Bu karikatürleri Fatih mi çizdi?
Osmanlı dönemine oldukça renkli kişiliği ve zengin donanımıyla damgasını vuran Fatih Sultan Mehmet'e ait olduğu öne sürülen 'Çocukluk Defteri'nde birbirinden ilginç tasvirler yer alıyor.
MEHMET ŞİMŞEK / aksam.com.tr
Fatih Sultan Mehmet'in Osmanlı tarihinde çok özel yeri olan bir hükümdar olduğu hemen tüm tarihçiler tarafından kabul ediliyor.
BUGÜN BİLE MERAK KONUSU
Padişahın Helen ve Latin dillerine olan ilgisi, İtalyanca, Arapça ve Farsça bilmesi, kitaplar tercüme ettirmesi ve dönemin ilim adamlarının huzurunda yaptığı entelektüel tartışmaları ilgiyle izlemesi onun bu haklı şöhretini destekleyen faktörler. Eskiden beri tartışılmakta olan Fatih'in çocukluk defteri ve defterdeki çizimlerin padişaha ait olup olmadığı bugün de merak konusu.
Şimdi hikâyemizin başına dönerek konuya yakın perspektiften bakabiliriz.
HERŞEY "HOCALARIN HOCASI" İLE BAŞLADI
Fatih Sultan Mehmet'in çocukluk yıllarına ait olduğu iddia edilen bu defter 'hocaların hocası' diye nitelendirilen rahmetli tıp doktoru, akademisyen, yazar, seçkin bir ilim ve sanat adamı olan Ordinaryüs Prof. Dr. Ahmet Süheyl Ünver'in 1961'de yayınıyla başlamıştır. Bu konuyu akılda tutarak biraz daha geriye gidelim şimdi...
ÖNCELERİ PEK ÖNEMSEMEZ ANCAK...
Süheyl Hoca bu defetere ilk kez 1940 yılında bir tasnif sırasında rastlar; ancak pek üzerinde durmaz. Kaderin garip cilvesi işte; 1945 yılına geldiğimizde Topkapı Sarayı Müzesi'nde yapılan bir tashihte aynı defter tekrar hocanın eline gelir. Bu sefer ilgisini çekse de Fatih'e ait olabileceğine dair bir dayanak olmadığından yine üzerinde durmaz. Kitapla hocanın kaderi bir kez daha kesişir... Bu kez 1956'da defterle üçüncü kez yüzleşir, yakın okumaya alır, cildi, kâğıtları inceler ve kanaati değişir: Bu defterin Fatih Sultan Mehmet'e ait olma ihtimali yüksektir.
HAYVAN RESİMLERİNDEN PORTRELERE
Peki defterdeki çizimlerde ne vardır? Söyleyelim: Portreler, hayvan resimleri, çiçek motifleri, süsleme ve desen çizimleri, Osmanlıca, Rumca notlar, pek seçilemeyen Farsça beyitler... Dahası var; Fatih'e ait tuğranın eskizleri ve hristiyan oldukları tahmin edilen kişilerin tasvirleri...
SÜHEYL HOCA FİKRİNİ DEĞİŞTİRİR
Şimdi 1961 yılına yeniden dönebiliriz. Süheyl Ünver çok dikkatli bir dil kullanarak defterde yer alan çizimleri küçük bir kitap halinde yayınar. Ünver şöyle bir mantık yürütür: Defterdeki tuğra eskizlerinin Fatih'in tuğrasına benzemesi, padişahın Rumca, Farça gibi dillere ait yazım denemelerinde bulunması, onun şehzadelik yıllarına ait karalama defterinin olacağına dair kanaati güçlenir. (Fotoğrafta Süheyl Ünver'in 1961'de yayınladığı kitap görülüyor)
KULLANILAN KÂĞIT 15. YÜZYILA AİT OLUNCA
Süheyl Hoca, defter sayfalarının dokusunda yer alan filifranın 15. yüzyılda Floransa'da üretilen kâğıtlar ile uyuştuğunu söyler. Dahası, II. Murat (Fatih'in babası) devrindeki bazı tapu tahrir defterlerinde de bulunduğuna dikkat çeker.
BİR DİĞER TEZ: DEFTER BAŞKASINA AİT
Konuyu 2015'te sayfalarına taşıyan Tarih ve Medeniyet Dergisi, günümüzün saygın tarihçilerinden Prof.Dr. Feridun Emecen'e atfen şu satırları yazar: Her şeyden önce defterdeki bazı aksak ve orantısız çizgilere nazaran bazı çizimler çok iyi niteliktedir. Kesik, titrek, çekingen çizgilerin yanı sıra muntazam, uzun ve kesin çizgiler mevcuttur. Özellikle balık, leylek, kuş gagası çizimlerinde bu durumu tahlil etmek mümkündür. (Bu durumun Ünver’in de dikkatinden kaçmadığı görülmektedir.)
FARKLI KALEMLERDEN Mİ ÇIKTI?
Öte yandan defterde, o dönemde hâkim, klasik minyatür üslubundan farklı, bir takım üç boyutlu portrelerin yer alması, şark kültüründe “uğursuz” addedilmesine mukabil eski Yunan ve Batı folklorunda bilgi, zekâ ve irfanı temsil eden baykuş resimlerinin bulunması ilginçtir.
Bütün bunlar çizimlerin farklı kalemlerden çıkmış olabileceği intibaını uyandırmaktadır. Bununla birlikte Prof. Feridun Emecen, defterin Enderun oğlanlarına veya sarayda rehin tutulan bazı Balkan prenslerine ait olma ihtimalinin daha kuvvetli bir olasılık olduğu üzerinde durmaktadır.
YOKSA RUMELİ BEYLERİNİN OĞULLARINA MI AİT
Derginin haberinde devamla şöyle yazar: Bu noktada Emecen, 1501 yılında Osmanlılara esir düşerek küçük yaşta II. Bayezid’in sarayına alınan Menavio’nun naklettiklerine dikkati çekmektedir. Menavio’nun Saray’da kendilerine okuma yazma bilip bilmediklerinin sorulduğunu ve buna dair bazı kalem çalışmalarıyla imtihan edildiklerini nakletmesi bu konuda dikkate alınmaya değer bir ayrıntıdır. Defterin bu ve benzer şekilde saraya intisap eden oğlanlara ait olabileceğine dair fikir vermektedir. Nitekim Süheyl Ünver’de kitabında bu ihtimale açık kapı bırakarak, bazı çizimlerin “Rumeli beylerinin oğullarına” ait olma olasılığından bahseder.
DEFTER II.ABDÜLHAMİT'İN DÖNEMİNDE İKİNCİ BAHARINI YAŞAR
Topkapı Sarayı Kütüphanesi'nde bulunan defter Sultan II. Abdühlamit döneminde saray mücellitleri tarafından özenle ciltlenir. Dolayısıyla günümüzdeki mevcut cildi, görece olarak yakın bir tarihe; yani II.Abülhamit dönemine aittir. Orijinal cildi ise günümüze ulaşamamıştır. Ünver Hoca'nın anlatımlarına başvurarak şunu söyleyebiliriz; Defter ya hiç kaplanmayarak dağınık veya birbirine tutturulmuş kâğıtlardan ibaret kullanılmış ya da asıl cildi, yeniden ciltleme sarısında sökülüp kaybolmuştur.
SULTAN ABDÜLHAMİT GÖRMÜŞ MÜDÜR?
Süheyl Hoca, Topkapı Sarayı Müzesi envanterinde no: "2324" ile kayıtlı olduğunu, buraya girmeden önce "No. 275: resim defteri" kaydı ile Yıldız Sarayı, Zülvecheyn Kütüphanesi'nde olduğunu belirtir. Ancak Sultan Abdühlamit'in bu defteri gördüğüne dair herhangi bir kayıt yoktur.
ŞU ANDA PANORAMA 1453 MÜZESİ'NDE SERGİLENİYOR
Defter şu anda İstanbul Topkapı'da bulunan Panorama 1453 Müzesi'nde sergileniyor.
BÜYÜK İLGİ GÖRÜYOR
Panorama 1453 Tarih Müzesi’nin asıl özelliği, İstanbul’un fethini tasvir eden panoramik tablonun üç boyutlu olması sebebiyle, ziyaretçilerin kapalı bir mekâna girdikleri halde kendilerini adeta açık bir alanda ve kuşatmanın en hararetli saatlerinin ortasında hissetmelerini sağlayan teknik yapısı. Müzenin ana yapısını oluşturan bu panoramik salonunun yanı sıra, ziyaretçileri karşılayan koridorlardaki bilgilendirme panoları da ziyaretçilerden büyük ilgi görüyor.
İŞTE DEFTERDEKİ O ÇİZİMLER
HAYVAN TASVİRLERİ
Kartal, at başı, baykuş, leylek gibi hayvan çizimleri dikkat çekiyor.
BATILI HOCALARIN TASVİRİ
Defterdeki bu tasvir, Topkapı Sarayı'nda bulunan Hıristiyan prenslerin ve yabancı dil öğreten Batılı hocaları düşündürüyor.
TUĞRA ESKİZLERİ
Prof. Süheyl Ünver'in bahsettiği tuğra eskizleri ve batılı harfler...
SAKALLI ADAMLAR VE AT
Bu yaprakta biri geleneksel diğeri batılı sakallı adam tasvirleri ve mitolojiyi çağrıştıran at figürü
TABİATA AİT UNSURLAR
Modern ressamların çizimine taş çıkaracak ağaç dalı çizimleri...
BİR TUĞRA DENEMESİ DAHA
Bu çizimde bir tuğra denemesinin ham hali görülüyor.
EL MUZAFFER DAİMA
Osmanlı padişahlarının tuğralarında kullandığı “El-Muzaffer Daima” ibaresi...
DÜNYAYA AİT NE VARSA
Baykuş, leylek, at, tuğra çizimleri