Dilek Yalçın'ın, 'Nesnelerin Masumiyeti' adlı sergisi Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi'nde açıldı! 'Sanat iyilik ve insanlık içindir'

Tuval çalışmalarında masumiyet kavramını yansıtmaya çalıştığı 'Nesnelerin Masumiyeti' adlı ilk kişisel sergisiyle sanatseverlerle buluşan sanatçı Dilek Yalçın, 'Sanat iyilik ve insanlık içindir. Sanatım, iyiliği ve insaniyeti yaymalı... Ömrüm oldukça ve sanat icra ettikçe, bana kazandırdıklarını insanlarla paylaşmaya devam edeceğim.' diyor.

Dilek Yalçın'ın, 'Nesnelerin Masumiyeti' adlı sergisi Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi'nde açıldı! 'Sanat iyilik ve insanlık içindir'

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

Çağdaş sanatçılardan Dilek Yalçın'ın, tuval çalışmalarında masumiyet kavramını yansıtmaya çalıştığı "Nesnelerin Masumiyeti" adlı ilk kişisel sergisi Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi'nde açıldı. Resim, enstalasyon ve heykelleri kapsayan yaklaşık 130 eserden oluşan seçkinin yanı sıra bir adet de NFT eserin yer alacağı sergideki çalışmalar pandemi sürecinin ürünleri.

"Pandemi sürecinde nereye varacağını bilmeden yola çıktığım bir yolculuktu bu eserler, bu kadar üreteceğimi de bilmiyordum. Ama atölyemde olduğum süreçte deliler gibi ürettim. Herhalde Covid19'un yarattığı karanlık ve kaostan resimle kurduğum renklerden ve nesnelerden kurduğum dünyama kaçarak izole oldum." diyen sanatçı Dilek Yalçın, 30 Kasım'a kadar açık kalacak olan serginin yolcuğunu anlattı: "Evde kaldığımız süreçte, eşyalarla fazla haşır haşır neşir olduk hepimiz. Çekmeceleri, dolapları temizlerken bilinçli ya da bilinçsiz aslında bir arınma da yaşadık. Ve elbette çocukluktan, ilk gençlik yıllarından kalan notlar, objeler, hatıralar bir yüzleşmeye de neden oldu. Bunlar olurken, baskın duygum nostalji ve masumiyetti. Sonra da tabii ki eserler çıkmaya başladı. O an testiyi neyle dolduruyorsanız, o sızıyor sizden nihayet. Ve gelen bir ilham perisi de serimin ismini üfledi kulağıma; Şeylerin Masumiyeti. Sonra küratörüm Sevgili Feride Çelik'le, serginin genel ismi olarak da Nesnelerin Masumiyeti'nde karar kıldık. Hepsi bir doğuşun adımları. Ve çok keyifli bir seyahat bu..."

ÖMRÜM OLDUKÇA BAŞKALARINA IŞIK OLABİLMELİYİM

Sergide yer alan ve Jerzy Kosinsky'nin aynı isimli romanından ilhamla tasarladığı "Boyalı Kuş" enstalasyonunu İyilik İçin Sanat Derneği'nin devam eden Anadolu'dan İzlenimler projesinde yer alan genç sanatçılar için satışa sunan Yalçın, "Sanat iyilik ve insanlık içindir." diyor ve ekliyor: "Sanatın, özellikle sanatçının dünyasının dünya gerçekliğimizden biraz izole olduğunu düşünüyorum. Yani "sanatçı nahif insandır" dedikleri doğru. Bunun en güzel örneğini Van Gogh'ta görüyoruz. Abisi Theo'ya mektuplarında şöyle bir yakarışı var, 'Theo, içimdeki insan sevgisi öyle yoğun ki, onunla ne yapacağımı bilmiyorum.' Bu kalbi taşıyanın ne kadar özel bir yaratılışta olduğunu siz düşünün... Ve birçok iş tecrübesinden sonra kendisini sanatla ifade edebiliyor. Yani, içindeki o sevgi ve iyilik sanat kanalıyla özgürleşiyor. Sanata da illa bir misyon yüklememiz gerekiyorsa, ben de diyorum ki 'sanatım, benim de çokça hissettiğim bu coşkun duyguları yaymak olmalı. Yani, iyiliği ve insaniyeti...' Sanırım fikrim bu olduğu için hayat da beni aynı yoldaki insanlarla çevreliyor. Bu minvalde çaba gösteren İyilik İçin Sanat Derneği'yle buluşmam ve projelerinde yer almak da sanatımı tamamlayan ve anlam katan bir etken. Ömrüm oldukça ve sanat icra ettikçe, bana kazandırdıklarını insanlarla paylaşmaya devam edeceğim. Hayatta al ve ver dengesi diye yazılı olmayan bir kanun var. Aldıklarınız verdiklerinizdir diye de bir sırrı var bu dengenin. Harcadığım emeklerin karşılığını hayat bana veriyorsa, ben de başkalarına ışık olabilmeliyim. Bir bilseniz, özellikle sanat yolundaki genç insanlarımızın ne çok ihtiyacı var buna... Buna katkı sunmak için İyilik İçin Sanat Derneği'nin kurucusu sevgili arkadaşım Selin Bozkurt'la geliştirdiğimiz bir proje. Ömürlük ve mana yüklü bir esere sahip olurken, genç sanatçılarımıza destek olmak fikri harika geldi."

Sergime aç gelip tok çıksınlar dilerim. Aradıkları her neyse, bir izini bulsunlar. Mutlu ve iyi olsunlar.

SORUNLARA ÇÖZÜM ARAMAK ÖZÜMÜN BİR PARÇASI

Sanatçının mültecilik ve pozitif ayrımcılık konusunu işlediği çalışma da dikkatleri çekiyor. Küresel sorunların çözümüne sanatla katkı sunmak istediğini dile getiren Yalçın şöyle devam ediyor: "Dünyayı kurtarmak isteyen çocuklar vardır ya, ben işte onlardandım. Hala da onlardanım. Sönmeyen bir umutla içimde hala güzel bir dünyanın var olabileceğine inancımı koruyorum. Bu, yaptığım çalıştığım her işte aslında temel motivasyonlarımdandı. Sonsuz bir umut ve iyileştirme ruhu... Sanatçı sadece iç dünyasını dışa vuran kişi değildir. Dış dünyamızı da içimize alıyoruz elbette, orada birikimimizle, özümüzle yoğrularak tekrar sanatımız olarak yansıyor bu dünyaya. Duyarlı olmak ya da olmamak bir yana, küresel ve toplumsal sorunlara çözüm aramak benim özümün ve zihin yapımın bir parçası. Bu öğrenciyken de öyleydi, çalışırken de... Sanatıma yansımaması ihtimal dâhilinde bile değil. Bu iki sorun da hem radarımda olan, hem tecrübe ettiğim hem de çözümler aradığım olgular. Sonra dedim, siyaset, diplomasi, hukuk çözüm bulamıyor bunlara, o halde iyilikle güzellikle, sanat ve estetikle bulmaya çalışalım. Ve ben artık küresel sorunların çözümüne de sanatımla katkı sunmak istiyorum. Bir hayata bile dokunabilirsek ne mutlu bize."

SINIRLARA İNANMAYAN BİR DÜNYA VATANDAŞIYIM

Çocukluğundan beri sanatla haşır neşir olan ve bu yolculuğunu London University of Arts'ta resim alanında yüksek lisans yaparak devam ettiren Yalçın, "Çocukluğumdan beri her tür malzeme ve teknikle haşır neşirdim. Harçlığımı sanat malzemelerine ve kitaplara harcardım. O yüzden birçok şey denedim. Örgün eğitimimin yanı sıra boş zamanlarımda ara ara resim eğitimleri aldım. Sonra mürekkebe yöneldim. Londra öncesi renkli mürekkeplerle 'Renklerin İstilası' isminde bir seri çıkardım. O seri ile İstanbul Yeditepe Bienali'nde birçok mekânda eserler kurguladım. Bu benim için çok motive edici oldu. Yine mürekkep çalışmalarımla Londra Sanat Üniversitesi'ne kabul aldım. Şu an kategorize etmek istemesem de, popüler ve klasik sanatı birleştirdiğim bir çizgide eser üretiyorum." şeklinde konuşuyor. Yurt dışında aldığı eğitimin sanat hayatını etkilediğini vurgulayan Yalçın, "Çok güzel bir deneyim. Hele Londra gibi sanatın kalbinin attığı bir yerde sanat eğitimi almak paha biçilemez. Londra eğitimim çok ufuk açıcı oldu. Çizgimi, Londra öncesi ve sonrası diye ikiye ayırmak yanlış olmaz." diyor

Sanat tarihini ve şahsiyetleri sevdiğini ve sanatın kendisinden ilham aldığını belirten Yalçın şöyle devam ediyor: "Biraz sanat tarihi biliyorsanız eserlerimi bir kitap gibi okuyabilirsiniz. Şu an kültürel yerel unsurlardan çok, evrensel temalar işliyorum. Evet, kültürümüz ve medeniyetimiz çok derin ve zengin. Ama sanırım örgün eğitimimin, sufizme olan ilgimin ve yaradılışımın etkisiyle fazlaca küresel düşünen, sınırlara ve ayrımlara inanmayan bir dünya vatandaşıyım. O yüzden eserlerim de birleştiren, insanlığa değer katan ve diyalog kurduran unsurlarla dolu."

  • dilek yalçın
  • sergi
  • çağdaş sanat
Tüm Cumartesi haberleri için tıklayın