Bitlis'in Adilcevaz ilçesinde Van Gölü'ne dalış yapan dalgıçlar, 30-40 metre uzunluğunda yeni mikrobiyalitler tespit etti.
Van 100. Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim üyesi Dr. Mustafa Akkuş, dünyanın en büyük mikrobiyalitlerinin Van Gölü'nde olduğunu söyledi.
Dünyanın en büyük sodalı gölü, 3 bin 712 kilometrekarelik yüzey alanıyla da Türkiye'nin en büyük gölü olma özelliği taşıyan Van Gölü'nde her geçen gün bilim insanlarını heyecanlandıran ve yeni araştırmalara sevk eden keşifler yapılıyor.
Bir süre önce 18 metre civarında ve 50 bin yaşında olduğu tahmin edilen dünyanın en büyük mikrobiyalitinin tespit edildiği Van Gölü'nde yeni bir rekora ve keşfe de imza atıldı.
Adilcevaz Kültür, Sanat ve Turizm Derneği Başkanı Cumali Birol'un araştırmaları sayesinde keşfedilen mikrobiyalitler, belgeselci Ali Ethem Keskin tarafından görüntülendi. Birol, 6 metre derinliğinde tespit edilen mikrobiyalitlerin boylarının yaklaşık 30-40 metre uzunluğunda olduğunu söyledi.
Bitlis'in Adilcevaz ilçesi kıyılarında görüntülenen mikrobiyalitlerle ilgili açıklama yapan Van 100. Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim üyesi Dr. Mustafa Akkuş, dünyanın en büyük mikrobiyalitlerinin Van Gölü'nde olduğunu söyledi.
Dr. Öğretim üyesi Akkuş, "Van Gölü 3 bin 712 kilometrekarelik yüz ölçümü ile Marmara Denizi'nin 3'te 1'i büyüklüğünde devasa bir ekosistem. Kapalı bir göl olması ve ekstrem su kalitesi ile beraber dünyanın belki de en eşsiz ekosistemlerinin başında gelmektedir. Göldeki ph seviyesi 9,8 civarlarında. Yani göl suyu alkalik karakterde. Göl tabanından çıkan tatlı sularla birleşen alkalik karakterdeki su çökermeyi oluşturuyor.
Burada siyona bakteriler faaliyete geçiyor ve sonuçta dünyanın en büyük mikrobiyalitleri meydana geliyor. Yani yerin altında 30-40 metre boyunda ağaç gibi yapılar düşünün dünyanın en büyük mikrobiyalitleri Van Gölü'nde. Van Gölü dalış severler açısından bulunmaz en bakir alanlardan birisini oluşturuyor ve dalış severlerin farklı yapılar görmek istedikleri ender ekosistemlerin başında geliyor.
Uzun yıllardır Van Gölü'nün bu güzelliklerini ortaya çıkarmak için dalış ekibimizle beraber dalışlar gerçekleştirmekteyiz. İşte şu anda bulunduğumuz Adilcevaz'ın hemen kıyısındaki devasa mikrobiyalit alanda açığa çıkmayı bekleyen gizemli alanlardan birisi. Sizinle paylaşacağımız görüntülerde göreceğiniz gibi suyun altında inanılmaz bir güzellik var. Bu güzelliği görmek için ülkemizdeki dalış severleri Van Gölüne bekliyoruz" dedi.
'BURADAKİ MİKROBİYALİTLER ÇOK FARKLI'
Televizyon ve dergi için belgesel çekimleri yapan Ali Ethem Keskin ise, mikrobiyalitlerin çok farklı olduğunu ifade etti. Keskin,"Diğer birçok bölgelerde dalışlarda yaptım. Ama burası kadar güzel değil. Buradaki mikrobiyalitler çok farklı sanki uzayda bir gezegende gibisiniz hissini veriyor. Onun için çok güzel görüntüler aldık. İnşallah ileride özellikle su altı fotoğrafı veya su altında film çekmek isteyen, hobi yapan kişiler için çok güzel bir yer olacak burası. İnşallah turizm içinde güzel bir katkı sağlayacaktır diye düşünüyorum. 1 metreden başlayarak 6 metre derinliğe kadar gittik. 8 metreye kadar devam ediyor sıra sıra halinde. Bir sıra mikrobiyalitten sonra arkasında kumluk bir bölge var ve devamında kademe kademe gidiyor. Dipten gelen tatlı suyun içindeki kirecin gölün içinde bulunan soda ile birleşmesiyle oluşan dolayısıyla tatlı suların bulunduğu yerlerde oluyor. Dip oldukça berraktı" diye konuştu
'YENİ MİKROBİYALİTLER TESPİT ETTİK'
Adilcevaz Kültür, Sanat ve Turizm Derneği Başkanı Dalgıç Cumali Birol da, Van Gölü'nde yaptıkları dalışta 30-40 uzunluğunda yeni mikrobiyalitler tespit ettiklerini söyledi. Birol," Adilcevaz'da farklı bir mikrobiyalit türüne rastladık. Van Gölü'nde gizemini koruyan birçok faaliyetler var. Henüz keşfedilmemiş birçok eser var. Kanuni Sultan Süleyman'ın İran seferine gönderdiği yeniçeriler için Tatvan'da 3 tane kadırganın yapıldığını ve bu kadırganın ufak da olsa bir izine rastladık. Bunu da sizinle önümüzdeki zamanlarda paylaşacağız. Çalışmalarımız halen devam ediyor.
Van Gölü'ne ne kadar emek ve çaba sarf edersek azdır diye düşünüyoruz. Yeni keşfettiğimiz farklı bir mikrobiyalit türü de ortaya çıkmış oldu. Bu da şunu gösteriyor 3 ayrı türe rastlamış olduk. Daha önceden 2 tür vardı. Bunların birisi peri bacası dediğimiz türden diğerleri de tatlı su çıkışının unsurundan kaynaklı olduğu yerler vardı. Bugün de daha farklı bir türe rastladık. Buda şunu gösteriyor demek ki; Van Gölü halen keşfedilmeye, halen üzerinde çalışılması gereken büyük bir efsane bir göl. Bu göle de sahip çıkmamız lazım diye düşünüyoruz" dedi.