SONER KAN - ADANA
Adana’nın Aladağ ilçesinde 11’i çocuk 12 kişinin ölümü, 24 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan yurt faciasıyla ilgili olarak açılan dava, tam 182 gün sonra görülmeye başlandı. Hakkında 15 yıla kadar hapis cezası istenen Yurt Müdürü Cumali Genç, faciada hayatını kaybeden çocukları suçladı. Genç, “Yangın merdiveninin kapıları açıktı, ancak çocuklar oynamış ve kapanmış olabilir” dedi. Yangına müdahale eden itfaiye ekibinin yetersiz olduğunu öne süren Genç, itfaiyenin bu olayda ağır kusurlu olduğunu iddia etti.
11 ÇOCUK DİRİ DİRİ YANDI
29 Kasım 2016 tarihinde; Aladağ’da Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği’ne ait olan ‘Ortaöğretim Kız Öğrenci Yurdu’nda ilk belirlemelere göre trafodaki elektrik kontağından kaynaklı yangın çıktı. Kısa sürede binayı saran yangında biri eğitmen 11 öğrenci olmak üzere toplam 12 kişi hayatını kaybetti, 24 kişi de yaralandı. Hayatını kaybedenler gözyaşları arasında son yolculuğuna uğurlandı.
15 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
Facianın ardından Yurt Müdürü Cumali Genç, Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği Başkanı İsmail Uğur ile dernek yöneticileri Mahir Kılıç, Mahmut Deniz, Mustafa Öztaş, Ramazan Dede ve Ramazan Keleş tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianame de Kozan Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi, sanıklar hakkında 7 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
16 BARO DESTEK VERİYOR
İşte o dava, görülmeye başlandı. Kozan Adliyesi’ndeki duruşma salonu küçük gelince dava da Kozan Ticaret Odası Toplantı Salonu’nda görüldü. Geniş güvenlik önlemleri altında görülen davayı başta Türkiye Barolar Biriliği ve Adana Barosu olmak üzere Türkiye genelindeki tam 16 baro, temsilci göstererek davaya destek verdi. Sanıklar da kimlik tespitinin ardından savunmalarını yaptı. Yurt Müdürü Cumali Genç ise, savunmasıyla tepki topladı.
YANGINDA 12 YAVRUMU KAYBETTİM
Bilirkişinin, yangınla ilgili olarak hazırladığı rapora itiraz eden Genç, “Yangında kendi evladım da dahil 12 evladımı kaybettim. Yangının, iç tesisattan değil, ana panodan çıktığını düşünüyorum. Çünkü yangın üçüncü kata ulaşmadı. Olay günü de fazla oyalanıldı. Yavrularımız dumandan zehirlendi. O gün yurtta yangın söndürme tüpümüz vardı, ancak dolumu için firma yetkilileri bazı tüpleri aldı, bu konuda biz değil, firma sorumlu” dedi.
ÇOCUKLAR KAPIYI KAPATMIŞ OLABİLİR
Genç, savunmasını da şöyle sürdürdü; “Daha önce yurtta hiç yangın tatbikatı yapmamıştık. Yangın merdiveninin de kapıları açıktı, ancak çocuklar oynamış ve kapanmış olabilir. Olay anında yangına ilk olarak, ellili yaşlarda iki donanımsız itfaiye personeli müdahale etti. İtfaiye bu olayda ağır kusurludur. Onların ne derece eğitim aldıkları sorgulanmalı. İnsan olay anında sağlıklı düşünemiyor. Ama eksiklikler yüzünden çocuklarımıza müdahale edilemedi.”
SAYAÇ DEĞİŞİRKEN YANGIN ÇIKIYORDU
Sanıklardan Mahir Kılıç da Aladağ’da bir öğrenci yurdunun eksikliğini hissedip, bu yurda sosyal sorumluluk kapsamında maddi ve manevi yardımda bulunduklarını söyledi. Kılıç, “Bu yurtta vatana millete hayırlı evlatlar yetişiyordu. Biz bu yurdun tüm bakım ve eksikliklerin giderilmesi adına tüm yetkiyi Cumali Genç’e vermiştik. Ancak ilçede EnerjiSA son günlerde elektrik sayaçlarını değiştiriyor, bazı evlerde bu yüzden yangın bile çıkıyordu” dedi.
BAHÇE HORTUMUYLA YANGINA MÜDAHALE
Yangınla ilgili herhangi bir sorumluluğunun olmadığını savunan Kılıç, “Yangında hayatını kaybeden tüm evlatlarımıza ve ailelerine iyiliğimiz dokunmuştur. Birçok ailemizin de benden şikayetçi olmayacağını düşünüyorum” diye kendini savundu. Bir diğer sanık Ramazan Dede de, yangının ilk alt katta başladığını, bahçe hortumuyla yangına müdahale ettiğini belirterek, komşulardan aldıkları battaniyeleri açıp, çocukların buraya atlayıp kurtulmalarını sağladıklarını anlattı.
MERDİVENİN ANAHTARLARI BENDE DEĞİLDİ
Dede, “Ben de bel fıtığı olduğu için kurtarma çalışmalarında etkin bir rol alamadım, Ancak olay yerine gelen vatandaşlar, gerekli yardımı yapmışlardı. Hatta bazı komşular, olay yerine merdiven bile getirmişti. Benim bu yangında hem torunum, hem eşim, hem de yeğenim yaralandı. Yurdun giriş ve çıkış kapılarının anahtarları bende değildi. Ben sadece öğrencilerin dışarıdaki ihtiyaçları ve hastalandıklarında hastaneye ulaştırılmasında görevliydim” dedi.
SEPETLİ MERDİVEN OLSAYDI KURTULURLARDI
Yangının ilk olarak yurdun girişinde başladığını dile getiren sanıklardan Mustafa Öztaş da, çevredeki komşuların yangında mahsur kalan birçok çocuğu kurtardığını, o anlarda da itfaiyenin yurdun girişine su sıktığını anlattı. Öztaş, “İtfaiyenin sepetli merdiveni olsaydı yangında birçok çocuğumuzu kaybetmezdik” diyerek, itfaiyeyi suçladı. Sanıklardan Ramazan Keleş de, kız öğrencilerine yardım için yurtta bulunduğunu dile getirdi.
İTFAİYE DONANIMSIZDI ÇOCUKLAR ÖLDÜ
Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği Başkanı ve aynı zamanda da ‘sanık’ olan İsmail Uğur da, yangın çıktığında evde olduğunu ve koşarak yurda geldiğini söyledi. Uğur, “Olay yerine geldiğimde ilk kat tahliye edilmişti, ancak itfaiye donanımsız olduğu için üçüncü kattaki çocuklarımız yanarak can verdi” savunmasını yaptı. İfadelerin ardından sanık ve mağdur avukatları arasında tartışma çıkınca Mahkeme Heyeti Başkanı Celal Yücel de duruşmaya bir saat ara vermek zorunda kaldı.