Laboratuvar Sorumlusu Doç. Dr. Gülay Korukluoğlu, "Türkiye'de şu an virüsün mutasyona uğradığını söylemek için erken. Kolay bir virüs değil. Benim meslek hayatımda karşılaştığım en zor virüslerden biri bu" dedi.
Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Ulusal Viroloji Referans Laboratuvarı'nda, 11 Mart'tan bu yana Türkiye'yi etkisi altına alan koronavirüsün mutasyona uğrayıp uğramadığının belirlenmesi için yürütülen çalışmayı Demirören Haber Ajansı (DHA) görüntüledi. Doç. Dr. Gülay Korukoğlu ve ekibi, Türkiye'nin farklı bölgelerinden yaklaşık 4 aydır havuzlanan örnekler üzerinde çalışmaya başladı. 1 hafta önce başlayan işleme ve ileri analiz çalışmasının 4 hafta süreceği ve ortaya çıkacak sonucun da Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından kamuoyuna açıklanacağı bildirildi.
'YAP-BOZUN YÜZDE 60 TANI, YÜZDE 40'I İLERİ ANALİZ'
Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Ulusal Viroloji Referans Laboratuvarı Sorumlusu Doç. Dr. Gülay Korukluoğlu, viral hastalıklarda tanısal kapasitenin tek başına çoğu zaman yeterli olmadığını, bunun Yap-Boz'un yüzde 60'lık bir kısmı olduğunu söyledi.
Özellikle ülkenin sağlık politikalarının oluşturulmasında ve bütün bilgilerin güncellenmesinde 'virüsün parmak izini çıkartmak' diye tanımlanabilecek bir sekanslama yöntemi olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Korukluoğlu, "Sekanslama sonucunda elde edilen bilgilerin ayrıntılı analizi de Yap-Boz'un kalan yüzde 40'lık bölümünü oluşturuyor ki tamamı uygulandığında yüzde 100’lük tam ve doğru bir sistem kurulabilsin" dedi.
'TÜM BÖLGELERİ TEMSİLEN ÖRNEKLER MEVCUT'
Doç. Dr. Korukluoğlu, virüsün moleküler epidemiyolojisini izlemek, yani nereden girdiğini nasıl yayıldığını, hangi bölgelerde kümelenmeler gösterdiğinin araştırılmasının çok önemli olduğunu belirterek, "Bizim bu konuda laboratuvar olarak kendi içimizde bir yapılanmamız var ki; alt bölge laboratuvarlarımız ile çalışmamız söz konusudur. Bu alt bölge laboratuvarları, Türkiye’deki tüm bölgeleri temsilen bize düzenli olarak kendi pozitif buldukları örnekleri paylaşırlar. Biz de bunları 'hücre kültürü' dediğimiz bir yöntemle çoğaltırız. Böylece elimizde 'sekanslama' dediğimiz ileri analizleri yapabilecek bir örnek havuzu oluşturabiliriz" ifadelerini kullandı.
'4 HAFTA SONRA KAMUOYU İLE PAYLAŞILIR'
Doç. Dr. Korukluoğlu, virüs stoğunu oluşturmaya yönelik çalışmaların mart ayında başladığını ifade ederek, "Burada zaman önemli. Örneğin mart ayındaki virüsle haziran ayındaki virüs aynı mı, nisan ayında Karadeniz bölgesinden gelen virüsle Güneydoğu'dan gelen virüs aynı karakteristiği mi gösteriyor gibi farklı zamanların temsiliyeti bu konu için önemli oldu. Bu virüs çalışmasının havuzlama kısmı yaklaşık 3.5- 4 aydır yapılıyor. Ama teknik olarak bunun işlenmesi ve ileri analizlerinin başlatılması da geçen hafta itibariyle başladı. Ve bundan sonra bu konudaki çalışmaların neticesi 4 hafta kadar sürecek ve bunun neticesi de kamuoyu ile paylaşılır" diye konuştu.
'VİRÜSÜN MUTASYONA UĞRADIĞINI SÖYLEMEK İÇİN ERKEN'
Doç. Dr. Korukluoğlu, Türkiye'de şu an virüsün mutasyona uğradığını söylemek için erken olduğunu vurgulayarak, "Yani virüs kolay bir virüs değil. Benim meslek hayatımda karşılaştığım en zor virüslerden biri bu. Virüsün hem kendisinin kinetiği hem de enfeksiyon dinamikleri gerçekten sıra dışı. Dolayısıyla ben şu an 'virüste mutasyon vardır o yüzden daha hafif seyrediyor' ya da 'virüste mutasyon yoktur ondan dolayı bizde hep aynı gidiyor' gibi bir şeyi şu anda söyleyemem. Bunun mutlaka bu çalışmalar sonucunda bilimsel gerçekler ışığında deklare edilmesi gerekecektir ki zaten sanıyorum bizim çalışmamızı takiben bu açıklama da bakanımız tarafından yapılır" ifadelerini kullandı.
'MUTASYONLA BAĞDAŞTIRILABİLECEĞİNİ DÜŞÜNMEDİM'
Türkiye'de koronavirüse bağlı ölüm sayılarının vaka sayılarına göre düşük olmasının virüsün mutasyona uğrama ihtimaliyle ilgili olmasına ilişkin ise Doç. Dr. Korukluoğlu "Ben aslında bunun mutasyonla bağdaştırılabileceğini çok düşünmedim. Ben tedavi ayağı ve tedavi protokolleri oluşturulması ayağında iyi bir yanıt verdiğimizi düşünüyorum. Bilim Kurulu’nda ilgili bütün tarafların bir arada çalışması, bu konuyla ilgili tüm gelişmelerin yakından izleniyor olması son derece önemli oldu. Uygulanan tedavi protokollerinin düzgün ve son bilimsel gerçekler ışığında seçilmiş olduğunu düşünüyorum. Ondan dolayı bunun birebir mutasyon ile ilgili ilişkilendirilebileceğini çok düşünmüyorum" dedi.