2019´da UNESCO Dünya Mirası Listesi´ne giren en yeni yerler
Farklı kültürlerin, medeniyetlerin, dinlerin ve tarihi dönemlerin küresel kültürde bıraktığı izler arasından en nadide örnekleri seçip listeleyen UNESCO, Dünya Mirası Listesi'ne 29 yeni yeri ekleyerek insanlığın ortak mirasını biraz daha zenginleştirdi. Brandlifemag.com'un derlemesiyle işte gezegenin her bir köşesinden, 2019'da UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne eklenen yeni yerler...
İnsanlığın ortak mirasına ait en önemli örneklerin bulunduğu Dünya Mirası Listesi, gezegenin tarihinin zenginliği ile doğasının çeşitliliğini kutluyor.
Birçok farklı kritere göre seçilen bu yerler tarihi, doğal ya da bilimsel açılardan çok önemli rollere sahipler. UNESCO bu şekilde, bazıları herkes tarafından çok da bilinmeyen bu yerlere hak ettikleri değeri verip daha görünür olmalarını sağlıyor.
2019'da eklenen 29 yerle birlikte artık 1.211 adet yer içeren UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki her bir yer kendine has karakteristik özelliklere sahip ve hepsi bir arada, dünya tarihinin önemli bir arşivini oluşturuyorlar.
Bu yıl listeye eklenenler arasında Çin'deki göçmen kuş yollarından İtalya'nın Prosecco tepelerine, Birleşik Krallık'taki Jodrell Bank Rasathanesi'nden Polonya'daki taş ocaklarına dek birçok farklı yer bulunuyor.
İşte 2019'da UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne eklenen o yerler...
ŞEKİ HAN SARAYI - AZERBAYCAN
Tarihin en önemli ticaret yolu olan İpek Yolu üzerinde bulunan Şeki Han Sarayı, 1700'lerde ipek ticaretinin ne kadar güçlü olduğunu bütün lüksüyle ortaya koyuyor.
Birkaç stilin bir araya geldiği bir mimariye sahip olan saray, vitraylı pencereleriyle büyüleyici bir yer.
JAİPUR - HİNDİSTAN
'Pembe Şehir' olarak da bilinen Jaipur, kafes gibi tasarlanmış, çağının ötesinde bir şehir planlamasına ve olağanüstü bir mimariye sahip.
1729'da kurulan Jaipur'un Hawa Mahal ve Birla Mandir gibi birbirinden güzel yapılarının renkli cepheleri, şehri Hindistan'ın en popüler destinasyonlarından biri kılıyor.
VATNAJÖKULL MİLLİ PARKI - İZLANDA
On adet yanardağa ev sahipliği yapan ve İzlanda yüzölçümünün yaklaşık yüzde 14'ünü kaplayan bu görkemli Vatnajökull Milli Parkı, buz mağaraları, buzul vadileri ve diğer tüm etkileyici manzaraları ile İzlanda'nın eşsiz doğasını deneyimlemek isteyen herkesi cezbediyor.
ANTİK KAVANOZLAR - LAOS
Laos'un kuzeyindeki bir düzlükte bulunan 2 binden fazla taş kavanoz Demir Çağı'nda cenazeleri gömmek amacıyla kullanılmış.
İnsanlığın milattan önce 500 yıllarındaki çarpıcı bir eseri niteliğindeki bu kavanozlar aynı zamanda insanlığın o zamanlardaki varlığının en somut kanıtı.
BAGAN - MYANMAR
Myanmar'ın kutsal düzlükleri, Budist sanat ve mimarinin en nadide örneklerine ev sahipliği yapıyor. 9. yüzyıldan 13. yüzyıla dek Pagan imparatorluğunun başkenti olan Bagan'da, 10 binin üzerinde Budist tapınak, pagoda ve manastır yer alıyordu; bugün ise bunlardan 2 binden fazlası hala ayakta.
Göz alabildiğine uzanan bu mistik bölgeyi farklı bir açıdan göstermek için güneş doğarken sıcak hava balonu gezileri de düzenleniyor.
PROSECCO TEPELERİ - İTALYA
İtalyan çiftçilerin ünlü Prosecco şarabını üretmek için farklı tekniklerle yetiştirdikleri asmalar, buradaki tepeleri bereketli ve yemyeşil bir hale büründürmüş.
Küçük kasabalarla birbirinden ayrılan bu zümrüt tepeler, aynı zamanda bağcılık kültürünün yüzlerce yıllık varlığını da kanıtlar nitelikte.
DİLMUN MEZAR HÖYÜKLERİ - BAHREYN
12 binden fazla antik mezarın yer aldığı Dilmun Mezar Höyükleri bölgesi, UNESCO'ya göre, hem sayılarının çokluğu hem de mezar odalarının detaylarıyla dünyanın herhangi bir yerinde benzeri olmayan özellikler sergiliyor.
Milattan önce 2050 ve 1750 yılları arasında, Bahreyn adasına yerleşen insanların kullandığı bu mezarlıkta, hem kraliyet ailesinden hem de halktan kişiler gömülmüş.
KLADRUBY NAD LABEM - ÇEKYA
440 yıldır, kladruber adlı özel at cinsinin Habsburg İmparatorluğu'nun törenlerinde kullanmak için üretildiği ve eğitildiği Kladruby Nad Labem, Avrupa’nın önde gelen at yetiştirme yerlerinden.
Kasabanın sadece at yetiştiriciliği için tasarlandığı düşünüldüğünde, atların insanlık tarihinde ticaret, tarım ve askeri amaçların yanı sıra, aristokratik temsil için de ne denli büyük bir öneme sahip olduğu anlaşılıyor.