Yeryüzünde corona virüs vakaları 1 milyon 600 bini aşarken can kayıpları da 100 bine yaklaştı. Dünyadaki her 10 vakadan birinin görüldüğü bir şehir var.
Bugüne kadar 161 bin testin pozitif sonuç verdiği ABD New York'ta, 7 binden fazla insan hayatını kaybetti. Salgının dünyadaki merkez üssünde ölenlerin gömüldüğü yer ortaya çıktı.
Reuters haber ajansı, Hart Adası'nda bir hapishanenin yanına kazılan toplu mezardan dünyayı sarsan fotoğrafları servis etti.
İş makinelerinin açtığı upuzun bir çukurda cesetler üst üste gömülürken, kurbanların hiçbir yakını veya aile üyesi adada yok.
Normalde adadaki mahkumların haftada 25 ceset gömdüğünü bildiren Reuters, ancak corona virüs salgınıyla toplu mezar açıldığını aktarıyor.
Yan yana iki tabut sığacak kadar geniş olan upuzun çukurda artık her gün yaklaşık 25 ceset defnediliyor.
Torbalara konulan cesetler çam tabutlara yerleştiriliyor, kurbanların isimleri büyük harflerle kargacık burgacık yazılıyor.
Reuters, daha sonra cesetlerin topraktan çıkarılma ihtimaline karşı söz konusu isimlerin yazıldığını belirtiyor.
Cezaevi sözcüsü Jason Kersten, şehrin ana hapishanesine cesetlerin devasa soğutuculu kamyonlarla taşındığı bilgisini veriyor.
Peki bir günde 1900 insanın can verdiği, toplam ölü sayısının 16 bin 600'ü aştığı ABD'de kimler hayatını kaybediyor?
New York eyaletinde açıklanan resmi verilere göre, corona virüs yüzünden yaşamını yitirenlerin arasında siyah ve Latin kökenlilerin oranı daha fazla.
Latin kökenliler New York şehrinin toplam nüfusunun yüzde 29’unu, virüs yüzünden hayatını kaybedenlerinse yüzde 34’ünü oluşturuyor.
Nüfusun yüzde 22’sini oluşturan Afrika kökenli Amerikalılar, yani siyahlarsa virüs yüzünden ölenlerin yüzde 28’ini oluşturuyor.
Verilere göre, New York nüfusunun yüzde 32’sini oluşturan beyazlar da virüs yüzünden meydana gelen can kayıplarının yüzde 27’sini oluşturuyor.
Covid-19 yüzünden hayatını kaybedenlerin yalnızca yüzde 7’si Asya kökenli. Asya kökenliler New York nüfusunun yüzde 14’ü.
New York Belediye Başkanı Bill de Blasio, verilere ilişkin yaptığı açıklamada, oranlar arasındaki farkın ekonomik eşitsizlikleri ve sağlık hizmetlerine herkesin eşit oranda erişime sahip olmadığı gerçeğini yansıttığını belirtti.
Açıklanan verilerde, corona virüs salgının ilk ayında en fazla sayıda teyitli vakanın kaydedildiği mahallelerin çoğunun gelir düzeyinin en düşük olduğu mahalleler olduğu da görüldü.
New York’ta corona virüs yüzünden en fazla can kaybının yaşandığı bölgeler sırasıyla Queens, Brooklyn, Bronx ve Manhattan. Veriler, New York eyaletinin geri kalan bölgelerinde de benzerlik gösteriyor.
Eyaletin New York şehri dışında kalan bölgelerindeki nüfusun yüzde 9’unu oluşturan siyahlar virüs yüzünden hayatını kaybedenlerin yüzde 18’ini oluşturuyor. Nüfusun yüzde 75’ini oluşturan beyazlarsa can kayıplarının yüzde 65’ini oluşturuyor.
Yerel yönetimin verilerine göre, New York eyaletinde ölenlerin yüzde 61’i erkek, yüzde 38’i de kadın. Can kaybı sayısının en fazla olduğu yaş aralığı ise 70-79.
Daha önce Lousiana, Michigan ve Illinois eyaletlerinden gelen veriler de siyah Amerikalılar'ın salgından daha fazla etkilendiğini ortaya koymuştu.
ABD'de son bir haftada yalnızca 5 Nisan'da 25 bin vaka belirlendi, diğer günlerde pozitif çıkan testlerin sayısı 30 bini aştı. Ülkede 486 bin vaka belirlenmiş durumda.
Salgının Çin'de ortaya çıktığı dönemde corona virüsü oldukça hafife alan ABD Başkanı Donald Trump, "Gribe benziyor, Nisan ayında geçer" gibi açıklamalar yapmıştı.
Ancak gelinen noktada ABD lideri her gün basın toplantısı yapmak zorunda kaldı. Beyaz Saray'da bir kez daha gazetecilerin karşısına çıkan Trump, ''Corona virüse karşı 19 tedavi üzerinde klinik deneyler yürütülüyor, 26 tedavi de deneyler için hazırlanıyor" dedi.
325 milyon insanın test edilmesinin mümkün olmadığını dile getiren Trump, suni solunum cihazlarına artık fazla ihtiyaç duymadıklarını da savundu: ‘’Bence çok, çok iyi durumdayız."
New York Times gazetesi ise, ülkede açıklanan corona virüs ölümlerinin gerçek sayıdan daha düşük olduğunu ABD'nin dört bir yanından örneklerle yazdı.
Gazeteye konuşan Indianalı bir doktor, Mart ayında ölen bir hastasına corona virüs testi yaptırmak istediğini fakat talebinin reddedildiğini aktarıyor.
New York'taki paramedikler de evlerinde ölen çok sayıda hastaya, Covid-19 belirtisi göstermelerine rağmen test yapılmadığını söylüyor.
Virginia'da ise corona virüsten ölen üç sağlık çalışanının ölüm belgelerinin yalnızca birinde gerekçe olarak corona virüsün yazıldığı belirtiliyor. Gazeteye konuşan uzmanlara göre corona virüs kaynakları ölüm verilerinin sisteme girilmeme nedenleri arasında tutarsız protokoller, kısıtlı kaynaklar ve karar alma süreçlerinde şehirler arasında yaşanan farklılıkları gösteriyor.
Özellikle kırsal bölgelerdeki doktorlar, ellerinde yeterli sayıda test olmadığını söylüyor. Doktorlar son iki ayda pek çok corona virüs ölümünün kayıtlara grip veya zatürree olarak geçtiğini düşünüyor. Bu da corona virüs verilerini derleyen Ulusal Sağlık İstatistikleri Kurumu'nun yanlış veri toplamasına yol açıyor.
Kamu sağlığı uzmanlarının pandemi sırasında gerçekleşen ölümlerin nedenlerini derlemenin normal şartlarda aylar veya yıllar aldığına dair görüşlerini aktaran NYT, günümüzde ise yetkililerin günlük ölü ve vaka sayısı paylaştığını, halkın da bu eksik verilere bakarak salgının boyutunu anlamaya çalıştığını söylüyor.
Gazetenin verdiği örneklerden birinde, corona virüs belirtileriyle hayatını kaybeden bir kişinin eşinin yoğun uğraşları sonucunda, cenaze evinde 19 gün boyunca bekletilen cesetten örnek alındığı ve test sonucunun pozitif çıktığı aktarılıyor.
ABD'de federal yetkililerin ise 2021'e kadar bir resmi ölü sonucu açıklaması beklenmiyor. Bazı uzmanlar, gerçek ölü sayısını öğrenmenin hiçbir zaman mümkün olmayabileceğini aktarıyor.
Buna örnek olarak ABD'de 1976'daki domuz gribi gösteriliyor. O dönemde bir domuz gribi salgını potansiyeli fark edilmiş, doktorlar aceleyle pek çok vakanın ölüm sebebini domuz gribi olarak kayıtlara geçirmeye başlamıştı. Önceki yıl ise aynı belirtilerle ölen hastaların ölüm belgelerinde zatürre yazıyordu.
Gazeteye konuşan Johns Hopkins Üniversitesi Bloomberg Kamu Sağlığı Okulu'ndan Doç. Dr. Stephane Helleringer, "1918-19 İspanyol gribinde ölenlerin sayısı hâlâ bir tartışma konusu" diyor ve ekliyor:
"Gerçek ölü ve vaka sayılarını öğrenmek uzun bir zaman alabilir. Bunun nedeni de sadece verilerdeki sorunlar değil, aynı zamanda pandeminin etkilerinin çok karmaşık olması."