Arnavutluk ile tarihi bağlar sağlamlaşıyor

Tiran'da restorasyonu tamamlanarak hafta başında Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açılışı yapılan Ethem Bey Camii, Arnavutluk'ta Osmanlı döneminde inşa edilip günümüze sağlam ulaşabilen tek eser. Bu bakımdan iki ülkenin kültürel ve tarihi bağlarını da sembolize ediyor.

Arnavutluk ile tarihi bağlar sağlamlaşıyor

GÜLCAN TEZCAN / gulcantezcann@gmail.com

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hafta başında Arnavutluk Başbakanı Rama'nın davetlisi olarak resmi temaslarda bulunmak üzere Arnavutluk'u ziyaret etti. Arnavutluk'ta 2019'da meydana gelen deprem felaketinde evlerini kaybeden aileler için Türkiye tarafından inşa edilen konutların teslim töreni yapılan ziyaret sırasında Arnavutluk'un başkenti Tiran'da bulunan ve TİKA tarafından restore edilen tarihi Ethem Bey Camii'nin de açılışı gerçekleştirildi.

Bu vesile ile basın ekibinde yer alarak ikinci kez Arnavutluk'u ziyaret etmiş oldum. Üç yıl önce Maarif Vakfı'nın daveti üzerine gittiğim Tiran'da geçen zaman zarfında yükselen gökdelenler her büyük şehrin makus talihinin çarpık yapılaşma olduğunu gösteriyordu.

Tiran'daki İskender Bey Meydanı'nı süsleyen zarif Ethem Bey Camii hemen arkasında yükselen gökdelen inşaatının gölgesinde kalmıştı.

Tiran'da Osmanlı döneminde inşa edilip günümüze sağlam ulaşabilen tek eser olan Ethem Bey Camii iki ülkenin kültürel ve tarihi bağlarını da sembolize ediyor.

Restorasyonu Mart 2018'de başlayan cami, Osmanlı döneminin en önemli anıtsal yapılarından biri olarak değerlendiriyor. İnşasına 1793'te Molla Bey tarafından başlanan camii Molla Bey'in oğlu Ethem Bey tarafından 1821'de tamamlanmış. 1870 ve 1985 yıllarında restore edilen cami Arnavutluk'taki komünizm döneminde ibadete kapatılmış, müze olarak kullanılmış bu sayede yıkılmaktan kurtulmuş. Arnavutluk'ta komünizm rejiminin son bulmasının ardından 1991'de tekrar ibadete açılmış.

Kare temel üzerine inşa edilmiş cami, birer kubbe ve minare ile 310 metrekarelik alana sahip.

Caminin iç duvarları ile kubbe içi, farklı motiflerle süslenerek yerel sanat, barok ve Osmanlı sanatının ana hatlarının karışımının özel bir örneğini teşkil ediyor.

Kalkandelen Alaca Camii'nin süslemelerini anımsatan kalem işi bezemeleri camiyi aynı zamanda bir sanat eserine dönüştürüyor. Manzara resimleri, çiçek desenleri ciddi bir estetik zevkin yansıması olarak yer buluyor Ethem Bey Camii'nin her noktasında.

NAMAZGAH CAMİİ DE RAMAZAN AYINA YETİŞECEK

Cumhurbaşkanı Erdoğan Ethem Bey Camii'nin açılışında Ramazan ayına kadar Namazgah Camii'nin de bitireceği müjdesini verdi. Arnavutluk'ta TİKA eliyle 1996 yılından bu yana 546 proje hayata geçirildi. Preza Kale Camii, Akçahisar Murad Bey Camii, Elbasan Nazire Camii, Görice İlyas Bey İmrahorlu Camii ve Berat Kurşunlu Camisi restorasyonları tamamlanan eserlerden bir kaçı. Ergiri Pazar Camii, 1492 yılında inşa edilen Berat Hünkar Camii ve 1781-1782 yıllarında inşa edilen Halveti Tekkesi ile 1827-1828 yıllarında inşa edilen Berat Bekarlar Camii'nin de restorasyonu devam ediyor.

ARNAVUTLUK TARİHİNE HIZLI BİR YOLCULUK

Tarihi Ethem Bey Camii'nin bulunduğu İskender Bey Meydanı, Ulusal Tarih Müzesi, Saat Kulesi ve Opera Binası'nın da yer aldığı bir noktada. Arnavutların milli kahramanlarından biri olan İskender Bey, Fatih Sultan Mehmet'in kuşatmasına direnen ve Arnavutluk'un fethedilmesinin önünde duran sembol isim. Meydandaki en görkemli yapı ön cephesinde Arnavutluk tarihinin eski ve modern figürlerini betimleyen mozaikleri ile dikkat çeken Tiran Ulusal Müzesi. Bugünlerde Müze de bir restorasyon geçiriyor. Ama fırsat bulmuşken Arnavut kültürünün kökenlerini öğrenmek için sevgili yol arkadaşım Betül Soysal Bozdoğan ile adımlıyoruz müzeyi. 1981 yılında hizmete açılan Tiran Ulusal Müzesi toplamda sekiz farklı bölümden oluşuyor. Arnavutların soyunun dayandığı İliryalılardan komünist rejim sonrasına kadar çok detaylı bir Arnavut tarihi kronolojisi sunan müzede Antik, ortaçağ, milli uyanış, bağımsızlık, ikonografya, etnografya, antifaşist savaşı ve komünizm dönemlerine ait bilgi, belge ve objeler yer alıyor. Müze etkileyici bir tarihi yolculuk sunuyor izleyenlere. Arnavutların ataları olan İliryalıların yaşadığı coğrafya ve onlara ait eşyalardan oluşan yaklaşık 400 eser bulunuyor müzede. İlk Çağ ile birlikte Orta Çağ ile devam ediyor sergi salonları. Paleolitik Çağ ve Erken Orta Çağ'a doğru olan gelişimi görebileceğiniz, antik objeleri, kabartmalı gümüş ve bronz sikkeleri inceleyebileceğiniz galeriler mevcut. Balkanların bu bölgesinde de yerleşim halinde olan İliryalılar'a ait objeler de var. 6. yüzyıldan 15. yüzyıla doğru uzanan galerilerde Arnavutların ekonomik, sosyal, politik ve kültürel gelişimleri görülebiliyor.

Göz yaşı şişeleri, antik çağlardaki kadın kıyafetlerinde yer alan ve bugünkü geleneksel kadın kıyafetlerine de ilham veren desenler, Hz.İsa'nın çarmıha gerili bedeninin resmedildiği ve soylu ailelerin tabutlarına serilen sırma işlemeli örtü gibi pek çok detay insanı bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Arnavut krallık ailesine ait fotoğraflar, dünyaca ünlü ustalara ait ikonalar, Arnavutluk'un bağımsızlığının temellerinin atıldığı 1878'deki Prizren toplantısına ait eşyalarsa müzenin koleksiyonunda özel bir yere sahip. Ortaçağ ve Osmanlı dönemlerine ait el yazması eserler ve haritalar da ilgi çeken parçalardan. Bağımsızlık bildirgesi ve bildirgeyi imzalayan delegelere ait kişisel eşyalar; bağımsızlık dönemi bölümünde geniş yer tutuyor. Arnavutluk'un geçmişine ışık tutan müzede arkeolojik bulgular, resimler, heykeller ve fotoğraflardan oluşan toplamda üç binden fazla eser mevcut.

KOMÜNİST REJİMİN YOL AÇTIĞI YIKIMLAR

Müzenin en can yakıcı bölümü ise Evren Hoca rejiminin yol açtığı yıkımların yer aldığı galeri. Arnavutluk'un eski komünist lideri Enver Hoca, rejimine muhalif yüzlerce insanı kamplarda idam ettirmiş, işkencelere maruz bıraktırmış, sürgünlere göndermiş ve hapsettirmiş. İşkence odalarından birinin prototipi bile o ürkütücü dönemin atmosferini hissettirmeye yetiyor. Bir camekanda sergilenen esir kamplarından arta kalan yamalı bir kıyafeti anlatıyor rehberimiz. Bu elbisenin dikişlerine dikkat edin, iplikle değil bir annenin saç telleriyle dikilmiş bu gömlek diyor ve orada söz bitiyor.

Ziyaretçilerin Ulusal Tarih Müzesi'nden bu kadar kötü izlerle ayrılmasını istemeyen rehberimiz bizi ülkenin bir başka milli kahramanı Rahibe Teresa'ya ayrılan bölüme davet ediyor. Arnavut kökenli sosyal hizmetler gönüllüsü ve insan hakları aktivisti olan Rahibe Teresa'ya hayırsever faaliyetlerinden ötürü 1979 yılında Nobel Barış Ödülü verildi. İki hastayı iyileştirmesi, aziz/azize olabilmek için gerekli olan iki mucize olarak kabul edilerek, 4 Eylül 2016'da Vatikan'da düzenlenen bir tören ile Papa Franciscus tarafından 'Azize' mertebesine yükseltilen Rahibe Teresa. Nereli olduğuna ilişkin tartışmalar bulunan Teresa, "Doğduğum şehir Üsküp, Kendimi buralı hissediyorum. Arnavut soyundan geliyorum, Hint vatandaşıyım, Katolik Kilisesi'ne bağlıyım" diyerek kimlik tanımını yapmış.

ENVER HOCA'NIN İZLERİ HER YERDE

II. Dünya Savaşı'ndan sonra yarım asır boyunca Arnavutluk halkını zulme maruz bırakan Enver Hoca dönemi ile ilgili fotoğraflar, belgeler, eşyalar Ulusal Tarih Müzesi ile sınırlı değil. Şehir Merkezi'ndeki Bunk'art 2 adlı müze de yine komünist rejimin korkunç yüzünü gözler önüne seriyor.

Savaş durumlarında savunma amaçlı inşa edilen sığınaklar, bugün turistlerin cazibe merkezleri olmasının yanı sıra farklı ihtiyaçlar için kullanılıyor. Dairesel formda, yarısı toprak içine gömülmüş, kalın beton duvarlı sığınakların, Arnavutluk'a yönelik özellikle komşu ülkeler özellikle Rusya tarafından saldırı ihtimallerine karşı "mevzi" olarak inşa edilmiş. Farklı boyutlarda olmak üzere ülke genelinde yaklaşık 170 bin yerde inşa edilen sığınakların çoğu, komünizmin çöküşünün ardından ya yıkılmış ya da farklı amaçlarla kullanıma sunulmuş. İşte onlardan biri olan Bunk'art 2 Müzesi, İçişleri Bakanlığı binasının yanında bulunuyor. Enver Hoca rejiminin kurbanlarıyla ilgili kanıt, fotoğraflar, dinleme cihazları ve komünist rejimin polis teşkilatı tarafından kullanılan envanterlerin yer aldığı müzedeki işkence ve sorgu odaları, kamplarda öldürülenlerin listeleri, rejimin muhalifleri dinlemek ve fişlemek için kullandığı araç gereçler de bir dönem sol zihniyet tarafından kurtarıcı olarak öğretilen komünist rejimin hayata geçirildiği ülkelerde insanlara nasıl büyük kötülükler yaptığını özetliyor.

  • cumhurbaşkanı erdoğan
  • ethem bey camii
  • arnavutluk
  • enver hoca
  • gülcan tezcan
Tüm Cumartesi haberleri için tıklayın