FOTO GALERİ
En güzel Avrupa şehirlerinin çirkin yüzü
Güzellikleriyle öne çıkan ve dünyanın dört bir yerinden milyonlarca turist tarafından ziyaret edilen Avrupa şehirlerinin çirkin, hatta korkutucu bir yüzü de var.
Avrupa’nın aşk ve moda başkenti olarak anılan Paris’in en büyük sorunlarından biri, evsizlerin oranı. Çok sayıda 'profesyonel' dilenci, ülkeye para kazanmak için gelen mülteci veya otel masraflarından kaçınmak isteyen macerasever turistlere Paris’in neredeyse her yerinde rastlanılabilir.
Ünlü mimar Gaudi’nin başyapıtları ve Boqueria pazarı ile bilinen, İspanya’nın önemli bir ticaret ve turizm merkezi Barcelona kentinde tatil için buraya gelen turistleri üzecek iki faktör var. Birincisi, Katalonya Özerk Bölgesi'nde bulunduğu için sürekli düzenlenen protesto gösterileri. İkincisi ise, şehrin en uğrak yerlerinden biri olan Montjuic Tepesi’nden görülen dev kuru yük limanı manzarası.
İngiltere’nin başkenti Londra’nın kenar mahallelerinden Packham görünümüyle gecekondu semti izlenimi veriyor.
Danimarka’nın başkenti Kopenhag’ta geleneksel turistik bölgelerin yanısıra, 'özgür kasaba' diye anılan Christiania semti de turistlerin yoğun ilgisini çekiyor. Burada esrar satmak ve almak serbest, fakat fotoğraf çekilmesine izin verilmiyor. Danimarka’da esrar kullanımı her ne kadar yasak da olsa kasabanın sakinleri bu yasağa uymuyor. Ürettikleri esrarı tüm dünyaya satan komün, yılda 185 milyon dolar gibi bir gelir elde ediyor. İçlerinde ateşin yandığı variller, eskimiş evleri ve bozuk yollarıyla daha çok nükleer savaş sonrası bir kasaba izlenimi veriyor.
Almanya’da Berlin duvarının yıkılışının üzerinden yaklaşık 30 yıl geçse de Doğu ile Batı Berlin semtleri arasındaki fark hala hissediliyor. Doğu Berlin’de göze batan şey, eski Sovyet tarzı yapılar. Bölgede ayrıca çok sayıda yıkılmış ve terk edilmiş binanın bulunduğu alanlar var.
Avrupa’nın en çok ziyaret edilen şehirlerinden biri olan Venedik’te su kanallarıyla çevrili yapısı ve zeminindeki çökmeler nedeniyle günümüzde sık sık su baskınları yaşanıyor. Yılın bazı dönemlerinde 'acqua alta' adı verilen suyun yükselmesi olayı gerçekleştiğinde, epey geniş olan San Marco Meydanı adeta bir yüzme havuzuna dönüşüyor. Şehrin en alçakta kalan bu kısmı, Ekim-Mart aylarında su baskını sorunuyla karşı karşıya kalıyor ve ziyaret edilemez bir hal alıyor.
