Van ve çevresinde etkili olan kar yağışı hayatı olumsuz etkiledi. Kar kalınlığının merkezde yaklaşık 1 metreyi, yüksek kesimlerde ise yer yer 1.5 metreyi aşması hem ulaşımı hem de eğitimi aksattı. Şubat ayı içinde gerçekleşen kar yağışının, son 26 yılın rekoru olduğunu belirtildi. Rekor seviyedeki kar yağışı ile ilgili bilim insanları da değerlendirmelerde bulundu.
DHA'nın haberine göre, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Aralık 2019'da "Bölgede kuraklık tehlikesi var mı?" diye konuşmalar yapılırken, 2020 yılında daha farklı bir tablo ortaya çıktığını anlattı.
"YAĞIŞLARIN TAMAMI KAR ŞEKLİNDE DÜŞTÜ"
Bölgeye 2020 yılı içinde çok ciddi yağış düştüğünü belirten Prof. Dr. Alaeddinoğlu, şunları kaydetti:
"Tabii kış olması nedeniyle bu yağışların tamamı kar şeklinde düştü. Bu kar, hepimizi üzen sonuçlar da doğurdu. Bunlardan bir tanesi çığdır. Bir de havaların soğuk olması nedeniyle tipiye yakalanıp ölen göçmenler de var. Şu anda bölgenin tamamında benzer bir çığ riski var."
Çığların yaşanıyor olmasının doğal bir süreç olduğunu, fakat bunların önüne geçilebileceğini ifade eden Alaeddinoğlu, "Olası ihtimaller hesaplanır ve ona göre tedbirler alınıp can ve mal kaybının da önüne geçilebilir. Dünyada bunun birçok örnekleri var." dedi.
''SEL VE TAŞKINLAR OLABİLİR''
Bölgeye bu yıl yağan karın çok önemli olduğunu ve 60 yıllık süreye bakıldığında 3'üncü en fazla yağışa denk geldiğini anlatan Prof. Dr. Alaeddinoğlu, şöyle konuştu:
"Bu yıl yağan kar yağışı muazzam bir karı ifade ediyor. Tabii ki bunun olası sonuçları olacaktır. Bunlardan biri çığ, yani bölgede çığ olaylarının gerçekleşeceği anlamına geliyor. Aslında şu an biz konuşuyorken bile doğanın farklı yerlerinde çığ olayları oluyordur. Ama insan hayatını etkilemediği için felaket olmuyor."
Bu kar yağışının farklı türde olumlu ve olumsuz etkileri olacağını belirten Prof. Dr. Alaeddinoğlu, "Tabii bahar aylarıyla birlikte kar erimeye başlayınca ve akarsuların taşıyamayacağı kapasiteye varınca sel taşkın felaketlerine dönüşebilir. Eğer buharlaşmayla atmosfere karışırsa sorun olmayabilir de. Ama tam kar erime sürecinde yağışlar alırsa bu kez felaketin boyutu daha artabilir." sözlerini kullandı.
1939'dan 2018'e kadar ocak ve şubat aylarında ortalama yağışın ne kadar olduğuna baktığını ve ilginç rakamlara ulaştığını ifade eden Alaeddinoğlu, şunları kaydetti:
"Yaklaşık 80 yılın ortalamasına baktığımızda ocak ayı için 34,6, şubat ayı için de 33,5 milimetre. Yani ikisini toplasanız bile 78 milimetrelik bir yağışı işaret ediyor. Ama şu ana kadar düşen yağış, 158 milimetre. Ve bundan sonra da çığ düşebilir. Diğeri de bahar aylarında karşılaşabileceğimiz sellerdir. Yani umarız olmaz ama bahar aylarında yağmur ile desteklenirse süreç ona doğru evrilecek. Bu nedenle şimdiden bahar aylarını da yönetebilmek adına bütün ihtimalleri masaya yatırmakta yarar var."