Tezene kelimesi şüphesiz ki akla önce Neşet Ertaş'ı getiriyor. Yıllardır alışkanlıkla dillerde dolanan bu unvanın aslında ne manaya geldiği bazen tam olarak bilinmeyebiliyor. Dilimize Farsça'dan geçen tezene kelimesi, ünlü ozanla özdeşleşmiştir. Bozkırın Tezenesi derken aslında alegorik bir anlam ortaya çıkıyor.
Tezene, kiraz ağacı kabuğundan yapılan, bağlama ve saz gibi çalgıların çalınmasında kullanılan bir mızrap olarak bilinmektedir. Fakat Türk Dil Kurumu tezeneye sadece 'çalgıç, mızrap' anlamı vermiştir. Tüm bu anlamların yanı sıra tezene halk arasında ve halk müziği alanında farklı bir anlamda daha kullanılmaktadır. Buna göre bağlama ve saz çalarken yöreden yöreye göre değişen tellere vurma biçimine de tezene denilmektedir. Konya tezenesi bunun bir örneğidir. Bunun gibi farklı vuruş biçim ve şekilleri de halk müziği terminolojisinde tezene olarak adlandırılmaktadır.
Ünlü ozan Neşet Ertaş'a Bozkırın Tezenesi unvanının verilmesi aslında sembolik bir anlam taşıyor. Neşet Ertaş'ın ustalığını gözler önüne seren unvan, Ertaş'a halkın temsilciliği görevini yüklemiştir. Ozan, adeta halkın sesi olmuş ve bozkır insanının içindeki tellere dokunmuştur.
Bozkırın her bir notasını özenle çalmış ve bu coğrafyadaki insanın dertlerine tercüman olmuştur.