Raute dünyanın en ilkel kabilesi. Bu kabilede yaşayan insanlar maymun avcılığı yapıyor ve yakaladıkları maymunların etini yiyorlar. Kabileden biri öldüğünde ise bulundukları yeri terk ediyorlar ve başka bir yere göç ediyorlar. İşte çok ilginç yaşamlarıyla Raute kabilesi...
Danimarkalı fotoğrafçı Jan Moller Hansen, modern yaşama uymamakta direnen Raute kabilesinin günlük hayatını görüntüledi.
Hansen yerel bir rehber eşliğinde, Nepal'de Katmandu'dan çıkıp Accham bölgesindeki ormanın derinliklerine daldı.
Orada da kendilerini 'ormanın kralları' diye tanımlayan Raute kabilesinin yaşamına tanıklık etti.
Nepal halkı tarafından ikinci sınıf insanlar olarak görülmek istemeyen Raute kabilesi üyeleri, bu yüzden modern hayata geçmek istemiyorlar.
Raute kabilesi üyeleri, etnik kimliklerine sıkı sıkıya bağlılar ve kendilerinin kral soyundan geldiğine inanıyorlar.
Herhangi bir maddi ya da gayrimenkul sahibi olmak gibi bir kaygıları yok.
Sahip oldukları her şeyi de paylaşıyorlar.
Bu fotoğraf Raute kampında çok alışılmış bir sahne. Bütün aile toplanarak ateş etrafında bir araya geliyorlar.
Göçebe halde yaşadıkları için de yanlarında taşıyabilecekleri şeylere sahip olmayı tercih ediyorlar.
Aralarından herhangi biri öldüğünde onu gömdükten sonra kamp yaptıkları yeri terk edip başka bir yere doğru yola çıkıyorlar.
Ölülerini de dik olarak gömüyorlar. Böylece ruhunun cennette özgürlüğe kavuştuğuna inanıyorlar.
Göçebe ve geleneksel bir şekilde yaşayan bu kabile her ay Nepal'in batısındaki ormanlarda yer değiştirerek yaşıyorlar.
Çok eskilerden beri kendilerini 'Ormanın Kralları' olarak tanımlayan topluluk, maymun eti yiyerek ve çevre köylere ahşap el emeği ürünler verip karşılığında tahıl ve sebze alarak yaşamlarını sürdürüyorlar.
Nitekim küresel ısınma onların yaşamını da etkilemiş: Azalan maymun popülasyonu ve plastik ürün akını hayatlarını belirsiz bir geleceğe doğru sürüklüyor.
Kabile yaşamını Langur ve makak maymunlarını avlayarak sürdürüyor.
Kabiledeki erkekler, çevredeki ormanlardan topladıkları tahtaları, yerel köylerle satmak için mobilya haline getiriyorlar.
Ayrıca kabiledeki en son gerçekleşen ayı saldırılarından sonra çocuklar ormanın derinliklerine girmemeleri konusunda uyarıldı.
Raute kabilesi ormana güçlü bir bağlılığa sahip ve tohum ekmenin günah olduğuna inandıkları için tarımdan kaçınıyorlar.
Kabilede her ağaç türü kesilmiyor. Sadece yaygın olan ağaç türlerini kesiyorlar.
Kabilede ava çıkan bir adam, av günlerinde başarılı bir günün ardından maymunla kampa dönüyor.
Ayrıca kabilede sadece erkekler ava çıkma hakkına sahip.
Kabilede iş bölümü cinsiyete dayalı. Kadınlar çoğunlukla pişirme, yıkama ve yakacak toplama gibi günlük görevleri yerine getiriyor.
Raute kabilesindeki bireyler vahşi orman meyveleri ve yeşilliklerini düzenli olarak topluyorlar.
Kabilede son bilgilere dayanılarak yalnızca 156 kişinin kaldığı bilinmekte.
Bu ülkede Başkent Juba'nın kuzeyinde, Nil kıyısında yaşayan Mundari adlı bir kabile bulunuyor.
Mundarilerin bütün hayatı hayvancılık üzerine kurulu. Onlara sığır kralları deniyor.
Yetiştirdikleri hayvan ise Ankole-Watusi olarak bilinen bir sığır türü.
Boyları 2,5 metreye kadar ulaşabilen bu hayvanların her biri 500 dolar değerinde.
Bu neden Mundari kabilesinin en değerli varlıkları bu hayvanlar. Öyle ki kabile üyeleri hayvanlarını makineli tüfeklerle koruyor
Fotoğrafçı Tarık Zaidi belgesel çalışması için 4 gününü bu kabileyle ve kabilenin gözü gibi baktığı bu sığırlarla birlikte geçirdi.
Zaidi tanıştı her kabile üyesinin favori bir ineği olduğunu söylüyor. Bu hayvanları etleri için öldürmeleri çok ender görülüyor.
Bu ineklerin sadece sütünden faydalanmıyorlar, aynı zamanda idrarını da antiseptik olarak kullanıyorlar. İdrardaki amonyak ise kabilenin genelinde görülen turuncu saç renginin baş nedeni.
Hayvanlarına günde iki kez masaj yapıyorlar.
Güney Sudan'da hayvanlar ve hayvancılık çok önemli. Sudan'dan bağımsızlıklarını kazanmadan önce yaşanan savaşlarda hedefler hep hayvan çiftlikleri oluyordu.
Bağımsızlığın ardından da hayvancılık önemini koruyor. Hatta her şeyleri...