33 medeniyete ev sahipliği yapan Diyarbakır’da bulunan Restorasyon ve Konservasyon Bölge Müdürlüğü tarihi eser laboratuvarında Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Hakkari, Mardin, Muş, Siirt, Şırnak, Tunceli ve Van'dan getirilen eserler burada uzman ekipler tarafından cerrah titizliğiyle restore ediliyor.
Her biri binlerce yıllık geçmişe sahip olan eserler, restore işlemlerinin ardından bulundukları illere gönderilip müzelerde sergileniyor.
Diyarbakır Restorasyon ve Konservasyon Bölge Müdürü Mehmet Cüneyt Kubat, tarihi eserleri doğru bilgilerle, doğru teşhis edip, tedavi ettiklerini söyledi.
Laboratuvarın, Türkiye’nin ikinci en büyük tarihi eser laboratuvarı olduğunu kaydeden Kubat, tarihin Diyarbakır’da nakşedildiği, ilmek ilmek örüldüğünü dile getirdi.
Kubat, "Burada biz, 12 ilden gelen kazılardan çıkan tarihi eserleri restore ve konserve ediyoruz. Tarihimizi gelecek kuşaklara doğru bir şekilde anlatmaya, tanıtmaya çalışıyoruz. Ahşap eserlerimiz var, kemik eserlerimiz var, cam eserlerimiz var, seramik eserlerimiz, tekstil eserlerimiz var. Yer altından ve yer üstündeki eserler, su altında çıkarılan bütün eserleri biz burada tedavi ediyoruz. Burası bir hastane aslında, tarihi eser hastanesi" dedi.
Mehmet Cüneyt Kubat "Türkiye’nin tarihi Diyarbakır’dan geçiyor. Diyarbakır, Türkiye’ye tarihsel anlamda başkentlik yapıyor. Burası bütün medeniyetlere, ev sahipliği yapan bir bölge. Müdürlüğümüzün olduğu yerde tarihi eser, 1300 yıllık bir eser. Biz burada tarihimizi doğru bilgilerle, doğru teşhis ediyoruz, tedavi ediyoruz ve müzelerde sergiletiyoruz. Diyarbakır’da müzelerimiz var. Elazığ, Van, Bitlis, Hakkari, Muş, Bingöl, 12 ilde bizim müzelerimiz var. Şu anda en son Tunceli müzemiz açılıyor. Burada 1000, 2000, 3000 yıllık eserlerimiz var. Buraya getirilemeyen, getirilmesi mümkün olmayan eserlerimiz buradaki restoratör arkadaşlarımız o ile gidiyorlar. Hastaneyi oraya taşıyoruz, orada yerinde müdahale ediyor ve orada sergiletiyoruz" diye konuştu.
Restorasyon çalışmalarından fotoğraflar...