İstanbul’da Ş.A., kocası N.A’nın kendisiyle ve ailesiyle ilgilenmediği gerekçesiyle boşanma davası açarak 150 bin TL maddi ve manevi tazminat talep etti. İstanbul Anadolu 9. Aile Mahkemesinde görülen davada Ş.A. “Bana çingene, mahalle karısı, kültürsüz ve seviyesiz gibi sözler söyleyerek sürekli aşağılıyordu. Sık sık alkol alıp evdeki sehpayı duvara vuruyordu ya da televizyonu kırıyordu. Teyzesiyle yaptığı konuşma sırasında ‘benden tiksindiğini ve benimle arabaya bile binmek istemediğini’ söylediğini duydum” dedi.
Koca N.A. ise mahkemede “Ufak tefek kırgınlıklar olmakla birlikte hiçbir zaman Ş.A’ya karşı kötü bir davranışım olmadı. Şayet aksi olsaydı bu durumun adli kayıtlara yansıması gerekiyordu. Evle ve çocukla ilgilenmediğim iddiaları doğru değil. Hastalığım sırasında karım benimle ilgilenmedi” ifadelerini kullandı.
Her iki tarafın iddialarını dinleyen yerel mahkeme çiftin boşanmasına karar verdi. Ancak mahkeme, boşanmaya yol açan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle, kadının maddi ve manevi tazminat taleplerini reddetti. Karar, Ş.A. tarafından temyiz edildi. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu.
Yüksek Mahkeme’nin kararında şu tespitler yer aldı: Eşinden tiksindiğini söyleyen erkeğin kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu sebeple davacı kadın için uygun bir miktarda maddi ve manevi tazminat belirlenmelidir.
(Türkiye)