Türkiye´nin ´uzaktan kumandalı piyadeleri´
Güvenlik güçlerinin kullanımına sunulan insansız kara araçlarının çeşidi ve sayısı artırılacak.
Türkiye'de insansız sistemlerin geliştirilmesi ve Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girmesi yönündeki çalışmalar, dünyadaki gelişmelere paralel olarak 2000'li yılların başında yoğunlaştı. Çalışmalar sonucu çeşitli insansız hava ve kara aracı, güvenlik güçleri tarafından operasyonel olarak kullanılmaya başlandı. Geçen sürede ise askeri ve sivil alanda insansız sistemlere olan ihtiyaç hızla arttı.
Bu gelişmeleri dikkate alan Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB), insansız sistemler alanında yerli çözümlerin artırılmasına ve çeşitlendirilmesine yönelik çalışmaları yoğunlaştırdı.
SSB, Cumhurbaşkanlığı 100 Günlük Eylem Planı kapsamında geliştirilmesi planlanan insansız kara araçlarını hafif, orta ve ağır sınıfta olmak üzere 3 ana kategoride gruplandırdı.
Küçük robotlar girilmedik yer bırakmayacak
Buna göre, Hafif Sınıf İnsansız Kara Araçları kategorisinde yürütülecek çalışmalar 3 farklı seviyede gerçekleştirilecek.
Bu kategorideki birinci seviye araçların ağırlığı 1 kilogramdan az olacak. Gündüz ve gece ortamında keşif ve gözetleme maksadıyla toprak yol, oyuk, mağara, bina içi ortamlarda ilerleyebilecek mobiliteye sahip bu araçlar, özellikle bina içi ve kapalı alanlardaki görevleri çok düşük ses seviyesiyle yerine getirecek.
Atılabilir ve bir personel tarafından sökülüp takılabilir, gerektiğinde uzatılabilir/ayarlanabilir çubuk yardımıyla gözetleme ve dinleme yapabilir özellikteki araçlar, uzaktan kumandayla kontrol edilebilecek ve görev süresi 2 saati bulacak.
Kategoride yer alan ikinci seviye araçlar ise toprak yol, oyuk, mağara, menfez, meskun mahal/kapalı alan, çok katlı bina içi operasyon öncesi keşif, gözetleme, tuzak tespiti ve emniyet operasyonları icra edebilecek.
Atılabilen ve merdiven çıkabilen, ağırlığı 3 kilogramla sınırlı olacak bu araçlar, yüksek otonom seviyede, yarı otonom ya da uzaktan kumandalı olabilecek. 17 santime kadar dik engelleri aşabilecek araçlar, 2 saate kadar görev yapabilecek.
Kategoride yer alan üçüncü seviye araçlar, toprak yol, oyuk, mağara ve benzeri ortamlarda keşif-gözetleme kabiliyetiyle birlikte geniş arazi bölgelerinde ve meskun mahal içinde bulunan oda/alanlarda operasyon öncesi karar destek sağlamak ve emniyet almak amacıyla haritalama yapabilmekte kullanılacak.
Keşif-gözetleme, genişletilmiş gözetleme, haritalama, KBRN modüllerine sahip olacak, merdivende ilerleyebilecek araçların ağırlığı 6 kilograma kadar çıkabilecek, bunlar yarı otonom ya da uzaktan kumandalı görev yapabilecek.
Araçlar büyüdükçe görevler çeşitlenecek
Orta Sınıf İnsansız Kara Araçları kategorisinde ise iki farklı seviyede araç geliştirilecek.
Bu kategorideki araçlar genel olarak uzaktan komuta birimiyle kontrol edilerek keşif ve gözetleme yapabilecek, gerektiğinde silah kulesi entegre edilebilecek, eve dönme, belirlenecek seviyede balistik koruma, yüksek hareket ve engel aşma, kablolu ve kablosuz kontrol edilebilme gibi kabiliyetlere sahip olacak.
En az 500 metreden kesintisiz olarak kontrol edilip veri aktarımı yapabilecek araçlar, kontrol paneliyle iki yönlü ses iletişimi sağlayabilecek, belirlenen genişlikteki hendekleri ve su birikintilerini aşabilecek.
Bu kategorinin birinci seviyesinde keşif, gözetleme ve küçük çapta hafif silahla ateş etme yeteneğine sahip, azami 500 kilogram ağırlıkta, üstün hareket kabiliyetinde sahip araçlar geliştirilecek.
İkinci seviyede ise keşif, gözetleme ve hedef tespiti yapabilecek, üzerinde faydalı yük olarak değişik çapta silah sistemleri ve lojistik kapsamda değişik yükleri ve gerektiğinde insan taşıma kabiliyeti olan, değişik hava, arazi ve görüş şartlarında üstün hareket kabiliyetine ve faydalı yükle birlikte azami 2,5 ton ağırlığa sahip araçlar üretilecek.
Mevcut zırhlılar insansız da görev yapacak
Ağır Sınıf İnsansız Kara Araçları kategorisinde ise öncelikle envanterde bulunan taktik tekerlekli ve paletli kara araçlarının insansızlaştırılması, bununla birlikte araçları insansızlaştırmak için asgari hazır bulunuşluk gereksinimleri göz önüne alınarak geliştirilecek insansızlaştırma kitinin ve bu kitin uygulanabileceği asgari araç özelliklerinin belirlenmesi hedefleniyor.
Bu kapsamda insansızlaştırılan platformların lojistik hizmetler, riskli arazi kesimlerinde keşif ve ulaştırma hizmetleriyle yüksek ateş gücü ve hareket kabiliyetini kullanarak düşmana yaklaşma ve gerektiğinde etkisiz hale getirme amaçlarıyla kullanılması planlanıyor.
Söz konusu araçlar her türlü hava, arazi ve görüş şartlarında uzaktan kumandalı/yarı otonom görev yapabilecek, istendiğinde insan tarafından normal bir platform gibi kullanılabilecek, üzerindeki kameralardan gelen görüntüler uzaktan kontrol birimine gönderilebilecek, platformun görev kritik alt sistemleri (far, fren, gaz, vites, direksiyon ve benzeri), üzerindeki silah, çevre izleme ve karıştırıcı sistem gibi faydalı yükler uzaktan kontrol edilebilecek.
TSK'nIn silah ve muhimmat ihtiyaçlarının karşılanmasında dış bağımlılığı ortadan kaldıracak "yerli ve milli" projelere hız verilirken Milli Savunma Bakam Nurettin Canikli, nisan ayından itibaren yeni yerli Urijnlerin testlerinin yapılarak TSK'nın kullanımına sunulacağını açıkladı. İşte TSK envanterine girmesi öngörülen ve giren yeni yerliler...
PULAT AKKOR: Tank koruma sisteminin tanklara entegre edilmesine kısa süre içerisinde başlanacak. Tanka yönelen roketleri en uygun zaman ve mesafede etkisiz hale getirerek tam koruma sağlıyor. Modüler mimarisi sayesinde farklı tiplerdeki zırhlı araçlara uygulanabiliyor.
Reaksiyon süresi: 300 milisaniye
Etki alanı: 360 derece
MiNYATÜR BOMBA: ASELSAN proje yöneticisi, TUBiTAKSAGE harp başlığı geliştirilmesinden sorumlu. Beton delici harp başlığına sahip MB'ler F-16, F-4/2020 ve F-35 uçaklarından atılabilecek. Uçaklar diğer bombalardan çok daha hafif olan MB'lerden 8 tane taşıyabilecek.
Menzil: 100 km
Ağırlık: 110 kg
HGK-84: Hava Kuvvetleri envanterindeki en güçlü bombalar olan 1 tonluk MK-84'ler, lazer güdümüne kavuştu. ASELSAN'ın geliştirdiği teknolojiyle, dev bombalar artık hedefini çok yüksek hassasiyetle vurabilecek ve hareketli hedeflere karşI da kullanılabilecek.
Menzil: 12 km
Ağırlık: 500 kg
UMTAS VE OMTAS: Uzun Menzilli Tanksavar Füzesi UMTAS ve Orta Menzilli Tanksavar Füzesi OMTAS muharebe sahasında ortaya çıkan farklı kullanıcı ihtiyaçlarına karşılık verebiliyor. ROKETSAN tarafından, gelişen zırh teknolojilerine karşı etkili olacak şekilde üretildi.
Menzil: 200-4000 m
Ağırlık: 35 kg
SOM-J FÜZESİ: ROKETSAN üretimi orta menzilli seyir füzeleri, F-16 ve F-35 uçaklarında kullanılmak üzere tasarlandı. Parçacık tesirli etkisi olan füzeler, deniz hedeflerine karşı da kullanılabilecek. Yüksek korunaklı hedefleri imha gücüne ve geniş güdüm yelpazesine sahip.
Menzil: 200 km
Ağırlık: 500 kg
HİSAR FÜZELERİ: Alçak İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi (HİSAR-A) ve Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi (HİSAR-O) dik atış yapabiliyor ve 360 derece koruma özelliği başarıyla test edildi. Sistemler uçak, helikopter ve havadan karaya füzelere karşı etkili.
Menzil: 15-15 km
Ağırlık: 360 kg
MİLLİ PİYADE TÜFEĞİ:
Dünya ordularının kullandığı piyade tüfeklerinin üstün özellikleri bir araya getirilerek yerli olarak tasarlandı.
7.62 mm çapındaki silahın etkili menzili 400 metre.
T129 ATAK HELİKOPTERİ:
İtalyan Agusta Westland A129 helikopterinin gövdesi TSK ihtiyaçlarına göre modernize edilerek geliştirildi. Helikopterin elektronik sistemleri yerli imkânlarla yeni baştan üretildi.
Halen dünyada sınıfının en etkin taarruz helikopteri olduğu belirtiliyor.
T-155 FIRTINA OBÜSÜ:
Hareket halindeyken 30 saniyede atışa hazır hale geliyor
1 dakikada 6 top atışı yapabiliyor. Atış sonrasında 30 saniye içinde mevzi değiştirebiliyor.
ASELSAN’ın geliştirdiği atış kontrol sistemi 8-25 kilometre aralığındaki hedeflerin tam isabetle vurulmasını sağlıyor.
KASIRGA TR-300 FÜZESİ:
Kara Kuvvetleri’nin vurucu gücünü önemli ölçüde artırdı.
100 kilometre menzildeki hedefleri imha edebiliyor.
Jetler, güdüm yeteneği kazanan bombalarını, hedeflerinin üzerine gelmeden, tehlikeli alan dışından ateşleyebiliyor.
Hedefine GPS ile uydu aracılığıyla yöneliyor.
Test atışlarında hedefini 3 bin 750 metreden vurma başarısı gösterdi.
ALTAY MİLLİ TANK:
Prototip üretimi bitti. Seri üretim için ihaleye çıkıldı.
Tank teknolojisinde gelinen son aşamanın ürünü olduğu vurgulanıyor.
MİLGEM:
İlk Milli Gemi olan “TCG Heybeliada” 2008’de denize indirildi.
99 metre uzunluğundaki gemi, yerli seyrüsefer sistemleriyle donatıldı.
KOBRA:
OTOKAR’ın geliştirdiği zırhlı tekerlekli araç 9 personel taşıma kapasitesine sahip bulunuyor.
Aracın su engellerini aşabilen amfibik versiyonu da bulunuyor.
BORA-12 KESKİN NİŞANCI TÜFEĞİ:
Jandarma Genel Komutanlığı– MKE işbirliğiyle geliştirildi. 7.62mm çapındaki tüfeğin etkili menzili bin 200 metre.
Rakiplerinden farklı olarak, dipçik, kaynak, tetikkabza mesafe ayarı özelliklerine sahip.
KİRPİ PERSONEL TAŞIYICILAR
Mayına ve el yapımı patlayıcılara karşı korumalı personel taşıyıcılar BMC tarafından yüzde 70 yerli imkânla üretildi.
Bir depo benzinle 800 kilometre menzile ulaşabiliyor.
Lastikleri patlasa da 40 kilometre gidebiliyor. Askerlerin operasyona güvenle ulaştırılmasını sağlıyor.
ANKA VE BAYRAKTAR:
Operasyonlara anlık istihbarat sağlıyor.
İkinci aşamada geliştirilen silahlı versiyonları TSK’nın terörle mücadele operasyonlarında şehit sayısının asgari seviyeye düşürülmesine büyük katkı sağladı.
Güvenlik güçlerinin ihtiyaçları doğrultusunda yerli olarak üretilen metal dedektörü "Memed", mayın tarama birliklerinin kullanımına sunuldu.
Türk savunma sanayisinin son dönemde yürüttüğü özgün ve milli ürün geliştirme çalışmaları sonunda ortaya çıkan bir ürün daha güvenlik güçlerinin envanterine girdi.
Bu kapsamda, mayın tehditlerinin tespiti için Türkiye'de bir ticari işletme tarafından yerli ve milli olarak üretilen metal dedektörü "Memed", yoğun test süreçlerini başarıyla tamamlayarak sahada göreve hazır hale getirildi.
Askeri standartlardaki yüksek ve düşük sıcaklıkta çalışma ve şok testlerini başarıyla geçen yerli "mayın avcısı", güvenlik güçlerinin gerçek hedef mayınları üzerinde yapılan tespit testlerini de başarıyla tamamladı ve envantere dahil edildi.
Metal dedektörü "Memed", kamu güvenliği alanında faaliyet gösteren mühendislik ve üretim şirketi MESAN Elektronik Sanayi Ticaret AŞ tarafından geliştirildi ve üretildi. Böylece güvenlik güçleri için kritik önemdeki bir cihaz daha yerli kabiliyetlerle güvenlik güçlerine sunulmuş oldu.
"Memed", güvenlik güçlerinin ihtiyaçları doğrultusunda özel olarak geliştirildi ve bu nedenle sahadaki benzeri birçok üründen üstün özelliklerle donatıldı.
Zorlu zeminlerde yüksek tespit hassasiyeti
"Memed" hızlı toprak uyumlama fonksiyonuyla normal, mineralli, killi, kireçli, çakıllı, kumlu, çimli, volkanik, çamurlu ve benzeri toprak ve arazi yapılarında hedefleri tespit edebiliyor.
Dedektör, mayın tarama faaliyetlerinde görev alan saha kullanıcılarının bütün ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlandı.
Kompakt ve tam katlanabilir yapısıyla operasyonel taşıma kolaylığı sağlayan "Memed", dahili ekranıyla kullanıcı dostu arayüz sunuyor.
Tam katlanabilir yenilikçi mekanik yapı da operasyon yükünü önemli ölçüde azaltıyor.
Dairesel arama kafasına sahip "Memed", hedefe farklı açılardan gelindiğinde aynı seviyede hedef tespit alarmı üretebiliyor. Farklı uygulamalara yönelik arama kafalarının kullanımını sağlamak amacıyla arama kafası mekanik olarak değiştirilebiliyor.
Ergonomik yapısıyla uzun süre operasyon yapabilme imkanı sağlayan "Memed", sıkça karşılaşılan anti-personel ve anti-tank mayınlarını rahatlıkla tespit edebiliyor.
Özel yazılım ve donanımlarıyla bilinen hiçbir mayını tetiklemiyor. Farklı uygulama tiplerine göre sesli, görsel ve titreşimli uyarılardan istenenin seçilebilmesini sağlıyor.
Mayının tam yerinin belirlenmesi için özel yer belirleme fonksiyonu bulunuyor.
"Memed", 15 saatin üzerinde kesintisiz görev yapabiliyor.
Antalya'da yerleşik bir firma tarafından, Türk mühendislerinin tasarımıyla Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) için üretilen "drone savar"a yurt dışından da talep gelmeye başladı.
Firmanın ürettiği 7 çeşit drone savar, hareket kabiliyetinin genişliğinin yanı sıra hafifliğiyle de dikkati çekiyor.
Ulusal Harp Teknolojileri Savunma Sistemleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Veli Erçelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "drone"ların son Drone veya insansız hava araçlarını sadece kolluk kuvvetlerinin kullanmadığını, bu araçlarla terör maksatlı uçuşlar da yapıldığını dile getiren Erçelik, "Özellikle miting, konser, stadyum ve benzeri halka açık etkinliklerde bu cihazların ateşli silahlarla durdurulmaları ciddi sakıncaları beraberinde getiriyor.
İHA/dronelere karşı mutlaka drone savarlar kullanılmalı. Buna en son örneği, 10 Kasım törenlerinde Şırnak Valiliğine terör amaçlı düzenlenen saldırıyı gösterebiliriz." dedi.
Erçelik, drone savar ile elektromanyetik saldırıya maruz kalan droneların komuta kontrolle bağlantıyı kaybederek etkisiz hale getirildiğini söyledi.
Drone savarın insan ve çevreye zarar vermediğini belirten Erçelik, sessiz ve hızlı sonuç vermesi nedeniyle drone savarın, drone ile mücadelede etkin bir çözüm sunduğunu vurguladı.