Evde çalışmanın da bazı kuralları var

Sağlık tedbirlerinden dolayı evden çalışmanın zorunlu olduğu dönemlerden geçiyoruz. Bu çalışma düzeni de iş hayatına yeni kurallar getirmeyi gerekli kılıyor. Kurumların öncelikle Home Office tanımını çok iyi yapıyor olmaları gerektiğini dile getiren Başak Gezgin Aruca, çalışanların ise çalışma saatlerine evinde de sadık kalması gerektiğine dikkat çekiyor.

Evde çalışmanın da bazı kuralları var

ALİ DEMİRTAŞ / ali.demirtas@aksam.com.tr

Pandemi nedeniyle birçok kurum ve kuruluş ‘home office’ denilen çalışma ortamına geçti. Ancak evden çalışmanın da kuralları var. Evden çalışmak istediğimiz saat kalkıp, istediğimiz saatte yatabileceğimiz anlamına gelmediği gibi istediğimiz saatte işbaşı veya paydos yapabileceğimiz anlamına da gelmiyor. Bu noktada çalışan ve işverenin durması gereken yer neresi olmalı? Bu yeni düzene adapte olmakta zorlananlar nasıl bir yol izlemeli? Yaşam koçluğu bu noktada yol gösterici olabilir mi? Sorularımızı global koç Başak Gezgin Aruca ‘ya yönelttik.

Yaptığınız işi kısaca özetler misiniz?

Global Koç olarak Türkçe, Fransızca ve İngilizce olmak üzere üç farklı dilde koçluk hizmeti veriyorum. Koçluk ile kişilere kendi içsel yolculuklarında rehberlik ediyorum. Koçluk, iş yaşamında veya özel yaşamında daha etkin ve başarılı olmayı amaçlayan bireylerin; takımlarının verimliliğini ve etkinliğini artırmak isteyen yöneticilerin, liderlerin; ailesiyle ve arkadaşlarıyla iletişim gücünü geliştirmek, yaşamını daha verimli, doyumlu geçirmek isteyenlerin sıklıkla başvurduğu bir disiplindir.

YAŞAM KOÇU SİZE AYNA TUTAR

Türkiye’de insanlar problemleri olduğunda koçluk alabileceklerini düşünüyorlar. Ancak koçlukta daha çok kişinin hedefleri üzerine çalışmalar yapıyoruz. Peki, koçluğa ihtiyacınız olduğunu nasıl anlayacaksınız? Veya soruyu şu şekilde soralım hangi durumlarda koçluk alınabilir? Hayat eskisi kadar size zevk vermiyor ve hayatın için anlam aramaya başladıysanız, sosyal ve iş hayatınızı dengede tutmaya ihtiyaç duyuyorsanız, iletişim becerilerinizi geliştirmek istiyorsanız, gelecekte nerede olmak istediğinizi bilmiyor işin içinden çıkmakta zorlanıyorsanız bir koç ile çalışma vaktiniz gelmiş demektir. Bu yolculukla kişi kendi kafasında oluşan soruların yanıtlarını yine kendi araştırıyor ve kendi buluyor. Koç ise doğru sorular sorarak ona alan açıyor ve konuyla ilgili derinleşmesine yardımcı oluyor.

Yaptığınız bu işte insanların hayatlarına nasıl dokunuyorsunuz?

Şimdi bu soruyla insanların koçluk almaya istekli olduklarını varsayıyorum. Bu noktada insanların hayatlarına dokunmanın yine kendi istekleriyle mümkün olabileceğini söyleyebilirim. Bu şu demek önce kişinin olduğu yerden bir sonraki aşamaya geçme konusunda merak duyması ve kendi gelişimiyle ilgili motive olması gerekir. Ardından koç doğru sorular sorarak, söylenmeyeni duyarak danışanın potansiyelini, benliğini, hayallerini, güçlü yönlerini ve değerlerini fark etmesini sağlar. Koç, kişinin sorularına asla yönlendirme yapmaz. Bununla beraber kişi kendiyle daha çok temas etmeye başlar. Burada aslında dönüşüm başlamış demektir. Artık dünkü kişi değildir karşımızdaki.

Bir değişim koçu olarak pandemide insanların içine girdiği ruh hâlini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Pandemi hepimizin olduğu gibi benim de çok zorlandığım bir dönemdi. Daha önceden deneyimlemediğimiz ve çokça kendimizle kaldığımız bir süreçti. Arkadaşlar, aile, sosyal ortamlarımızın hepsi sanki elimizden alınmış gibiydi. Bu dönemde hepimizi zorlayan taraf kontrolün bizden çıkmış olmasıydı.

Sadece kontrol değil özgürlüğümüz de elimizden alınmıştı. Rutin olarak gördüğümüz ve sıklıkla yaptığımız her şey aniden rafa kaldırıldı. Bir anda kendimizle ve evimizdeki kişilerle baş başa kaldık. İlişkilerde konuşulmayan, iş koşturmasından dolayı ötelenen her şey bir anda kapıdan içeri girdi sanki. Bu durum öncelikle kendini ve ilişkilerini gözden geçirmek isteyenler için iyi bir fırsattı. Kimisi bunun farkına vardı kimisi direnç göstermeye devam etti. Yaşadığımız ortamı kabul etmek ve yeni bir düzen oturtmak hepimiz için zaman aldı. Bu süreç sayesinde süreklilik kazanmış günlük olayların aslında ne kadar kıymetli ve ruhumuzu özgür kılan aktiviteler olduğunu fark ettik.

HOME OFİS DÜZENİ İYİ KURGULANMALI

Ev ofis için fiziksel ortam nasıl oluşturulmalı, nelere dikkat edilmeli?

Çalışanın mutlaka kendine ait bir alanı olmalı. Evin içinde sınırlarının çizilmesi burada çok önemli. Maksimum konsantrasyon sağlanması ve verimliliğin sağlanabilmesi adına kendi alanını kurabilmek işlerin akışta kalabilmesine de yardımcı olacaktır. Bir koç olarak ben de evde bu koşulları tam olarak sağlamakta zorlandım. Eminim çocuğu olan birçok ebeveyn de bu dönemde benzer zorluklarla karşılaşmıştır. Koçluk, bu süreçte kişinin öz yönetimi ve öz disiplininin oluşturulmasında birçok kişiye kolaylık sağlamıştır.

Psikolojik durumu nasıl muhafaza edilmeli bu noktada nasıl destekler almalı?

Burada en büyük ve en kıymetli yatırım kişinin çalıştığı yerin ona vereceği desteklerdir. Pandemi döneminin nasıl yönetileceği ve açık iletişim sağlanması daima çalışanların psikolojisini koruyacaktır.

Ofise dönme sürecine nasıl olmalı?

Bir süre daha ofise dönülmeyecek gibi gözüküyor, bu sebeple önerim Home Office düzenini iyi kurgulamak olacak. Bu süreç iyi yönetilirse kurumların kaybı minimum düzeyde olur. Hatta çalışanlar, çalıştıkları yeri daha çok sahiplenip aidiyet duygusunu kuvvetlendirerek dönmüş olacaklar. Aynı senaryonun tam tersi olacak durumlara da rastlayacağız elbette. Yaşanan belirsizliklerden dolayı herkes gergin ve tedirgin. Ofis yaşantısına dönüş öncesinde de çalışanların koçluk desteği ile süreci daha iyi atlatabileceğini düşünüyorum.

MESAİ SAATİNE RİAYET ETMEK ÇOK ÖNEMLİ

Pandemide birçok kurum evden çalışma sistemine geçti. Doğru bir ‘home office’ nasıl olmalı?

Home Office kavramı çok uzun zamandır hepimizin arzu ettiği bir sistemdi. Ancak şirketlerin birçoğu kaynak yetersizliğinden dolayı bu sisteme geçmeyi tercih etmedi. Pandeminin belki de en büyük avantajı Home Office kavramının hayata geçmesiydi. Ancak sıkça duyduğum en büyük sıkıntılardan biri mesai saatlerinin oturtulamamasıydı. Oysa kişi sabah 08.00’de bilgisayarının başında oluyorsa, mesai bitiş saatine de aynı titizlikle sadık kalmalıydı. Home Office kavramının pandemi sebebiyle zorunluluktan gündeme gelmesinin bir dezavantajı ise yöneticilerin bu sürece alışık olmayışı ve yönetimi kaygılandıracak birçok sebep oluşmasıydı.

Bu durumda çalışana ve işverene nasıl bir sorumluluk düşüyor?

Kurumların öncelikle Home Office tanımını çok iyi yapması gerekiyor. Uzaktan çalışma yaklaşımının kurumdan kuruma değişeceği aşikâr. Yöneticilerin çalışanlarından beklentileri açık şekilde ifade edilmeli ve yöneticilerin çalışanlarına Home Office süresince yaşayacağı zorluklar öngörülerek paylaşılmalı. Bu noktada bu yeni çalışma şeklinin çalışanın motivasyonunu nasıl ayakta tutacağı konusunda işverenler gözlemlerini sürdürmeli, gerekli alanlara destek verilmeli. Bu desteklerden en kuvvetlilerinden biri online eğitimler ve online koçluklardır.

Çalışanın evdeki çalışma saatleri nasıl olmalı? Bu neye göre düzenlenmeli?

Çalışan çalıştığı yere gittiğindeki çalışma saatlerine evinde de sadık kalmalı. Ancak yukarıda da belirttiğim gibi her kurumun kültürü bu alanda da değişiklik gösterecektir. Rotayı baştan belirlemek her zaman çalışanları hangi yönde gideceğinin sınırlarını daha iyi çizecektir. Aynı zamanda ekip içerisindeki sağlıklı iletişim metotlarıyla çalışma saatlerinde bireysel esneklikler yaratılarak daha verimli çalışma sağlanabilir.

Tüm Cumartesi haberleri için tıklayın