Boyabat Fantom´un kurucusu: Beni çok etkiledi bu ismi verdim
Boyabat Fantom'un kurucusu Saadettin Karahan konuştu
Hava yollarının günümüzdeki kadar yaygın ve etkin olmadığı geçmiş günlerde, yolcu taşımacılığın büyük yükü otobüslerin omuzlarındaydı.
Haber: Mehmet ŞİMŞEK / aksam.com.tr
Karayollarının vazgeçilmezi olan otobüsler insanları birbirine kavuşturmanın ve ayrılığın, hasretin ve sevincin simgesi olduğu gibi yeni tanışıklıklara ve dostluklara da kapı açardı.
Bayram arefeleri ve uzun tatil günleri öncesinde otobüs otogarlarında adeta iğne atılsa yere düşmezdi. Bugün de büyük ölçüde benzer manzaralarla karşılaşılsa da, havayollarının geldiği nokta otobüslerin yükünü küçümsenmeyecek şekilde azalttı.
TEK RAKİBİMİZ HAVAYOLLARI
Otobüslerinin taşımacılıkta tartışmasız iktidar olduğu o günlerde bile bir ayrıntı gözden kaçmıyordu.
Otobüsler firmaları seçtikleri isim, logo ve biletlerindeki tasarımlarıyla sürekli uçaklara gönderme yapıyordu.Dahası; bazı işletmeler "Tek rakibimiz' hava yolları" diye yazıyordu. Otobüslerin 'uçak sevdası zamanla kadın hosteslerin devreye girmesiyle devam etti.
İşte onların içinde öyle biri vardı ki, rekabet söylemini daha da ileri götürmüş, 1974'de kurduğu firmaya aynı yıllarda Türkiye'nin satın aldığı savaş uçaklarının ismini vermişti.
Fotoğraf: Hasan ŞİMŞEK
Türkiye'nin ABD'den sipariş ettiği 40 adet "F-4 Phantom" savaş uçağı 1974 yılında Türk Hava Kuvvetleri'ne teslim edilince büyük yankı uyandırdı. Halk arasında bu uçaklara kısaca 'Fantom' dendi.
Sinop'un Boyabat ilçesinde otobüs işletmeciliği yapan Sadettin Karahan, bu olaydan esinlenerek 1974'de kurduğu firmaya "Boyabat Fantom Seyahat" ismini verdi.
Firma logo tasarımı olarak "Fantom" uçağını kullandı.
Boyabat Fantom Seyahat, İstanbul-Boyabat arasında tam 18 yıl hizmet verdi.
Karahan aksam.com.tr'ye o günleri şöyle anlatıyor: "Fantom savaş uçakları 1974'de Türkiye'ye geldi. Onlardan çok etkilendim. Aynı yıl Boyabat Fantom Seyahat'i kurdum ve 1992'ye kadar çalıştık. O yıl firmayı kapattım."
Saadettin amca halen sektöre hizmet vermeye devam ediyor.
Fotoğraf: Hasan ŞİMŞEK
BİR ZAMANLAR ARI KOVANI GİBİYDİ
Boyabat Fantom Seyahat'in İstanbul Küçükbakkalköy'deki bulunan yazıhanesi 22 yıl öncesinde Boyabat yolcularının uğrak mekânı olmuştu. Yazıhane bayram arefelerinde adeta arı kovanını andırırdı.
TARİHE BİLET ALMAK
Geçmişte ve günümüzdeki otobüs biletlerinde kullanılan figürler bir anlamıyla popüler sosyolojiyi anlamakta önemli ipuçları veriyor.
İŞTE O BİLETLERİN ANLATTIKLARI
GÜREŞÇİLER OTOBÜSCÜLÜĞE SOYUNUNCA
Öte yandan 1970'li yıllarda yolcu taşımacılık sektörü ilginç bir rekabete tanıklık yaptı.
Dünya ve olimpiyat şampiyonalarında büyük başarılar elde eden milli güreşçimiz Gazanfer Bilge, Ankara İstanbul hattında… Adil Atan, Atan Kardeşler İstanbul-İzmit-Adapazarı hattında Gülhan (Bugünkü Efe Tur'un başlangıcı) ile ezeli bir rekabet halindeydiler.Türk milli formasını başarıyla temsil etmiş güreşçilerden Mustafa Dağıstanlı, Celal Atik, Şampiyon Hersekli (Murat Hersekli) ve Yaşar Doğu, Doğu Turizm'le sektöre girenlerdi...
İŞTE ŞAMPİYONLAR VE ŞİRKETLERİ
Gazanfer Bilge
Dünya Ağır Sıklet Boks Şampiyonu, Muhammed Ali, Türkiye ziyaretinde Gazanfer Bilge'yle de görüşmüş ve onunla şakalaşmıştı.
Şampiyon güreşçi Murat Hersekli
Şampiyon Hersekli Seyahat
Şampiyon güreşçi Adil Atan
Şampiyon güreşçi İrfan Atan
Şampiyon güreşçi Mustafa Dağıstanlı
Şampiyon güreşçi: Yaşar Doğu
Şampiyon güreşçi Celal Atik
HAMİT KAPLAN DA SEKTÖRDE
Gazanfer Bilge'nin yakın arkadaşı ve dostu şampiyon milli güreşçi Hamit Kaplan da sektörde farklı bir şekilde yerini aldı.
OTOBÜSLERİN EFSANE UĞRAK YERİ: DÜZCE OLİMPİYAT RESTAURANT
Ankara-İstanbul E-5 karayolunun tam orta noktasındaki Olimpiyat Tesisleri'ni eski milli güreşçi Hamit Kaplan işletirdi. Düzce'de bulunan tesislerin içi dışı tıklım tıklım olur, "İstanbul'dan Ankara istikametine gitmekte olan..." diye başlayan anonslar birbirine karışırdı. Restoranın girişinde ufak bir havuz, içinde alabalıklar vardı. Yolcular uğur olsun diye oraya para atardı. Lokantanın duvarlarını ise milli güreşçilerin fotoğrafları süslerdi. Otobüslerde su ikramının ve kendine has mola yerlerinin de öncüsü yine Düzce'deki Olimpiyat Restaurant oldu. Tesislerde otobüslere cam şişelerde ikram edilen içme suları buradaki tesislerde doldurulurdu.