FOTO GALERİ

Bir 28 Şubat Darbesi yalanı: Böyle Daha Güzelsin!

Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından düzenlenen 28 Şubat temalı "Böyle Daha Güzelsin" sergisi, 28 Şubat'ta Topkapı Sarayı Darphane-i Amire binasında açılacak. 16 sanatçının katılımıyla açılacak sergi bir ay boyunca sanatseverler tarafından ziyaret edilebilecek. (Bedir Acar))

  • 1
  • 23
Serginin ön gösterimine KADEM Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu ve Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar katıldı. Sergi süresince ziyaretçiler, rehberli geziler yapabilecek ve sanatçılarla tanışma imkanı bulabilecek.
  • 2
  • 23
28 Şubat, Necmettin Erbakan'ın başbakan, Tansu Çiller'in dışişleri bakanı olduğu 28 Şubat 1997'de olağanüstü toplanan Millî Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan karanlık bir dönemin adı oldu.
  • 3
  • 23
Demokrasi tarihimizde kara bir leke olarak yerini alan 28 Şubat Postmodern darbesi aradan 23 yıl geçtikten sonra önemli bir sanatsal etkinliğe konu oldu. Sergi, dönemin totaliter ve faşizan uygulamalarına farklı bakış getiriyor.
  • 4
  • 23
Serginin adı, 28 Şubat sürecinde üniversitelerde kurulan ‘ikna odaları’nda başörtülü öğrencilere başörtüsünü çıkardıkları takdirde söyledikleri ‘Böyle daha güzelsin’ cümlesine bir gönderme niteliği taşıyor.
  • 5
  • 23
Küratörlüğünü Yasemin Darbaz Karaca’nın yaptığı "Böyle Daha Güzelsin" adlı serginin basın tanıtım toplantısına katılan yazarımız Bedir Acar, sizler için bir sergi rehberi hazırladı. İşte, eserleri tek tek ve odaklandıkları konularla birlikte ele alan Bedir Acar’ın sergi izlenimleri…
  • 6
  • 23
YARA: Topkapı Sarayı Darphane-i Amire’de açılan sergide ziyaretçileri karşılayan ilk eser Melek Zeynep Bulut imzası taşıyor. Kabuk bağlamış dev bir yarayı temsil eden metal tasarım, içine girilebilen çok katmanlı bir çalışma. Aralıklarla yerleştirilen metal plakalar 28 Şubat’ın açtığı yaraların hala açık durduğuna bir işaret. Eserin kimi yerlerindeki yeşil otlar ise umudu temsil ediyor.
  • 7
  • 23
GEL Bİ DE BURDAN BAK: Hilal Büşra Cebeci’nin duvar üzerine karışık ve yerleştirme tekniğiyle uyguladığı eser, kişinin beğenilerini ve tercihlerini hiçe sayan, çıkmaza sokan davranışları sorguluyor. ‘Benim bakış açımdan bakarsan daha güzel göreceksin’ diyen ve bireyi hiçleştiren faşizan tutumlara bir eleştiri…
  • 8
  • 23
ARAMIZDAKİ ŞEY: Elif Eda imzalı video art, 360 derece kamerayla çekilip sanal gerçeklik gözlükleriyle izlenebilen eser. Serginin en ‘sert’ ve ‘etkileyici’ çalışmalarından biri. Bembeyaz bir oda… Sandalyede oturmuş başörtüsünü çıkarmak üzere olan bir kadın… Etrafını saran insanlar umarsız bir gözle onu izliyor. İzleyiciler bir ara kadının önünü kapattıklarında ve herkes odadan çıktığında boş bir sandalye ve sandalyenin üzerinde kalmış bir başörtüsü… Belki de bu video çalışması şu gözle okunabilir: ‘’İnsanı ve onun iradesini aradan çıkarttığınızda geriye kalan bir parça eşyadan başka bir şey değildir.’’
  • 9
  • 23
KAPI DUVAR: Psikolog Aslıhan Ergün ve mimar Fatih Ergün imzalı video sanatında perdeye yansıtılan görüntüde bir kapıdan içeri giren insanlar görünüyor. Ancak bu sizi yanıltmasın, perdenin arkasında sert bir duvar vardır. Kimileri o kapıdan girmiştir ama kimileri de o duvara çarpmıştır. Sade ama vurucu bir video sanatı…
  • 10
  • 23
GÖRÜNMEZLİK KUTUSU: Yine Aslıhan Ergün ve Fatih Ergün çalışması olan eser küçük ve karanlık bir oda ile sandalyeden oluşuyor. 28 Şubat mağdurları çoğu zaman içe kapanarak, toplumdan kendilerini soyutladılar. Kamusal alan, özel alan tartışmalarına bir gönderme…
  • 11
  • 23
MARİLYN: Boşnak sanatçı Mehtap Özer Isovic imzalı eser 28 Şubat döneminin politik tartışmalarına da gönderme yapan bir pano yerleştirmesinden oluşuyor. Kişisel değişime vurgu yapan eserde kazıdıkça geçmişin açılan yaralarına ve farklı hayat serüvenlerine ışık tutuyor.
  • 12
  • 23
MADDE 42: Büşra Kayıkçı’nın müzik ve videoyu birleştiren yapıtında piyano çalan iki el var. Elin biri sabit ve belirli tuşlar üzerinde geziniyor (otoriteyi temsil eden el bu), diğeri ise sürekli devinim halinde bir el. Anayasa’nın ‘Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz’ denilen 42. maddesine gönderme yapılan çalışmada, otoriteyi temsil eden sabit el, diğer eli, piyanonun 42. tuşuna asla dokundurtmak istememektedir. Sanırım çok şey anlatıyor.
  • 13
  • 23
PARALEL EYLEMLER: Muzaffer Malkoç’un üç boyutlu portresinden oluşan çalışmada kadına uzanan eller resmediliyor. Eller ön planda, kadın ise geri planda. Esere arka cepheden bakıldığında ise kadın figürü ön planda fakat tüm eller geri planda ve uzakta kalmış vaziyette görünüyor. Esere yandan bakıldığında ise tüm figürler birbirinden uzaklaşmış bir belirsizlik içinde eriyor. İyi tasarlanmış bir yapıt olarak serginin en dikkat çekici eserlerinden…
  • 14
  • 23
DAR AÇI: Muzaffer Malkoç imzalı bir başka eser ise birbirine yakın, sıkışık iki duvardan oluşuyor. Duvarlarda bir takım figürler var ancak açı o kadar dar ki kafanızı uzatıp eserleri bir türlü göremiyorsunuz. Bu da aslında kamusal alan tartışmalarına bir gönderme olarak, istediği alanda var olmasına izin verilmeyen hayatların sıkışmışlığına işaret ediyor.
  • 15
  • 23
GÖLGE OYUNU: Çağla Kaplan ve Nur Özdamar imzalı yapıt serginin sade ama etkili yerleştirmelerinden biri. Düz bir koridor… Engebeli iplerle oluşturulmuş karmaşık bir alan haline getiriliyor. Hayatı zorlaştıran müdahalelere ilginç bir gönderme olarak okunabilir.
  • 16
  • 23
DRESS CODE: Merve Güçlü ve Afra Bedriye Öztürk’ün çalışması antik bir heykelden oluşuyor. Kapının hemen girişinde yer alan bu yerleştirmede, üniversiteye girişlerdeki kılık kıyafet uygulamalarına bir eleştiri olarak ‘Baştan tümüyle kurtulmayı’ ironik biçimde ele alış söz konusu.
  • 17
  • 23
DİPLOMA: Merve Güçlü ve Afra Bedriye Öztürk ikilisinin bir başka çalışması olan Diploma, ağa takılmış balıklar gibi diploması ya da okuma hakları ellerinden alınmış insanlardan geriye kalan boş kağıtları, hiçleştirmeyi ve değersizleştirmeyi temsil ediyor.
  • 18
  • 23
ÖLÜ PİKSEL: Acı ama gerçek… Güzin Furat Tever bu çalışmasında başörtüsü yasağına maruz kalmış öğrencilerin ikilemlerini ele alıyor. Peruk takarak okuluna devam edenlerin hayatlarındaki dramlara odaklanılan bu eserde, peruklu resimlerini görmek istemeyen bir öğrencinin, fotoğraflara yansıyan yüzünü kazıması, dönemin trajik "yüzüne" de tokat gibi çarpıyor. Yaşanan anların vesikası görevini taşıyan fotoğraflardan vazgeçememek ve fakat kendisi olarak var olmadığın için de o karelerde bulunmaktan imtina etmek…
  • 19
  • 23
CERRAHİ TEZYİN: Alabildiğine mütevazı ancak bir o kadar da çarpıcı bir başka eser… Esra Özyaşar Tosun’un ‘Cerrahi Tezyin’ adlı çalışması, doktor olma hayaliyle üniversiteye başlayan ancak başörtüsü yüzünden fakülteden atılan bir doktor adayının tezhip sanatçılığına evrilen hayatından dokunaklı parçalarla sergiye katılıyor. Bu çalışmada doktorların kullandığı makas, neşter gibi malzemelerin tezhiple süslenmiş hali var.
  • 20
  • 23
KARA KUTU: Bünyamin Atan imzalı Kara Kutu, 28 Şubat döneminde üniversiteli genç kızların başlarını açmaları için oluşturulan 'ikna odaları'nın oluşturduğu psikolojik şiddeti gündeme taşıyor.
  • 21
  • 23
İPEK/BÖCEĞİ İLE YUSUFÇUK: Sümeyye Öztürk Ulu’nun video çalışması İpek/Böceği ile Yusufçuk çalışması 28 Şubat süreci ile tüm emeklerine rağmen kendi olma hakları ellerinden alınan bireylerle ipek böceği ve yusufçuğun trajedileri arasında bir paralellik kuruyor.
  • 22
  • 23
DREAMCAHCHER: Hilal Büşra Cebeci imzalı 'Dreamcather is Feeling Blue' adlı eser heykel, ahşap-metal karışımı bir teknikle kötü hatıraların kuşaktan kuşağa aktarılmasını sembolize ediliyor. Dreamcahter'lar, Amerikan yerlilerinin kötü ruhları evlerden uzak tutmak üzere kullandıkları bir obje anlamına geliyor.
  • 23
  • 23
ARGOS: Tophane-i Amire’deki sergi alanına girildiğinde, büyük avlunun hemen sağında yer alan ve her 30 cm’lik açıda açılıp kapanan ‘göz’ yerleştirmesi karşılıyor sanatseverleri. Eserin adı Argos. Mitolojideki 100 gözlü bekçi köpeği Argos’a gönderme yapan eser, Muzaffer Malkoç tarafından tasarlanmış. Bir şekilde şiddete uğradığı için sokakta bile sürekli izlendiğini düşünen mağdurlara adanmış bir çalışma. Karşısına geçip baktığınızda ve yer değiştirdiğinizde her 30 cm’de bir açılıp kapanan gözler ilgi çekici bir tasarım olmuş.