Son depremler İstanbul son dakika deprem mi oldu? İstanbul, Kocaeli Yalova deprem şiddeti Kandilli son dakika

Marmara Bölgesi'nde birçok kişi güne deprem ile uyandı. Saat 05.36'da Yalova Çınarcık merkezli bir deprem gerçekleşti. AFAD'ın 4.1, Kandilli Rasathanesi'nin ise 4.3 olarak açıkladığı ve yaklaşık 14 kilometre derinlikte meydana geldiği belirlenen deprem Bursa, İstanbul, Kocaeli ve Sakarya'da da etkisini gösterdi.

İstanbul, Kocaeli Yalova deprem şiddeti Kandilli son dakika son depremler İstanbul son dakika deprem mi oldu? Son depremler İstanbul son dakika deprem mi oldu sorusu araştırılıyor. İstanbul, Kocaeli deprem şiddeti kaç Kandilli son dakika haberleri merak ediliyor. Kandilli Rasathanesi son dakika açıklamaları yakından takip ediliyor. Vatandaşlar depremin nerede ve kaç şiddetinde olduğunu öğrenmek istiyorlar. Marmara Bölgesi'nde birçok kişi güne deprem ile uyandı. Saat 05.36'da Yalova Çınarcık merkezli bir deprem gerçekleşti. AFAD'ın 4.1, Kandilli Rasathanesi'nin ise 4.3 olarak açıkladığı ve yaklaşık 14 kilometre derinlikte meydana geldiği belirlenen deprem Bursa, İstanbul, Kocaeli ve Sakarya'da da etkisini gösterdi. Yalova Valisi Muammer Erol, kentte meydana gelen depremde can veya mal kaybının olmadığını bildirdi. Vali Erol, yaptığı yazılı açıklamada, "Çınarcık Esenköy arasında saat 05.36 da 4,1 büyüklüğünde meydana gelen deprem dolayısı ile acil çağrı merkezimize, emniyet ve jandarma birimlerimize şu ana kadar can ve mal kaybı ile ilgili herhangi bir ihbar düşmemiştir." İfadesini kullandı. Depremde enerjinin açığa çıktığı noktanın yeryüzünden en kısa uzaklığı, depremin odak derinliği olarak adlandırılır.

FAY HARİTALARI İÇİN TIKLAYIN

SON DEPREMLER İÇİN TIKLAYINIZ

İSTANBUL'DA DEPREM Mİ OLDU?

Saat 05.36'da Yalova Çınarcık merkezli 4.1 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Deprem İstanbul, Kocaeli, Bursa ve Tekirdağ gibi çevre illerde de hissedildi. Paniğe neden olan depremle ilgili konuşan İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz, 'İstanbul'da deprem olmasını beklediğimiz fay şu anki depremin oldukça kuzeyinde. Ancak önemli olan depreme hazır olmak. Deprem herhangi bir zamanda olabilir' dedi. Dün deprem uyarısı yapan İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan ise 'Depremin öncüsü diyemeyeceğiz ama bir gerginlik biriktirdiğinin işareti' diye konuştu.

Marmara Bölgesi'nde birçok kişi güne deprem ile uyandı. Saat 05.36'da Yalova Çınarcık merkezli bir deprem meydana geldi. AFAD'ın 4.1, Kandilli Rasathanesi'nin ise 4.3 olarak açıkladığı ve yaklaşık 14 kilometre derinlikte meydana geldiği belirlenen deprem Bursa, İstanbul, Kocaeli ve Sakarya'da da hissedildi.

YALOVA VALİSİ AÇIKLAMA YAPTI

Yalova Valisi Muammer Erol, kentte meydana gelen depremde can veya mal kaybının olmadığını bildirdi.

Vali Erol, yaptığı yazılı açıklamada, "Çınarcık Esenköy arasında saat 05.36 da 4,1 büyüklüğünde meydana gelen deprem dolayısı ile acil çağrı merkezimize, emniyet ve jandarma birimlerimize şu ana kadar can ve mal kaybı ile ilgili herhangi bir ihbar düşmemiştir." İfadesini kullandı.

SON DEPREMLER

06:13:09 40.6023 28.9783 5.2 -.- 2.9 -.- ESENKOY-CINARCIK (YALOVA) 

06:00:35 40.6077 28.9510 10.5 -.- 2.2 -.- ESENKOY-CINARCIK (YALOVA) 
05:56:27 40.6040 28.9495 8.0 -.- 1.8 -.- ESENKOY-CINARCIK (YALOVA) 
05:56:13 35.8638 28.3925 5.0 -.- 2.3 -.- AKDENIZ 
05:53:34 40.6212 28.9573 8.7 -.- 1.8 -.- ESENKOY-CINARCIK (YALOVA) 
05:44:52 40.6185 28.9538 11.0 -.- 2.0 -.- ESENKOY-CINARCIK (YALOVA) 
05:41:43 40.5658 28.9958 2.0 -.- 1.5 -.- ESENKOY-CINARCIK(YALOVA) 
05:36:34 40.5912 28.9770 6.9 -.- 4.3 4.0 ESENKOY-CINARCIK (YALOVA) 

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünden alınan bilgiye göre, saat 09.38'da merkez üsse Kahramanmaraş'ın Çağlayancerit ilçesine bağlı Bozlar Mahallesi olan 3,0 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildi.

Yerin 5.2 kilometre derinliğindeki deprem kısa süreli paniğe neden oldu. 

'Deprem olacak' dedi, 16 saat sonra Marmara sallandı

Jeofizik Mühendisleri Odası Yalova Temsilcisi Osman Kendir’in 'Marmara’da gerilim arttı her an deprem olabilir' açıklamasından 16 saat sonra merkez üssü Yalova’nın Çınarcık ilçesi olan 4.1 büyüklüğünde bir sarsıntı meydana geldi.  Jeofizik Mühendisleri Odası Yalova Temsilcisi Osman Kendir çalışmalara ve MTA haritasından elde ettiği verilere dayanarak 29 Kasım 2018 Perşembe günü Marmara’da stresin arttığını ve her an bir depremin meydana gelebileceğini açıklamış ve uyarıda bulunmuştu. Kendir’in açıklamalarının ardından 16 saat geçmeden Yalova’nın Çınarcık ilçesi merkez üslü bir deprem yaşandı. Çevre illerden de hissedilen depremde herhangi bir hasar, can kaybı ve yaralanma meydana gelmedi.

EVİNİZİN ALTINDA FAY HATTI BULUNUYOR MU?

Fay hattı sorgulama ekranına MTA'nın resmi internet sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz. http://www.mta.gov.tr/v3.0/ adresine girip MTA Yerbilimleri Portalı'nı http://yerbilimleri.mta.gov.tr/anasayfa.aspx tıklayarak harita üzerinden bulunduğunuz konumu girebilirsiniz. Yan tarafta bulunan Faylar kısmını ve Depremler kısmını ise Son 24, son 7 gün ve Son 30 gün şeklinde bulunan kutucuklara tıklayarak hangi zaman diliminde evinizin altından fay geçtiğini öğrenebilirsiniz. 

FAY HATTI SORGULAMA NASIL YAPILIR?

Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Başkanı Engin Er, 12 Kasım 1999 Düzce depreminin 19’uncu yılında Bursa Akademik Odalar Birliği binasında toplantı düzenledi.

BİR TIKLA EVİNİZİN ALTINDAN FAY HATTI GEÇİP GEÇMEDĞİNİ ÖĞRENİN

Er, "Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) internet sayfasına girildiğinde evinizin neresinden fay hattının geçtiğini görebilebilirsiniz. Bursa’da 7 büyüklüğünde bir deprem bekleniyor. Bunu herkes biliyor. Yapılması gereken şeyler çok basit. Planlama yapacağız. Bin tane, 10 bin tane tek planlama, bir tane bütüncül planlamanın yerini tutmaz. Deprem hangi büyüklükte, nerede olur biliyoruz. Zemin ve binaların özelliklerini de biliyoruz. Yapılacak şey bütüncül planlamadır” dedi.

Anlatıların bir hikaye gibi geldiğini ve pek de ciddiye alınmadığını savunan Er, “Sanki biz kaf dağının arkasındaki bir hikayeden bahsediyoruz gibi kimse bizim söylediklerimizi anlamıyor. Bir sürü şeyler söylemedik, sadece ‘deprem olacak ve yıkılacak’ dedik.

'DAHA KÖTÜSÜNÜ YAŞAYACAĞIZ'

1855 yılında Bursa’da yaşanan depremden daha kötüsünü yaşayacağız. Küçük kıyamet diyorduk, ama orta kıyameti yaşayacağız. 1855 yılındaki gibi Tophane yamaçlarındaki bir Bursa’dan bahsetmiyoruz. Sıvılaşma bölgelerindeki birçok yapılaşmadan söz ediyoruz. Belediyelerde sıvılaşma bölgelerindeki yapılarla ilgili denetleme yöntemini bilen yetkili insan yok. Eğitimden geçmemiz lazım, meslektaşlarımız burada daha çok çalışması gerekiyor. Jeolojiye, jeofiziğe önem vermemiz gerekirken maalesef böyle bir şey yok. İznik diye bir yer var. Bir tane jeoloji mühendisi yok. Böyle bir mantık olur mu? Şimdi yönetmelik çıkartıldı. Yönetmelikte deniyor ki, İznik’teki adam Bursa’daki Büyükşehir Belediyesi’ne gelecek. Biz bu işleri ciddiye almıyoruz. Toprakla, ziraatla, çiçekle ilgili şeyleri ciddiye alıyoruz. Ben bunlar önemsiz demiyorum, fakat insan hayatından, malından daha önemli değil” ifadelerini kullandı.

Merkez üssü Düzce ili olan 12 Kasım 1999 Cuma günü saat 18.57’de meydana gelen depremle ilgili de veriler paylaşan Engin Er, “Büyüklüğü 7,2 olarak ölçülen depremin 19’uncu senesindeyiz. 30 saniye süren bu deprem pek çok ilimizde hissedilmişti. Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi’nin açıklamalarına göre, ölü sayısı 845, yaralı sayısı 4 bin 948’di. Depremde hasar gören ve derhal yıkılması gereken bina sayısı 3 bin 395, yıkık ya da ağır hasarlı ev sayısı 12 bin 939, iş yeri sayısı ise 2 bin 450 olarak kayıtlara geçti.

BÜYÜK BİR DEPREM TEHDİDİ VAR!

Yakın zamanda güncellenmiş olan Türkiye diri fay haritasına göre büyüklüğü 5,5 ve üzeri deprem üretebilecek 485 diri fay veya fay segmenti olduğu gerçeği, ülke coğrafyasının büyük bir bölümünü ne derecede büyük bir deprem tehdidi altında olduğunu ortaya koymaktadır. Ülkemizin jeolojik yapısı, depremlerle tekrar tekrar karşılaşacağımız gerçeğini hatırlatıyor. Afet yönetim ve yapı denetim sistemlerini gözden geçirmeli, depremlere karşı daha hazırlıklı olmalıyız. Güvenli konut üretimi konusunda yerel ve merkezi yönetimler üstüne düşen görevi yapmamakta, kentsel dönüşüm projelerini dar bir çerçevede değerlendirmektedirler. 1999 depremlerinden sonra yapı denetimi maalesef istenen seviyeye gelememiştir. Doğa olaylarının afete dönmesini istemiyorsak bilimin ve tekniğin gereğini yapmalıyız. Yoksa en iyi ve en acımasız kontrol mühendisi olan deprem bu denetlemeyi yapacaktır” diyerek sözlerini noktaladı.

MTA NEDİR?

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünün kısaltılmışı olarak MTA kullanılmaktadır. Kuruluşuna baktığımız zaman 1935 yılının 14 Haziran’ında kurulmuş olmakta. Madencilik üzerine araştırma ve çalışmalar yapmaktadır. Ülkemizin yer altı kaynaklarını araştırarak gerekli yerlerde sondaj çalışmasında bulunur. MTA, madencilik alanında gelişme ve büyüme sağlanması düşünerek kurulan bir kurum olmaktadır. Ülkemizin sahip olduğu kaynaklarının yerleri ve miktarının ölçülmesinde ve gerekli kuruluşlara iletmekle görevlidir.

Kuruluşun görevleri ise;

Maden sektöründe işçi ve mühendis yetiştirmek

Taş ve maden ocaklarının aramasını ve bulunmasını sağlamak

Bulunan madenlerde etüt çalışmalarının yapılması ve işletme için uygun olup olmadığını anlamakla görevli olan kurumdur.

Deprem Nedir? Nasıl Oluşur? Deprem Çeşitleri Nelerdir ?

Dünya doğal afetler ile sarsılıyor, gün geçmiyor ki televizyonlarda bir doğal afet haberine rastlamayalım. Depremler, sel felaketleri, kasırgalar, toprak kaymaları en sık duyduğumuz haberler arasında. Ülkemizde de bir çok doğal afet meydana geliyor. Bunların en başında da ”DEPREM” bulunuyor.

DEPREM; yer kabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsması olayıdır. Başka bir ifade ile anlatacak olursak; üzerine bastığımız, binalar inşa ettiğimiz toprak yüzeyini yerinden oynatan hatta inşa edilen binalara ve içindeki biz insanlara zararlar verebilen bir doğa olayıdır.

Deprem herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda olabilir. Yer küre de meydana gelen depremlerin görülme sıklığı, büyüklüğü ve verdiği zararlar göz önüne alındığında iki ana deprem kuşağından bahsedilebilir. Bunlardan ilki Büyük Okyanus’u çevreleyen ve özellikle Japonya üzerinde etkili olan PASİFİK DEPREM kuşağıdır. (Yeryüzünde gerçekleşen depremlerin % 81’i bu kuşakta meydana gelir.) İkincisi ise Türkiye’nin de içinde bulunduğu; Cebelitarık’tan, Endonezya’ya kadar uzanan AKDENİZ-HİMALAYA deprem kuşağıdır. ( Yeryüzünde gerçekleşen depremlerin % 17’si bu kuşakta meydana gelir.)

Ülkemizdeki bilim adamlarının; televizyonlara çıkıp devamlı bizlere depremle ile ilgili bilgiler verme sebebini biraz da olsa anladık sanırım. Ülkemiz ana deprem kuşaklarından birinin içinde ve bizler deprem konusunda donanımsal bilgilere sahip değiliz. Bu konuda ehil ağızların söylemlerine kulaklarımızı tıkamamalı, aksine daha dikkatle izlemeli, bize verilen bilgilerin hayati bilgiler olduğu gerçeğini kabul etmeliyiz.

Çoğu büyük ölçekli depremin kökeni ve yayılması LEVHA TEKTONİĞİ kuramıyla açıklanır.

Dünya yüzeyi kesintisiz gibi görünse de gerçekte dev bir yap-boz gibi birbirine geçmiş parçalardan oluşmaktadır. Levha adı verilen bu parçalar çok yavaş biçimde birbirlerine göre hareket ederler. Hareket halindeki bu levhaların arasında üç tür ilişki vardır. 1)YAKLAŞMA, 2)UZAKLAŞMA, 3)YAN YANA KAYMA.

Birbirine yaklaşan levha sınırına ”yıkıcı”, birbirinden uzaklaşan levha sınırlarına da ”yapıcı” sınırlar denilmektedir. İşte en şiddetli depremler levhaların örtüşme bölgelerinde, levhalardan birinin diğerinin altına dalmasıyla oluşur.

Bunların çoğu; merkezi 300 km’den aşağıda olan derin odaklı depremlerdir. Levhaların ayrıldığı ya da birbirine sürtüştüğü bölgelerde de yüzeyden algılanabilen sismik dalgalar oluşabilir, bu tür oluşan depremler genellikle daha küçük şiddette meydana gelirler.

Levhalar nedeniyle oluşan depremlere TEKTONİK deprem de denir ve dünya’da oluşan depremlerin % 90’ı bu kategoriye girer. Ülkemizde gerçekleşen depremlerin çoğu bahsettiğimiz gibi Tektonik depremlerdir. Diğer bir deprem şekli ise VOLKANİK depremlerdir, volkanların püskürmesi sonucu oluşurlar.

Volkanik depremler yanardağlarla ilgili olduğundan yereldirler ve önemli zararlara neden olmazlar. İtalya ve Japonya’da oluşan depremlerin bir kısmı bu kategoride yer alır.

Bir başka deprem tipi de ÇÖKÜNTÜ depremlerdir, yeraltındaki mağara gibi boşlukların çökmesi sonucu oluşurlar. Volkanik depremler gibi, çöküntü depremler de yereldir ve fazla zarara sebebiyet vermezler.

Deprem nedir, deprem’e neler sebep olur, deprem çeşitleri nelerdir gibi sorulara cevaplar bulduktan sonra şimdi deprem’in tariflenebilmesi ve anlaşılabilmesi için hangi kavramlardan bahsedebiliriz ona bakalım.

Herhangi bir yerde deprem olduğunda bu depremin tariflenebilmesi ve anlaşılabilmesi için bazı DEPREM PARAMETRELERİ vardır. Bunlardan biri ”odak noktası”dır.

Odak noktası: Yer içerisinde deprem enerjisinin ortaya çıktığı noktadır. Aynı zamanda iç merkez olarak ta isimlendirilir.

Dış merkez: Odak noktasına en yakın durumda olan yeryüzü noktasıdır, aynı zamanda depremden en fazla zarar gören ve depremi en kuvvetli hisseden bölgedir.

Odak derinliği: Depremde enerjinin açığa çıktığı noktanın yeryüzünden en kısa uzaklığı, depremin odak derinliği olarak adlandırılır. Depremler odak derinliklerine göre sınıflandırılabilirler. 0 – 60 km derinliğinde olan depremler SIĞ, 70 ” 300 km derinde olan depremler ORTA DERİNLİKTE olan depremler, 300 km den daha derinde olan depremler ise DERİN depremler olarak sınıflandırılırlar.

Şiddet: Herhangi bir derinlikte meydana gelen depremin yeryüzünde hissedildiği bir noktadaki etkisinin ölçüsü olarak isimlendirilebilir. Depremin şiddeti, doğa, yapılar ve insanlar üzerindeki etkilerinin bir ölçüsüdür.

Magnitüd: Deprem sırasında açığa çıkan enerjinin bir ölçüsü olarak tanımlanmaktadır.

Bazen büyük deprem olmadan önce küçük sarsıntılar meydana gelir, bu küçük sarsıntılara ÖNCÜ DEPREM adını veririz.

Depremlerin nasıl oluştuğunu, deprem dalgalarının ne şekilde yayıldıklarını, ölçü aletleri ve yöntemlerini inceleyen bilim dalına SİSMOLOJİ olarak isimlendiririz. Deprem ölçen alete SİSMOGRAF, depremin şiddetini ölçen alete de RİCHTER ÖLÇEĞİ ismini veriyoruz.