uzak durduğunu belirtiyor.
  • 15
  • 41
ALDIKLARI GİBİ GERİ BIRAKTILAR

Araştırmacılar, bu nesnelerin 30 santimetre kadar yakınına yemler koydu. 64 testin sadece ikisinde saksağanlar iki kez parlak nesneleri aldı ve hemen geri bıraktı.Kuşlar, ne parlak ne de boyalı cisimlere ilgi gösterdi. Aksine bu cisimlerin olduğu testlerde daha az yem yedi.
  • 16
  • 41
PARLAK MALZEMELER KULLANILDI

Exeter Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada metal vidalar, alüminyum folyodan halkalar ya da dikdörtgen şeklinde kesilmiş parçalar gibi parlak malzemelerle, bunların mat maviye boyanmış benzerleri kullanıldı
  • 17
  • 41
VE SONUÇ

Araştırmaya öncülük eden Dr. Toni Shephard, "Bu kuşların koşulsız olarak parlak cisimlere yöneldiğine dair bir bulgu yok. Aksine tüm nesnelerin hayvanlarda neofobiye (yenilik korkusu) işaret eden tepkilere yol açtığını gördük" dedi.
  • 18
  • 41
DENEYLERİ DE AŞAN PRATİK VE İADEİ İTİBAR

2013 yılında Avusturalya'da meydana gelen bir olay deneyleri taçlandıracak cinstendir... Bu gelişme bir nevi saksağana iade-i itibar gibidir...
  • 19
  • 41
HAYATINI KURTARDIĞI AİLEYLE ÖMÜR BOYU DOST OLUR

Avustralya'da genç bir aile tarafından kurtarıldıktan ve sağlığına geri kavuştuktan sonra 'Penguin' ismindeki saksağan aileyle bütünleşir.
  • 20
  • 41
DOSTLUK ÖZGÜRLÜKTEN ÖNCE GELİR

2013'te, Noan bir kütüphane civarında uçmaya çalışırken yerde buldu Penguin'i. Sağlıklı haline kavuşturduktan sonra Cameron, Sam ve çocuklar (Reuben, 13, Noah, 11, Oli, 9) Penguin'in özgürce uçmasına izin verdiler, ama yine de aileyle vakit geçirmek için geri döndü. Evde aylak aylak dolaşıyor, evdekilerin peşinden uçuyor hatta omuzlarına tünüyordu.
  • 21
  • 41
OKULDAN DÖNEN ÇOCUKLARI KARŞILIYOR

Kuş, kendi gideceği yere gitmek için sabahları ailenin evden çıkmasını bekliyor ve çocuklar okuldan döndüğünde onları karşılıyor; "Köpeğin kuyruğunu sallaması gibi, ağaca oturuyor ve heyecanlandığında kanatlarını çırpıyor."
  • 22
  • 41
AİLENİN FERDİ OLUR

Avusturalyalı ailenin bir ferdi haline Penguin'le çektirdiği fotoğrafları sosyal medyada yayınlar. Bu kareler hit rekorları kırar.

İşte o karelerden sadece birkaçı ve altına düşülen notlar
  • 23
  • 41
"Bebek saksağan henüz 3 haftalıkken ağaçtan düşmesi ile katıldı aramıza."
  • 24
  • 41
"Bebek saksağan henüz 3 haftalıkken ağaçtan düşmesi ile katıldı aramıza."
  • 25
  • 41
"Çocuklarla beraber kaldırımda yürüyor, televizyon izliyor, sabahları yatağımıza uçup kucaklamamızı bekliyor."
  • 26
  • 41
"Uçmakta özgür, genelde sabahları bizimle takılıyor ama çocuklar okula gittiğinde kendi meseleleri ile ilgileniyor."
  • 27
  • 41
"Zamanının bir kısmını evde gezinerek, çocuklara sataşarak ve onlarla oyun oynayarak geçiriyor. Oldukça evcil yani.
  • 28
  • 41
"Çocuklar arkadaşlarıyla hentbol gibi oyunlar oynadığında Penguin sürekli birinden diğerine doğru uçuyor, bu onun olaya dahil olma şekli."
  • 29
  • 41
"Etrafta başka saksağanlar olduğunda, kendisini gagalamasınlar diye en kestirme yoldan eve ulaşıyor, saldırıyorlar çünkü."
  • 30
  • 41
"Penguin ve diğeri bu şekilde takılmaya başladı ve böyle de devam etti."
  • 31
  • 41
  • 32
  • 41
  • 33
  • 41
  • 34
  • 41
  • 35
  • 41
  • 36
  • 41
  • 37
  • 41
  • 38
  • 41
  • 39
  • 41
  • 40
  • 41
  • 41
  • 41