Son gelişmelerin ardından ilk kez konuştu... Aleyna Çakır davasında Müge Anlı'dan çarpıcı ifade!

Aleyna Çakır davasında yaşanan son dakika gelişmesi Müge Anlı canlı yayınına da damga vurdu. DNA raporunun neticelenmesinin ardından olaya ilişkin ilk kez konuşan Müge Anlı, ''Utanmadık şükürler olsun Allah utandırmadı. Adli Tıp kurumu raporları da vücut üzerindeki izler bize o geceyi anlatıyor.'' şeklindeki çarpıcı ifadeleriyle dikkat çekti.

Aleyna Çakır olarak bilinen Sema Esen'de tespit edilen doku ve sperm örneğinin, ölümüyle ilgili gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan ve uyuşturucu soruşturması kapsamında tutuklanan Ümitcan Uygun'a ait olduğu belirlendi. Yaşanan son gelişmelerin ardından ise Müge Anlı, canlı yayında ilk kez konuştu.

"UTANANLAR OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM"

DNA raporunun ardından değerlendirmede bulunan Müge Anlı, "Utanmadık şükürler olsun Allah utandırmadı. Utananlar olduğunu düşünüyorum utanmıyorlarsa utanmaları gereken kişiler olduğunu düşünüyorum. Adli Tıp kurumu raporları da vücut üzerindeki izler bize o geceyi anlatıyor, o geceyle ilgili önemli detaylar veriyor." dedi.

"EVDEN KAÇMAYI DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ ZAMAN ALEYNA ÇAKIR'I DÜŞÜNÜN"

İlk günden bu yana olayın peşini bırakmayacağını dile getiren Anlı, tepkilerin odağında yer almış hatta Ümitcan Uygun'un ağabeyi tarafından tehdit dahi edilmişti. DNA verilerinin, bekledikleri bir sonuç olduğunu söyleyen Müge Anlı, sözlerine şu şekilde devam etti:

"Evden kaçmayı düşündüğünüz zaman Aleyna Çakır'ı düşünün. Ne oldu, başına neler geldi, benim başıma neler gelebilir. Onun başına geldi benim başıma gelmez diye düşünmeyin. Dün bildiğini gibi yayınımızın son dakikasında gelmişti haber. Benim beklediğim adli tıp kurumu raporu buydu. Bundan önce çıkan rapora beklenen haber deniliyordu, ama beklediğim hiçbir şey yok demiştim. Bu beklenen rapordu. Tırnak arasındaki DNA'nın kime ait olduğunu ait rapordu. O rapor da Ümit Uygun'a ait olduğu çıktı. Tüm kamuoyu adına söylüyorum, Allah utandırmadı. Utanmayanlar varsa utanmaları gerektiğini düşünüyorum."
"Ben en baştan beri bu programı yaparken şunu söyledim, yine lafımın arkasındayım; Ben o gün orada adli tıp kurumu raporu gelmeden ne yaşandığını söyleyemem demiştim, hep bunu söyledim. Sosyal medyaya yansıyan, kızı bayıltıncaya kadar kişinin her kim olursa olsun, hatta onun altına 'helal olsun' diyenlere dahi işlem yapılması gerektiğini savundum. Hâlâ da sözümün arkasındayım. Burayı bilemeyiz dedik. 'Kızın yaşam tarzı', 'kızın yaşam tarzı' vs. falan o kızın orada kendi başına yapamayacağı izlenimini doğurdu her birimizde. Adli Tıp kurumu raporları da vücut üzerindeki izler bize o geceyi anlatıyor, o geceyle ilgili önemli detaylar veriyor."