İçlerinde henüz okul çağına gelmemiş, üzerlerinde beyaz elbise bulunan kız çocukları, kalpaklı erkek çocuklar, ellerinde pankartlarla Gazi Mustafa Kemal'i karşılamaya Ulu Camii yakınlarındaki Sanayi Mektebi'ne geldiler.
Hepsi de büyük bir coşku ile Mustafa Kemal'i karşılarında görmenin heyecanı ve coşkusuyla alkışlarla okulun bahçesini inletiyordu.
Mustafa Kemal okuldan çıktığı sırada okulun iki parçalı, yukardan aşağı doğru birbiri ile bağlantılı tahta merdivenlerinden aşağı inerken çocukları asker selamıyla selamladı.
Gazi, babalarını Kurtuluş Savaşı'nda kaybetmiş olan bu çocuklara ayrıca önem gösterdiğini söylemişti. Mustafa Kemal daha sonra selam durduğu yetim çocukları okullarına giderek yaşam koşullarını da görmek istedi.
Gazi'nin arabası, öğle saatlerinde Seyhan Nehrin kenarında yeşillikler içinde bulunan tarihi okul binasına geldi. Okul, 1909 yılında Adana'da çıkan iç savaş sonrası yetim kalan Ermeni çocukları barındırmak ve eğitmek için yaptırılmıştı. 1921 yılı sonlarında ise okulun Ermeni yetim öğrencileri Beyrut'ta taşınmıştı.
Mustafa Kemal'in Adana'ya geldiği günlerde ise okulda 400 civarında yetim Türk çocuğu barınıyordu.
Gazi, okulun kapısından içeri girdi. Sınıfları dolaştı. Üstteki teras katına çıktı. Yanında yöneticiler, Maarif Müdürü İsmail Habib, muallim Remzi Oğuz, Vali ve diğer yöneticiler vardı.
Gazi, okulun teras katında Seyhan nehrine bakarken bir ara okul müdürünün öğrencilere bağırarak susun dediğini işitti. Mustafa Kemal bu duruma biraz sinirlendi. Merdivenin başına kadar geldi.
'Sevgili yavrularım, gülün, oynayın, zıplayın' diye seslendi. O anda okulun içini yetim çocukların çığlıkları kapladı.