Adana’da 2014 yılında polis, uyuşturucu sevkiyatı yapılacağı ihbarı üzerine harekete geçip, plakası tespit edilen aracı durdurup, ‘adli arama’ yerine mahkemeden aldığı ‘önleme araması’ ile otomobilde arama yaptı. Araçtan 457.7 kilo kubar esrar, 11.7 kilo da toz esrar ele geçirildi. Tutuklanan A.G.’ye 15, E.A. da yargılandıkları davada 7.5 yıl hapis cezası aldı. Sanıkların topluma verdikleri zararın, hak ihlali nedeniyle gördükleri zarardan daha fazla olduğunu kaydeden mahkeme, ‘önleme kararı’nı hukuka uygun buldu; Yargıtay da bunu onadı.
SONER KAN /ADANA
Adana’da A.G. ve E.A., uyuşturucu sevkiyatı yaparken, 2014 yılında polisin düzenlediği operasyon sonucu yakalanırken, kullandıkları otomobilden de tam 457.7 kilo kubar esrar, 11.7 kilo da toz esrar çıktı. Polisin, mahkemeden ‘adli arama’ yerine ‘önleme araması’ kararı alarak yaptığı arama, sanıkların yargılandığı mahkemede hukuka uygun bulundu; A.G. 15, E.A. da 7.5 yıl hapse mahkum edildi. Yerel mahkemenin uyuşturucu ticariyle ilgili olarak aldığı emsal kararı, Yargıtay da onayladı.
‘ADLİ ARAMA’ KARARI ALINDI
Olay, 19 Ekim 2014 tarihinde meydana geldi. Diyarbakır ve Adana üzerinden batı illerine uyuşturucu sevkiyatı yapılacağı bilgisini üzerine harekete geçen Adana Emniyet Müdürlüğü Uyuşturucuyla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, daha önceden plakası alınan otomobili durdurup, arama yapmak için Adana 5. Sulh Ceza Mahkemesi’nden ‘adli arama’ yerine ‘önleme araması’ kararı aldırdı.
UYUŞTURUCUYLA YAKALANDILAR
Söz konusu araç, ve ona öncülük yaptığı öne sürülen otomobil, Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) Otoyolu’nda polis tarafından durduruldu. Her iki araçta yapılan aramalarda da 92 ayrı pakette 453 kilo 700 gram kubar esrar ile 11 kilo 700 gram toz esrar ele geçirildi. Olayla ilgili olarak gözaltına alınan A.G. ile E.A., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, haklarında da Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
‘ÖLÇÜLÜLÜK İLKESİ’ VURGUSU
Haklarında ‘uyuşturucu ticareti yapmak’ suçlamasından dava açılan sanıklardan A.G., 15 yıl hapis cezası ve 16 bin 600 TL de para cezasına; E.A. da 7.5 yıl hapis ve 8 bin 320 TL de para cezasına mahkum edildi. Mahkeme, açıkladığı gerekçeli kararında ise, ‘ölçülülük ilkesi’ göz önüne alınıp, kamu yararı bakımından değerlendirme yapılması gerektiğine dikkat çekti. Kararda şu ifadelere yer verildi:
HAK İHLALİ EDİLMEDİ!
“Elde edilen delillerin, basit hukuka aykırılıklar nedeniyle değerlendirme dışında tutulması, haksız beraat kararları verilmesi ve yargılamanın kilitlenmesine neden olabilir. Sanıklarda ele geçirilen uyuşturucunun miktar ve niteliği, oluşan suçun topluma verdiği zarar ile ‘adli arama’ kararı alınmadan, ancak mevcut ‘önleme araması’na dayanarak araçta arama yapan devlet görevlilerinin, sanığın ait hakları ihlal etmelerinden doğan kişisel zarar karşılaştırıldığında; sanığın topluma verdiği zararın daha fazla olduğu, sanığın haklarının ihlal edilmediği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu nedenle beraat kararı verilemez.”
YARGITAY DA KARARI ONADI
Mahkemenin vermiş olduğu kararda ayrıca sanıkların, ‘uyuşturucu ticareti’ yaptığına dikkat çekilerek, ‘hakların dengelenmesi ilkesi’ doğrultusunda; ‘önleme araması’ sonucu elde edilen uyuşturucunun, yargılamada ‘delil’ olarak kullanılabileceğinin de altı çizildi. Sanık avukatlarının itirazı sonucu, dosya Yargıtay 20. Ceza Dairesi’ne gönderildi. Yargıtay da yargılama sürecindeki işlemlerin, kanuna uygun yapıldığı ve eylemin, sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığını vurgulayıp, yerel mahkemenin kararını onadı.